Uluslararası Antlaşmaların Onaylanması ve Uygun Bulunması, Anayasa, 1961 Anayasası ile kabul edilmiş olan sistemi aynen benimsemiştir. 1924 Anayasasına göre, «devletlerle sözleşme, antlaşma ve barış yapmak» yetkisi. Meclise aittir. Bu kısa düzenleme Anayasa hukuku açısından olduğu kadar, devletler hukuku açısından da sorunlar yaratıyordu. 1961 Anayasası, Meclisin bu yetkisini daha sistemli bir duruma getirmiş, uluslararası ilişkilerde gelişmelere uygun bazı değişiklikler yapmış, yürütme organına daha geniş yetkiler tanımıştır.
Anayasa ile getirilen sistemde, «onaylama» aşaması ile «onaylamayı uygun bulma» aşaması birbirinden ayrılmıştır. Onaylama yetkisi Cumhurbaşkanına verilmiştir (m. 104/b-5). Antlaşmalar Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmadan önce, Meclis tarafından, onaylanmasının uygun bulunması gerekir. Bunun hangi durumlarda ve nasıl yapılacağı da, Anayasanın 90. maddesinde belirtilmiştir.
Anayasa ile getirilen düzenleme, aşağıdaki gibi özetlenebilir:
a) Cumhurbaşkanının uluslararası bir anlaşmayı onaylayabilmesi, Meclisin onaylamayı bir yasa ile uygun bulmasına bağlıdır.
b) Bu ana kuralın istisnaları vardır. Onlar da şöyle sıralanabilir:
Ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan antlaşmalar, bir uygun bulma yasası çıkarılmadan yalnız yayımlama yolu ile yürürlüğe girer. Bunlar, yayımlanmasından sonra Meclisin bilgisine sunulur. Bu tür antlaşmalarla, devlet mâliyesi bakımından bir yükleme getirilemez, kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunulamaz (m. 90/2).
Uluslararası bir antlaşmaya dayanan uygulama antlaşmaları ile yasanın verdiği yetkiye dayanarak yapılan ekonomik, ticari veya yönetsel antlaşmalar da, uygun bulma yasası çıkarılmadan yürürlüğe konabilir. Bu antlaşmalardan ekonomik, ticari veya özel kişilerin haklarını ilgilendirenler, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz (m. 90/3).
c) Antlaşmanın niteliği ne olunsa olsun, Türk yasalarına değişiklik getiren her türlü antlaşmaların, Cumhurbaşkanınca onaylanmasından önce, Meclisçe onaylamanın uygun bulunmasına ilişkin bir yasanın çıkarılması gerekir. Böylece, Meclisin haberi olmadan, antlaşma yolu ile yasalarda değişiklik yapma yolu benimsenmemiştir.
d) Niteliği ne olursa olsun, yöntemine uygun olarak yürürlüğe konmuş olan antlaşmalar yasa hükmündedir. Başka bir deyişle, antlaşmalar, yasa gibi, yürütme, yargı organları ve yönetimi bağlar. Antlaşmaların Anayasaya aykırılığı nedeni ile Anayasa Mahkemesine iptal davası açılamayacağı gibi, antlaşmalar, itiraz yolu ile de Anayasa Mahkemesinin önüne getirilemez. Antlaşmalar, Anayasaya aykırı hükümler taşısa bile, uygulanmaktan alıkonulamaz. Anayasaya uygunluğu aranmadan, uygulanması gereken antlaşmanın, kendisinden önce, ya da sonra çıkmış olan yasalara aykırılığı, ya da sonradan çıkan yasanın antlaşma kurallarını değiştirdiği ileri sürülerek, uygulanması savsaklanamaz. Kısaca belirtmek gerekirse, Antlaşma ile Anayasanın, ya da her hangi bir yasanın çatışması durumunda, Antlaşma uygulanır. Anayasa, 1961 Anayasası gibi, iç hukuk yönünden antlaşmaların üstünlüğü ilkesini benimsemiştir.
Son Yorumlar