Rus ressamı (Moskova, 1866-Neuilly- sur-Seine, Fransa, 1944).Babasının 1871’de yerleşmiş olduğu Odessa’da okuduktan sonra Moskova’ya dönerek hukuk ve iktisat öğrenimi gören Vasili Kandinski, 1889’da Kuzey Rusya’ya yaptığı bir araştırma gezisi sırasında halk sanatını ve ikonaları yakmdan tanıma olanağı buldu.
1895’te Moskova’da düzenlenen izlenimciler sergisini gezdiğinde değişik bir heyecan duydu: Monet’nin tabloları resimde konunun gerekli olup olmadığıyla ilgili kuşkuya düşmesine yol açtı (bu ilk kuşku,Sanatta Düşünsel Olan Üstüne [1911] adlı kuramsal metnini yayımladıktan sonra, ilk soyut yapıtlarını gerçekleştirmeye koyulan Kandinski’nin resimsel biçimleri işlemesinde de etkili oldu).
biçim ve renk
Ama bu arada, Kandinski’nin, Monet’nin tabloları karşısında duyduğu coşku giderek geriledi ve 1895-1907 yılları arasmda Münih’e, Hollanda’ya, Tunus’a, İtalya’ya yaptığı yolculuklar, gerçekleştirdiği bir dizi inceleme ve araştırma, fovlarm çalışmalarını çağrıştıran bir yol izlemesine neden oldu (Kuleli Manzara, 1908; Murnau Yakınlarındaki Demiryolu, 1909).
1908’de Almanya’ya döndükten sonra, sırasıyla kentte (Münih) ve kırsal kesimde (Murnau) çalıştı. Yapıtları giderek daha özgürleşiyor, konu rengin içinde silikleşiyor, dağılıyor, boğuluyordu. Çok geçmeden tablolarının konuyu çağrıştıran bir başlıktan mantıksal olarak uzaklaştığı görüldü (Doğaçlama 6, n° 96, 1909). Konu artık varoluş nedenini yitirmişti, çünkü biçim ve renk tek başlarına iç heyecanı açıklayacak bir dilin öğelerini oluşturuyorlardı. Özgürlük deneyimi hızlı ve denetimli bir uygulamaya, resim uzamının, renkli biçimlerde (lekeler ve çizgiler) dolmasına yol açtı. 1910’da gerçekleştirdiği soyut suluboya tabloları ve 1912-1913 yıllarında yaptığı doğaçlamalar (Siyah Çizgiler, n° 189, 1913) özgürlüğün en üst derecesini, bir başka deyişle ressamın arzuladığı fırça darbelerindeki hızlılığı açıkça ortaya koydu.
“DAİRELER” DÖNEMİ
Kandinski Der Blaue Ritter (Mavi Süvari) adlı almanağın yazımına çalıştıktan sonra Franz Marc ile birlikte 1911’in sonunda aynı adı taşıyan bir topluluk kurdu ve Almanya’da, Robert Delaunay gibi bazı öncü ressamların yapıtlarını sergiledi. Bir yıl sonra topluluğun sergisini genişleterek Braque, Derain, Picasso, Maleviç gibi birçok sanatçının yapıtlarını sundu.Birinci Dünya savaşının patlak vermesi üstüne İsviçre’ye sığman Kandins- ki, daha sonra Rusya’ya döndü. 1917 Devrimi’nden sonra, kendisine birçok önemli görev verildi: 1918’de Moskova Güzel Sanatlar Akademisi’nde profesör, 1919’da Resim Kültürü Müzesi müdürü, 1921’de S.S.C.B. Sanat Akademisi başkan yardımcısı oldu. 1921 yılı sonuna doğru S.S.C.B’nden ayrılarak Almanya’ya yerleşti. Orada, Paul Klee’nin ardından, Weimar’daki Bauhaus’a profesör olarak atandı (1922).Yapıtlarını artık geometrik öğelerden kalkarak kuruyordu; bu öğeler, Male- viç’in yarattığı süprematizm (kübizmden türemiş hareket) akımına da yansıdı. Çizgi, daire, kare, üçgen, vb. artık zaman renk, ses gibi soyut kavramlara bağlı karmaşık bağıntılar bütününü canlandırıyordu (Siyah Karede, n° 259, 1923; Bir Merkez, n° 285, 1924}.1926’dayayımladığıPunicf und Linie zu Flâche (Düzlemde Nokta ve Çizgi) adlı yapıtıyla “daireler” dönemi diye adlandırılan yıllarda (1926-1928) yararlandığı geometrik resim öğelerinin incelenmesine kuramsal açıdan önemli bir katkıda bulundu. 1928’de Musorgskiy’in Dessau Tiyatrosu’nda sahneye konan Bir Sergiden Tablolar adlı yapıtının dekor ve kostümlerini gerçekleştiren sanatçı, aynı yıl Alman uyruğuna geçti.
“BÜYÜK BİREŞİM” DÖNEMİ
Bauhaus’un 1933’te naziler tarafından kapatılmasından sonra Fransa’ya yerleşip 1939’da Fransız uyruğuna geçen Kandinski, ölümüne kadar bu ülkede yaşadı. “Büyük Bireşim” dönemi diye adlandırılan, yaşamının son on yılında (Kompozisyon X, n° 655, 1939; Karşılıklı Uyum, n° 687, 1942) kimi kez kabaca büyütülmüş, kimi kez inceltilmiş geometrik biçimlerinde, hoş ve zarif renklerinde, zamanm ve uzamın alaylı ölçümüyle ilgili izlenimi güçlendirdi.
Son Yorumlar