Osmanlı padişahı Mahmut II(İstanbul. 1784 – İstanbul, 1839).
Abdülhamit Fin oğlu ve padişah Abdülmecit ile Abdülaziz’in babası olan Mahmut II (mahlası ve unvanı Adlî’ dir) 30. Osmanlı padişahıdır. Abdülhamit I’in ölümünden sonra (1789), yerine amcaoğlu Selim III tahta çıktı. Mahmut’un ağabeyi Mustafa IV de veliaht oldu. Selim III, çocuğu olmadığından Mahmut’u kendi oğlu gibi seviyordu; bu nedenle onun saray geleneklerine göre eğitim ve öğrenim görmesine, edebiyat, müzik, arapça ve akait gibi konuları öğrenmesine özen gösterdi.
Selim III, ıslahatçı bir padişahtı. 1787’de başlayan Osmanlı-Rus ve Avusturya savaşlarında Yeniçerilerin yetersizliğini görünce, Yaş Anlaşmasının imzalanmasından (1792) sonra, ıslahat hareketlerine girişerek Nizamıcedit (Yeni Düzen) adlı yeni bir ordu kurdu; yurt dışından subay ve mühendis getirtti; topçu ve istihkâm subayı yetiştiren Mühendishanei Berrii Hümayun’u (Kara Mühendis Okulu) genişletti ve Selimiye Kışlası’m açtı. Nizamıcedit’in gelirini sağlamak için İradı Cedit(Yeni Gelirler) adlı bir hazine kurdurdu. Bu yenilikler tutucuların çıkarlarım zedelediğinden. Kabakçı Mustafa’nın önderliğinde çıkan bir ayaklanma sonunda tahttan indirilerek (1807) yerine Mustafa IV geçirildi. Rusçuk yaranından Alemdar Mustafa Paşa, yandaşlarıyla İstanbul’a geldiği zaman, Selim IlI’ün, Mustafa IV tarafından öldürtüldüğünü öğrenince, ayaklanmayı bastırdıktan sonra o sırada 24 yaşında olan Mahmut IFyi padişah ilan etti (28 Temmuz 1808). Kendisi de sadrazam oldu. Alemdar Mustafa Paşa, önceleri Selim IIFün reformlarım sürdürdü: Kabakçı Mustafa yandaşları cezalandırıldı,onları destekleyen ulemadan bazıları sürgüne gönderildi. Daha sonra merkezi dinlemeyerek başına buyruk derebeylerini (Âyan) yola getirmek için, onları İstanbul’da bir toplantıya çağırdı ve kendilerine ceza verilmeyeceği konusunda güvence vererek, onlardan ıslahat hareketlerine karşı çıkmayacakları, padişah ve sadrazamın buyruklarına uyacakları sözünü aldı. Senedi İttifak (Birleşme Belgesi) adı verilen bu anlaşma. Ayan’m varlığını ve haklarını yasallaştırıyordu (29 Eylül 1808). Mahmut II. Alemdar Mustafa Paşa’nın düzenlediği bu senedi, istemeye istemeye imzaladı. Alemdar Mustafa Paşa, sonuçsuz kalan Nizamıcedit yerine Sekbanıcedit adlı askeri örgütü kurdu, ulufe alım satımından çıkar sağlanmasını yasakladı. Yeniçeriler bu kararlı ıslahattan korkuya kapıldılar. Duruma egemen olduktan sonra, tutumunu yumuşatan Alemdar Mustafa Paşa’ya karşı, Yeniçeriler, ulema ve ıslahat karşıtları yeni bir ayaklanma başlatarak. Babıali’ye ve Alemdar’m konağına saldırdılar. Padişah Mahmut Il’den gelecek yardımı bekleyerek isyancılara karşı koyan Alemdar Mustafa Paşa’ nın direnci, Mahmut Il’nin olaya seyirci kalması üzerine kırıldı, konağının cephaneliğini ateşleyerek kendisiyle birlikte, pek çok saldırganı havaya uçurdu (14 Kasım 1808). Padişah Mahmut Il’nin yardıma gitmemesinin nedeni. Alemdar Mustafa Paşa’ nın giderek bağımsız hareket etmeye başlamış olmasıydı. Ayrıca, bazı tarihçilere göre, Alemdar Mustafa Paşa’nın işini bitirdikten sonra hareketin yatışacağını ummuştu. Ancak, ayaklananlar, daha sonra saraya saldırarak Mahmut IFyi tahttan indirip yerine Mustafa IV’ü geçirmek isteyince, padişah saray mensupları ve ulemanın önerisine uyarak Mustafa IV’ü idam ettirdi. Olay bu kez bir Yeniçeri ayaklanmasına dönüştü. Kandıralı Mehmet’in başında olduğu Yeniçeriler Sekbanıcedit’in ortadan kaldırılmasını, yandaşlarının da idamını istiyorlardı. Ayaklanma, ancak istekleri kabul edildikten sonra yatıştı. Mahmut II döneminin ilk önemli dış olayı, Napolyon Bonapart ile Rus çarı Aleksandr Fin 12 Ekim 1808’de yaptıkları Erfurt Anlaşması’dır. Bu anlaşmaya göre Fransa, Rusya’nın Eflak ve Boğdan’a yerleşmesine göz yumacaktı. Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması anlamına gelen bu anlaşma karşısında Osmanlılar,Rusya’yla savaşı sürdürmekten başka çare bulamadılar. Bir süre sonra Napolyon’un Rusya aleyhine dönmesi üzerine,Rusya barış isteyince, 28 Mayıs 1812’de Bükreş Anlaşması imzalandı. Buna göre, Besarabya dışında Rusların eline geçen yerler geri alındı, Hicaz’daysa Vehhabi mezhebi yandaşlan ayaklanarak Mekke ve Medine’yi işgal etmişler, Hac yolunu kapamışlardı. Mahmut II, Vehhabi sorununu çözmek üzere, 1807’de işgalci İngilizleri İskenderiye ve Reşid’den kovan, Mısır’da Kölemenlerin (Memluklar) varlığına son veren Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yı görevlendirdi. Mehmet Ali Paşa, Vehhabi isyanını bastırdı (1813) ve büyük ün kazandı. Bu olaydan sonraki dinginlik ortamında Mahmut II, düşündüğü ıslahat hareketlerini gerçekleştirmeyi tasarlıyor. kendisine zaman zaman danıştığı rikabı hümayun kethüdası Halet Efendi ise, Yeniçeri ocağıyla yakın ilişkisi olduğundan, bunu engellemeye çalışıyordu. Halet Efendi’nin Fener Rumlarıyla yakın dostluğu, 1814’te Odesa’da kurulmuş olan ve Yunanistan’ın bağımsızlığını sağlamak üzere çalışan EtnikiEterya Cemiyeti’niumutlandırmıştı. Yanya ve çevresindeki Rumların etkinliğinden kuşkulanan Tepedelenli Ali Paşa hakkında Fenerli Rumların Halet Efendi’yi kışkırtmaları, onun da Mahmut H’yi etkilemesi üzerine padişah, Ali Paşa üzerine asker gönderdi. Bu eylemden yararlanan Rumlar Eflak’ta ve Mora’da ayaklandılar. Eflak olayı kolay bastırıldıysa da, Mora’daki ayaklanma ordunun ve donanmanın düzenli olmayışı nedeniyle bastınlamayınca, Rumlar 13 Aralık 1822*de Yunan bağımsızlığını ilan ettiler. İngiltere ve Rusya bu bağımsızlığı koruyucu tavır takındı. Mahmut II, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa’dan yardım istedi. Mehmet Ali Paşa, Girit’i üs haline getirerek Mora’ya asker çıkardı ve başkaldırıya katılanları cezalandırmaya başladı. İngiltere ve Rusya, Petersburg Anlaşmasıyla Babıali’ye vergi veren bağımsız bir Yunan devletinin kurulması konusunda anlaştılar. Mahmut II bu anlaşmayı tanımamasına karşın, disiplin ve eğitimden yoksun Yeniçeri ordusundan başka gücü olmadığından, bu ocağı düzenleme işine girişti. Yeniçeriler ayaklanınca da Mahmut II, ulemanın, saray ileri gelenlerinin, sadık askerlerinin ve halkın yardımıyla, kışlaları topa tutarak Yeniçerilerin varlığına son verdi (15-16 Haziran 1826). Bu olaya Vakayı Hayriye (Hayırlı Olay) adı verilir. Mahmut II, Yeniçeri ocağının yerine Asakiri Mansurei Muhammediye (Muhammed’in Yardımcısı Askerler) adlı daha çağdaş bir ordu kurdu.
Bu arada Rusya’nın askıda kalan sorunları çözümlemek istemesi üzerine, Akkerman Anlaşması (7 Ekim 1826) imzalandı. Anlaşmaya göre OsmanlIlar askerlerini Eflak ve Boğdan’dan çekiyor, Sırbistan’a yönetimde kimi ayrıcalıklar tanınıyor, Boğazlar, Rus ticaret gemilerine serbest oluyordu.
5 Haziran 1827’de Atina. İbrahim Paşa tarafından alınarak Mora ayaklanması bastırılmak üzereyken, İngiltere, Fransa ve Rusya,Londra Anlaşması’yla (6 Temmuz 1827) özerk bir Yunan devleti kurulmasını kabul ettiler. Üç devletin ortak donanmaları Navarin’ deki Osmanlı donanmasını ablukaya alarak yaktı (20 Ekim 1827).
Mahmut II, bunun üzerine Rusya’ya karşı savaş açtı. Rusya, İngiltere ve Fransa’nın ortak hareket etme konusundaki öneriyi kabul etmemeleri üzerine, tek başına savaşa girerek henüz iyi eğitilmemiş Osmanlı ordusu karşısında ilerledi. Balkanlar’da Eflak ve Boğdan’a. doğuda Kars ve Aşkale’ye girdi, Edirne’yi aldı. Osmanlıların barış istemesi üzerine 14 Eylül 1829’da Edirne Anlaşması yapıldı. Anlaşmanın en önemli maddesi bağımsız bir Yunan devletinin varlığının kabul edilmesidir. Aynı dönemde Fransa da Cezayir’i işgal etti (1830).
Bu olaylar Osmanlıların zayıfladığını gösteriyordu. Mehmet Ali Paşa bundan yararlanıp, Mora’daki yardımına karşılık istediği Suriye valiliğinin verilmeyişi nedeniyle oğlu İbrahim Paşa’yı Suriye üstüne yolladı. İbrahim Paşa, Akkâ, Şam, Hama gibi yerleri alarak Toroslar’ı aştı. Sadrazam Mehmet Reşit Paşa’yı yenerek İstanbul’a yöneldi. Mahmut II, Rusya’dan yardım isteyince, çar Nikolay I donanmasını İstanbul’a yolladı (20 Şubat
1833).5 Nisanda da 6 000 kişilik Rus kuvveti Beykoz’a yerleşti. Telaşa düşen İngiltere ve Fransa, Mahmut II’ yi Mehmet Ali Paşa’ın isteklerini kabul etmeye zorlayınca Kütahya Anlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya göre, Mehmet Ali Paşa Suriye valiliğini alıyor, oğlu İbrahim Paşa ise Adana vilayetinin muhassıllığını (vergi toplayıcılığı) elde ediyordu. Mahmut II bundan sonra da Ruslarla Hünkâr İskelesi Anlaşması’m imzalayarak (8 Temmuz 1833), Boğazlan Rusya’nın düşmanlarına kapamayı kabul etti. Rusya’yla böyle bir anlaşma imzalamak zorunda kalması Mahmut H’yi üzmüştü. Devleti ve devlet örgütünü güçlendirme düşüncesini gerçekleştirmek için Avrupa’ya askeri öğrenciler gönderdi. Aralarında von Moltke’nin de bulunduğu yabancı danışman subayları çağırdı. Devletin güçlendiği düşünülerek 1839’da Mısır üzerine sefer açıldı; ancak Hafız Mehmet Paşa yönetimindeki Osmanlı ordusu Nizip’te Mehmet Ali Paşa’mn ordusuna yenildi. Mahmut II de aynı yıl içinde İstanbul’da öldü.
Padişahlığı döneminde Osmanlıların siyaset alanındaki gerilemesinin belirginleşmesine ve ağır toprak yitimine karşın, Mahmut II, devletin kurtuluşunun çağdaşlaşmakta olduğunu görebilen ıslahatçı ve ileri görüşlü bir yöneticiydi. Köhnemiş kurumların köstekleyiciliği karşısında duraksamadan eyleme geçebilmesi de bu özelliğini açıkça göstermektedir. Devlete yeniden çekidüzen verilmesinin, kaynakların saptanmasına bağlı olduğunu düşünerek, yalnız erkekleri kapsayan bir nüfus sayımı yaptırmış, Avrupa merkezlerinde yerleşik elçilikler kurdurmuş, resmi gazete niteliğinde Takvimi Vekayi’yi yayımla tmıştır.Başvekâlet, Maliye, Dahiliye, Hariciye ve Evkaf gibi bakanlıkları kurdurrftası. çağdaş devlet yapısını kavradığım gösterir. Yeni askeri (Dârı Şûrayı Askeri) ve sivil (Meclisi Vâlâyı Ahkâmı Adliye) mahkemeleri kurdurmuş, dış ticareti geliştirerek devletin gelirlerini artırmayı düşünmüştür. Gene Mahmut II döneminde Tıbbiye ve Harbiye mektepleri açılmıştır.
Son Yorumlar