Megalit, Bazı Cilalıtaş devri (Neolitik), Kalkolitik ve Tunç devri uygarlıklarının diktikleri çok iri bloklardan oluşan anıt. Yapılan düzenli kazılarla megalitlerin büyük bölümünün mezar taşı niteliğinde olduğu ortaya çıkarıldı. Bunların gerçekleştirümesinde kullanılan bazı bloklar yerel kaynaklardan sağlanmış, bazılarıysa, mineraloji araştırmak rınm da gösterdiği gibi, çok uzaklardan getirilmişlerdir. Tonlarca ağırlıktaki bloklar kimi zaman 30 km kadar uzaklara sürüklenerek taşınmışlardır (Stonehenge, İngütere). Söz konusu anıtların dikilmesi toplumsal bir yapı ve eksiksiz bir çalışma örgütlenmesi gerektirdi. Ama blokların bulundukları yerlerden çıkarılması ve kütükler üstünde kaydırılarak taşınması, bilinen tekniklerdi.
Menhırler ve Kromlekler
Öbekler halinde ya da tek bulunan menhirler çok büyük boyutlarda olabilirler. Bunların en büyüğü, günümüzde devrilmiş olan Men-er-Hroech (Peritaşı), Morbihan’da Locmariaquer’de bulunur ve 20,50 m boyunda, 347,5 t ağırlığındadır. Bazı bölgelerde, küçük vadüerin yamaçlarında ya da akarsu kıyılarında iki ya da üçlü öbekler halinde menhirlere raslanır (Yerres vadisi). Menhirlerin iki önemli diziliş biçimi vardır; bun’ar ya birbirine paralel birçok diziden veya bir yarım daireyle son bulan ve boyutları giderek küçülen bloklardan oluşmuş büyük alanlar biçiminde ya da bir veya birçok doğrultuya göre yalın sıralar biçiminde dizilmişlerdir. Carnac’taki menhir dizüeri, üç bölümde toplanan (Menec; Kermario; Kerlescan) dört bini aşkın menhiriyle dünyadaki en büyük megalit bütünüdür: Benzer anıtlara Hindistan’da ve Tibet’te de raslamak olasıdır (Do Ring bölgesinde, Pangong gölü yakınında, vb.).
Kromlekler, çember biçiminde yerleştirilmiş bloklardan oluşan anıtlardır. En büyüğü, Salisbury (İngütere) yakınındaki Stonehenge kromlekidir. Bunun ortasında at nah biçiminde sıralanan trilitler yer alırlar. Burada büyük bir olasüıkla bir güneş kültüne özgü bir kutsal yer söz konusudur.
Dolmenler ve Kapalı Geçitler
Megalitik mezarlar iki büyük öbekte toplanır: Doğal ya da yapay mezar mağaraları (hipojeler) ve inşa edilmiş mezar odaları ya da dolmenler. Fransa’da Arles bölgesindeki uzun oda, kayanın içine oyulmuş ve üstü, kapak taşlarıyla örtülmüştür. Çok yalın bir mimari yapıda olan dolmense, ayaklar ya da ortostatlar üstünde duran bir ya da birçok yatay taş blokundan, oluşur. Oda, dikdörtgen, çokgen ya da çember biçiminde olabilir. Günümüzde çok sayıda dolmen açıkta ve görülebilir durumdadır ama eskiden bunların çoğu toprak ya da taştan bir tümülüsle örtülüydü. Geçitli ya da dehlizli dolmenler, bazen yalmzca taştan yapılırdı. Bazen de bir giriş odası, üstünde büyük bir yuvarlak delik bulunan bir taşla öbür bölümlerden ayrılırdı. Morbihan’da aynı taştan oluşan yığının paralel geçitli birçok dolmen içermesi sık raslanan bir olaydır: Kapalı geçitler çok uzun bir mezar odasından oluşur. İç kesim, taşlarla birçok bölüme ayrılabilir. Megalitik mimari bölgelere göre farklılık gösterir.
Farklılaşmış Bir Sanat
Megalitik sanatm şaşırtıcı ve alışılmamış bir görünümü vardır. Bu sanatın ürünleri arasmda taşlara oyulmuş ya da yontulmuş silahlar, sarmal biçimler, ışınlı diskler, yılansı çizgiler, kadehçikler ve insan figürlerine raslanır. Coizard (Marne) ya da Ile-de- France’taki yeraltı mezarlarında yalın biçimli tanrıça figürlerine Taşlanmıştır. Akdeniz bölgelerindeki menhir-heykeller, kaba olmakla birlikte daha gerçekçidirler (Aveyron, Herault, Tarr, Gard). Bretagne’daki megalitler insan biçiminde ya da soyut figürlerle bezenmişlerdir. Korsika’da da özgün megalitik uygarlıklar gelişmiştir: Ünlü Filitosa menhir heykelleri. Batı Avrupa’da megalitik uygarlık İ.Ö. 2000 yıllarına doğru başlamış, daha sonra Tunç devri, yaklaşık olarak İ.Ö. 1200 yıllarına doğru bu anıtların terk edilmesine yol açmıştır. Ayrıca Akdeniz’in doğu bölgeleri de Batı dünyasından daha önce mimari ve sanatsal bir gelişmeye tanık olmuştur.
Son Yorumlar