Savurgan olmamak için nelere dikkat etmeliyiz? Kısaca anlatınız. İnsanın sahip olduğu mal, sağlık, zaman gibi nimetleri gereksiz yere ve aşırı tüketmesine “savurganlık” denir. Savurganlık, israf olarak da adlandırılmaktadır.
Savurganlık, dinimizce hoş görülmemiştir. Allah bir ayette, “…Yiyiniz, içiniz; fakat israf etmeyiniz. Şüphesiz Allah israf edenleri sevmez.” buyurmuştur. İslam dini sosyal ve ekonomik dengeyi sağlamak için bir yandan infakı, zekat ve sadakayı emretmiş, diğer yandan savurganlığı yasaklamıştır. Çünkü savurganlık hem bireyin hem de toplumun sağlıklı gelişmesine engel olur. Ölçüsüz ve bilinçsiz tüketim, kaynakları yok ederek fakirleşmeye yol açar.
İsrafla, cömertlik ve hayırseverlik birbirinden ayrı tutulmalıdır. Dinimiz de bunları birbirinden ayırmıştır. Hayırseverlik; yoksullara, düşkünlere, yardıma muhtaç olanlara yardım etme alışkanlığı kazanmak demektir. Cömertlik, gerektiği zaman insanlara yarımcı olmak demektir.
İslam’da zekat, fitre, sadaka, vakıf ve hayır işleri cömertliği gerektiren gerekli ve yararlı işlerdir. İslam savurganlığı yasakladığı gibi cimriliği de yasaklar. İkisi arasında dengeli bir yol tutulmasını ister. Dinimizin amacı insanları kendi imkânları oranında dengeli harcamaya yöneltmektir. Herkes gelirine uygun harcama yapmalı ve tasarrufa yönelmelidir. Kısaca harcamalarda orta yol gözetilmelidir. Böylece ekonomik kaynaklar israf edilmemiş olur. Allah bir ayette şöyle buyurmuştur: “Akrabaya, fakire ve yolcuya hakkını ver! Elindekini de saçıp savurma. Çünkü saçıp savuranlar şeytanın kardeşleridir… Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme (Eli sıkı olma!), büsbütün de tutumsuz (müsrif) olma yoksa pişman olur açıkta kalırsın.”
Başka bir ayette de israf etmeden, dengeli bir şekilde harcama yapan kimseleri şöyle övmüştür: “Onlar, harcamalarında israf etmezler, cimrilik de yapmazlar. Harcamalarında bu ikisi arası orta bir yol izlerler.”
Savurganlık sadece aşırı şekilde para harcamak değildir. Zaman, sağlık, gençlik gibi nimetleri boşa harcamak da savurganlık olarak görülmüştür. İnsana verilen her nimetin emanet olduğu bilinmeli ve israf edilmemelidir. Peygamberimiz, “Sağlık ve boş vakit, halkın çoğunun aldanıp değerlendiremediği iki nimettir.” buyurarak sağlığımızın korunması ve zamanımızın değerlendirilmesi konusunda dikkatimizi çekmiştir.
Dinimizin öğüt ve uyarılarını dikkate alan bir insan gerek zamanını gerek diğer imkânlarını saçıp savurmaktan kaçınır. Zenginliğinin ve kendisine verilen nimetlerin Allah’ın bir lütfu olduğunu bilir. Onları Allah’ın hoşnut olacağı şekilde kullanır. Yalnızca kendi mutluluğunu değil, başkalarının mutluluğunu da dikkate alarak yaşamaya çalışır.
Son Yorumlar