Mezhep kavramı size neleri çağrıştırmaktadır?Adını bildiğiniz mezhepler hangileridir? Din anlayışındaki yorum farklılıklarının sebepleri:
Mezhep; aynı görüşte olan insanlar topluluğu, ekol, tatbik edilen yol anlamlarına gelir. Mezhepler ikiye ayrılır. Ameli Mezhepler, itikadi mezhepler. Ameli mezheplerden en çok tatbik edilen 4 tanedir. Hanefilik, Şafilik, Hanbelilik, Malikilik.
Kur’an-ı Kerim Hz. Muhammed’e yaklaşık yirmi üç yıllık bir sürede bölüm bölüm, aşama aşama indirilmiştir. Bu süreç 610 yılı ramazan ayında başlamış, 632 yılında Hz. Muhammed’in vefatından kısa bir süre önce tamamlanmıştır.
Hz. Muhammed (s.a.v.) vefat etmeden önce İslam dininin ilkeleri tamamlanmış,vahiy sureci de sona ermiştir. Yüce Allah bu konuyla ilgili bir ayette, Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim…”(Mâide suresi, 3. ayet.) buyurmuştur.
İslam dinini insanlara açıklayıp öğreten Hz. Muhammed’dir. O, kendisine vahyedilen Kur’an ayetlerini hiçbir ekleme ve çıkarma yapmaksızın olduğu gibi insanlara iletmiştir. Dinimizde yer alan inanç esaslarının neler olduğunu, ibadetlerin ne zaman ve nasıl yapılacağını Müslümanlara öğretmiştir. Peygamberimizin yaşadığı dönemde, dinî konularla ilgili farklı yorum ve anlayışlar ortaya çıkmamıştır. Çünkü herkes,merak ettiği veya anlayamadığı konuları Hz. Peygambere sorup öğrenebilme imkânı bulmuştur.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed vefat ettikten sonra İslamiyet oldukça geniş bir coğrafyada yayıldı. Değişik bölgelerde yaşayan, birbirinden farklı dil ve kültürlere sahip milyonlarca insan Müslüman oldu. İslamiyetin hızla yayılmasına bağlı olarak zamanla çeşitli toplumsal sorunlar ortaya çıktı. Bu sorunların çözülebilmesi için dinimizin bakış açısının belirlenmesine ihtiyaç duyuldu. İşte bundan dolayı İslam âlimleri dinî metinleri, ayet ve hadisleri yorumlamaya yöneldiler. Âlimlerimiz dinî metinleri kendi yaşadıkları bölgelerin örf ve âdetlerini, coğrafi şartlarını dikkate alarak yorumladılar. Bütün bu gibi etkenlere bağlı olarak zamanla birbirinden farklı din anlayışları ortaya çıktı.
Hz. Peygamber (s.a.v.) zamanında Müslümanlar sade bir hayat yaşıyorlar, dünya nimetlerine fazla önem vermiyorlardı. Bu durum genel olarak Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer’in halifelikleri döneminde de devam etti. Ancak özellikle Hz. Osman’ın halifeliği döneminden itibaren fetih hareketleri arttı. Müslümanlar birçok bölgeyi fethetti. Bu durum hem devletin gelirlerini artırdı hem de Müslümanların zenginleşmesini sağladı. Birçok Müslüman lüks içinde yaşamaya başladı. Kur’an’ın ilkelerini ve Hz. Peygamperin uygulamalarını iyi bilen bazı sahabeler bu duruma karşı çıktılar. Lüks ve sefahat içinde yaşamanın İslam’ın özü ve Hz. Peygamberin uygulamalarıyla yani sünnetle bağdaşmadığını söylediler. Bu konudaki düşüncelerini de ayet ve hadislerle desteklediler.
Müslümanların, dünya nimetlerine fazla önem vermemeleri, her türlü lüksten uzak ve sade bir hayat tarzına yönelmeleri gerektiğini savunan düşünce akımı zamanla toplumda yaygınlaştı. Tanınmış sahabelerden biri olan Hz. Ebu Zer el-Gıfari de bu anlayışın yaygınlaşmasında önemli bir rol oynadı. Bu düşünce zamanla, dünya hayatına fazla önem vermemeyi, Hz. Peygamberin sünnetine uygun sade bir hayat tarzını benimsemeyi temel alan tasavvuf anlayışının gelişmesini sağladı.
Son Yorumlar