Fransız yazarı Mauriac (Bordeaux, 1885-Paris, 1970).
Bordeauxlu zengin bir burjuva ailesinden gelen François Mauriac’m çocukluğu hüzünlü, sıkmtüı bir ortamda geçti (bu hava sonradan birçok yapıtına yansıdı). Bordeaux Edebiyat Fakültesi’ni bitirdi ve bu arada Racine, Pascal, Baudelaire, Rimbaud gibi Fransız yazarlarım büyük bir coşkuyla okudu.
1906’da Paris’e yerleşerek kendim tümüyle edebiyata verdi. Bir şiir derlemesi olan Les Mains Jointes (Birleşmiş Eller, 1909) Maurice Barres tarafından ügiyle karşılandı. 1912’de Katolik bir dergi olan Les Cahiers’yi kurdu, 1913’te ilk romanı L’Enfant charge de chaînes’i (Zincire Vurulmuş Çocuk), 1914’te de La Robepretexte’i yayımladı. Birinci Dünya savaşından sonra, edebiyat etkinliğini yeni romanlar yazarak sürdürdü: La Chair et le sang (Et ve Kan, 1920); Bordeaux’da yaşayanları anlattığı Preseances (1921).
Mauriac,1922’de yayımladığı Le Baıser au lepreux (Cüzamlıya Öpücük) ile ün kazanmaya başladı; bu yapıtında taşra burjuvazisinin acımasız dünyasını anlatırken, büyük bir romancıya özgü çarpıcı üslubuyla da dikkati çekti.Le Rencon tre a vec Pascal (Pascal ile Karşılaşma, 1926), La Vie de Jean Racine (Jean Racine’in Yaşamı, 1928), Souffrances et bonheur du chretien (Hıristiyamn Acıları ve Mutluluğu, 1931) gibi birçok edebiyat eleştirisi, anı ve deneme kitabı yayımlayan Mauriac daha çok romanlarıyla ilgi gördü: Genitrix (1924); Aşk Çölü (Le Desert de l’amour, 1925); Therese Desqueyroux (1927); Yılan Düğümü (Le Noeud de viperes, 1932); Le Mystere Frontenac (Frontenac Gizemi, 1933); Gecenin Sonu (La Fin de la nuit, 1935); Kara Melekler (Les Anges noirs, 1936); Les Chemins de la mer (Denizin Yolları, 1938); La Pharisienne (Ferisî Kadın, 1940); L ‘Agneau (Kuzu, 1954).
Bir başka Fransız romancısı Roger Martin du Gard tarafından doğuştan romancı olarak nitelenen ve büyük romancılaruı yarattıkları gerçek kahramanlara yeni kahramanlar kattığı görüşü ileri sürülen François Mauriac, 1933’te Fransız Akademisi’ne üye seçildikten sonra, bir gazeteci olarak siyasal tartışmalara katıldı. Francoculuğa. Alman işgaline (Le Cahier noir [Kara Defter]), Cezayir savaşına karşı yazdığı sert makaleleri önce Journal (Günlük, 1934-1951), daha sonra Biocnotes (Not Defterleri, 1958-1961) adlı kitaplarında bir araya getiren Mauriac, İkinci Dünya savaşı sonrasındaki sol Katolik gençliğinin sözcüsü oldu.
Romanlarında ruhsal çözümlemeleri başarıyla gerçekleştirmesi ve insan yaşamını yoğun bir sanatsal güçle yorumlaması nedeniyle 1952’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Mauriac’ın romanları dışında, tiyatro oyunları (Asmodee, 1938; Les Mal Aimes [Sevilmeyenler, 1945]; Le Passage du Malin, 1950; Le Feu du ciel, 1950), öz yaşamöykülfıri (Memoires interieurs [İç Anılar, 1959]; Nouveaux Memoires interieurs [Yeni İç Anılar, 1965]) ve yaşamöyküleri (De Gaulle, 1964) de vardır.
Son Yorumlar