Eski Yunan tanrısı Hermes’le bir tutulan Roma tanrısı,
Çok Sayıdaki Görevleri
Öncelikle bir ticaret tanrısı olan Mercurius, ozanların yazdıklarına göre yalancıların ve hırsızların efendisiydi; hatta doğar doğmaz Apollon’un öküzlerini ve sadağını, Neptunus’un üç dişli çatalını, Mars’ın kılıcını, Venüs’ün kemerini, vb’ni gizlice almıştı. Aynı zamanda bir hitabet tanrısı olarak da kabul edilen Mercurius’un bazı efsanelerde flütü ve liri icat eden tanrı olduğu ileri sürüldü.
Mercurius, erkeklerin, özellikle de kadınların yanında Jüpiter’in görevlerini üstlenebilirdi. Tanrıların habercisi olarak da, yeryüzündeki elçiler ve habercilerinkine benzer bütün görevleri yerine getirenlerin efendisi olan bir tanrıydı.
Ayrıca, ulaşıma yardımcı olur, yolları denetler ve konukseverlik görevlerini yerine getirmeyenleri cezalandırırdı. Bu nedenle, Eskiçağ insanları Mercurius’un tasvirlerini yollara, evlerin kapılarına yerleştirirlerdi. Mercurius’un, ölmek üzere olanların son anlarında yanında olma, gözlerini kapama, ruhlarını öbür dünyaya götürme, günah ödeme süresi bittiğinde onları yeryüzüne getirme gibi görevleri de vardı. İnsanlara yazıyı, cimnastiği, gökbilimi, ağırlık ve ölçüleri, vb’ni öğrettiği, buluşların koruyucusu, uygarlığın kurucusu, vb. olduğu da söylenirdi.
Bu kadar değişik ve çok sayıdaki görevlerin yalnızca Mercurius’a mal edilmesi, ancak Eskiçağ mitolojisinde sık raslanan, birçok tanrının tek bir tanrıyla karıştırılmasıyla açıklanabilir.
Üç Mercurius
Gerçekten de mitoloji yazarları genel olarak üç Mercurius ayırt ederler: Yeryüzü Mercuriusu; Cehennem Mercuriusu; Gökyüzü Mercuriusu. Yeryüzü Mercuriusu bazılarına göre Coelus ve Dia’nm, bazılarına göre de Jüpiter ve su perisi Kyllene’nin oğludur.
Cehennem Mercuriusu’nun babası Jüpiter ya da Liber, annesiyse Phoronis, Kronia ya da Proserpina’dır. Gökyüzü Mercuriusu,Jüpiter ve Gaia’ dan, yani Gök ile Yer’den doğmuştu. Penelope ve Venüs tarafından sevilen Mercurius’un, Penelope’den Pan, Venüs’ten de Hermaphroditos adlı çocukları oldu. Günümüze kadar Eskiçağ insanlarının Mercurius adı altında aktardıkları efsanelerin çoğu, işte bu Mercurius ile ilgilidir; sanatçıların özellikle temsil ettikleri Mercurius da Gökyüzü Mercuriusu’dur. Bazıları bir deniz Mercuriusu’nun da varlığını kabul ederlerdi. Romalılar Mercurius’u Mısırlıların Thot’u ve Galyalılarm Teutates’iyle bir tutarlardı.
İtalya’da, bu tanrıya özellikle Roma’ da tapılır, her yıl 15 Mayısta adına kutlama törenleri yapılırdı. Ayrıca, her ayın dördüncü günü, Mercurius’a domuzlar, kuzular ve koçlar kurban edilirdi. Kuru incir, bal, günlük ve bunların yanı sıra oenutta olarak adlandırılan bir tür pasta da sunulurdu.
Mercurius’un Tavsirleri
Mercurius’un başlıca simgeleri bir yolculuk şapkası (bu şapka genellikle kanatlarla donatılırdı), bir asa (caduceum) ve topuk kanatlarıydı (talaria). Çoğunlukla hafifçe omuza atılmış gösterişsiz bir paltosu olan, hemen hemen çıplak genç bir adam biçiminde canlandırılan Mercurius’un, aksesuarları da görevine göre değişirdi. Bu yüzden, cimnastik tanrısı çoğunlukla şapkasız ve topuk kanatları olmaksızın, ama kendisine adanmış horoz ve palmiyenin yanında betimlenirdi; hitabet tanrısı olarak sağ kolu kalkık biçimde, ticaret tanrısı olarak bir kese taşır durumda, müzik tanrısı olarak ayaklarında kaplumbağayla canlandırılırdı.
Son Yorumlar