Ergonomi, çalışma (iş) koşullarının insana uyumunu inceleyen bilim dalı fişbiIim de denir). 1950 yılına doğru ortaya çıkan ergonomi, insan-iş ilişkisini, makinenin ve işin insana uyumunun sağlanması, rahat bir iş ortamının yaratılması, yorgunluğun ve tekdüzeliğin azaltılması, güvenliğin artırılması, çalışma ortamındaki hoşnutsuzluk nedenlerinin giderilmesi, çalışanları ve iş ekiplerini hoşnut kılacak en iyi olanağın yaratılması, vb. açılardan incelenerek […]
Cismin kimyasal yapısı değişmeksizin, katı halden sıvı hale geçmesi. Ergime Kuramı ve Yasaları Kusursuz katı hal, billur halidir. Bir billurda, iyonlar (moleküller ya da atomlar) hareketsiz değillerdir; belirli bir ortalama konum çevresinde titreşirler ve bu titreşimlerin genliği, sıcaklıkla birlikte artar (ısıl çalkantı); sıcaklık yeterli biçimde artarsa, hareketler, artık dengeye erişilemeyecek hale gelirler: Böylece billuru oluşturan […]
Ergenlik, insan yaşamının çocukluk ve erişkinlik arasındaki dönemi. Organik açıdan ergenlik, olgunlaşma süreçlerinin bitmesiyle belirginleşir; beden yavaş yavaş kesin boyutlarına ulaşır. Bedenin gelişmesi sırasında geçici oransızlıklar ortaya çıkar: Bacaklar önce gövdeden daha hızlı büyür; sonra hareket tersine döner; ağırlık artışı hızlanır ve 16 yaşlarında bazen yılda 4-5 kiloyu bulabilir. Ergenliğin ilk evresi, erinlik çağı (buluğ […]
Ereklilik, bir eylemin, bir kurumun amacı. Felsefede, araçların, bilinçli ya da bilinçsiz olarak amaçlara uyarlanması. Ereklilik Sorunu Ereklilik içsel ya da dışsal olabilir. İçsel olduğunda parçanın bütüne (organın organizmaya) uyarlanmasını, dışsal olduğundaysa, bütünün daha geniş bir bütüne (sözgelimi, canlı varlığın dış çevresine) uyarlanmasını belirtir. Açıklanması bakımından da ereklilik ikiye ayrılabilir: İçkin ereklilik; aşkın ereklilik. Ele […]
Erdişilik, Aynı bireyde iki cinsliğin bir arada bulunma durumu. Erdişilik olgusuna, ender olarak bütün bir dalda (sözgelimi, yassı- kurtlar), çoğunlukla da daha İcüçük sınıflarda (halkalıkurtlar, sülükler, solucanlar) ve öbeklerde, hattâ genellikle, ayrı eşeyli, yani bireyleri ayrı ayrı cinslikli dallara bağlı cinslerde raslamr. Erdişi hayvanlarda genellikle bir yumurtalık ve bir erbezi vardır; salyangoz gibi bazılarındaysa, tersine, hem […]
Erbezi, Spermatozoyitleri ya da sperma hayvancıklarını (erkek cinsellik hücreleri) üreten erkek cinsel bezi. Her erkekte iki tane olan bu organların iküi bir işlevi vardır: Dış salgı (sperma sıvısı); iç salgı (erkeklik hormonları). İnsanda ve memeli hayvanların birçoğunda er- bezleri, skrotum (erbezi kesesi; halk arasında torba denir) adı verüen çift katlı bir dış kese içindedirler. Her bez […]
Erasmus, Latince yazan Hollandalı yazar ve hümanist (Rotterdam, 1469 – Basel, 1536). Rotterdamlı Gerard de Praet adlı gezici bir rahip ile Zevenbergenli bir hekimin kızı olan Marguerite’in evlilik dışı çocuğu Erasmus (asıl adı Geert Geertsz) Gouda’da, Peter VVinckel’in okulunda başladığı öğrenimini Deventer’de, Freres de la Vie commune okulunda sürdürdü. Annesinin (1483) ve babasının (1484) ölümünden sonra, […]
Epoksit, Kesintisiz bir zincirdeki iki karbon atomuna bağlı bir oksijen atomundan oluşmuş bileşik. Epoksit, halkasının uzunluğu oranında kararlı olan, halkalı bir eteroksittir. HjC CH 2: Nitekim, tetrahidrofüran H;(l J.H> ya da a – epoksit ve tetrahidropiran HıC CHa HzC CH2 O ya da 6 -epoksit kararlıdırlar (tetrahidrofüran, organik bireşimde kullanılan ve bazı elastomerlerin önemli monomeri olan bütadiyen […]
Belli bir kimyasal tepkimeyi hızlandırma yeteneği olan karmaşık protein molekülü. Biyokatalizör gibi etki gösteren enzimler, birçok biyokimyasal tepkimenin (bireşimler, yükseltgenmeler, indirgenmeler, enerji aktarımları, vb.), tepkinlerin (reaktifler) yaşamla uyuşabilen düşük derişim ve sıcaklıkta olmalarına karşın, yeterli tepkime hızlarında gerçekleşmesini sağlarlar. Gerçekten, az tepkiyen maddelerin katıldığı bütün tepkimelerin (biyolojideki organik tepkimelerin çoğunda olduğu gibi) gerçekleşmesi için, önemli […]
Ensor, Belçikalı ressam ve heykelci (üstende, 1860 – Ostende, 1949). İngiliz bir baba ile Flaman bir annenin oğlu olan James Sydney Ensor, 1877’de girdiği Brüksel Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim gördükten sonra Ostende’ye dönerek 1879’da çalışmaya başladı. İlk desenlerinde ve 1880’de yaptığı birkaç tablosunda Van Gogh’un etkisinde kaldıysa da, 1881-1885 yılları arasında yaptığı resimlerde, Flaman geleneğine özgü […]
Son Yorumlar