Magnetizma, Mıknatıslanmış maddelere ilişkin özelliklerin tümü; mıknatıslanmış maddenin, mıknatısların özelliklerini inceleyen fizik dalı.
Mıknatıslar
Magnetik oksit denen bir demir oksidi (Fe 304 ) içeren bazı minerallerin, demir tozunu çekme özellikleri vardır ve doğal mıknatıslar adını alırlar. Mıknatıslanmaları çok zayıftır, bu nedenle uygulama açısından kullanışlı değildirler. Yapay mıknatıslar’sa genellikle sert çelik ya da ferrittendirler. Çeşitli biçimler verilebildiği gibi mıknatıslanmaları da çok yüksek olabilir.
Uzun süre, bir mıknatısın kutuplarının, kuzey kutup için pozitif, güney kutup için negatif, ama aynı bir mıknatısın kutupları için aynı mutlak değerde olmak üzere, belirli bir miktar magnetizmaya (kutbun magnetik kütlesi) sahip oldukları düşünüldü. Bu kuram bir kutbun magnetik kütlesini ayırma olanağı bulunmadığından deneyle doğrulanmadı.Bir mıknatıs kırıldığında, her biri iki kutuplu mıknatıslar olan birçok parça elde edilir. Magnetik kütle kavramı, magnetizmanın gelişmesinde çok yararlı oldu, ama bu kavram gerçek bir fiziksel büyüklüğe değil, düşsel bir büyüklüğe denk düşmektedir. Elektromagnetizma, her magnetizmanın bir elektriksel yük yerdeğişiminden (atom içindeki elektronların yerdeğişimi, elektronların kendi çevresindeki dönüşü) doğduğunun düşünülmesine neden oldu.
Magnetik Alanlar
Bir mıknatısı çevreleyen uzayın içinde, eksene takılı mıknatıslı bir iğnenin belirli bir yönelim aldığı görülür: Magnetik etkilerin ortaya çıktığı bu uzay parçasına magnetik alan adı verilir.Bu alanın içinde, bir cam levha ya da bir kartona (magnetik alam bozmayan cisimler) demir tozu serpilirse, toz taneciklerinin, indükleme çizgileri adı verilen çizgileri somutlaştırdıkları görülür (Çiz. 1). Bunların bütünü magnetik bir tayf oluşturur. Levha üstüne mıknatıslı küçük iğneler konacak olursa, bu küçük iğnelerin sürekli olarak indükleme çizgilerine teğet durumda yer aldıkları saptanır.
Bir magnetik alanı belirlemek için, her noktada bir mıknatısın kuzey kutbuna etki yapan kuvvetle doğrudan orantılı fiziksel bir büyüklük tanımlanmıştır; kuşkusuz bu kutbun dikkate alman noktada bulunması söz konusudur. Magnetik indükleme denen bu büyüklük vektörel bir büyüklüktür; yani, eksiksiz tanımı, dört özellik (doğrultu, yön, modül ve uygulama noktası) gerektirir (Bkz. ELEKTROMAGNETİZMA). Bir P noktasında, B indüklemesinin doğrultusu ve yönü, bu noktaya yerleştirilen ve yönelimi serbest olan mıknatıslı bir iğnenin güney- kuzey ekseninin doğrultusu ve yönüyle karışır. B’nin modülü (ya da şiddeti), elektromagnetizma yasalarına dayanılarak tanımlanır; uluslararası sistemdeki indükleme birimi tesla (simge: T), C.G.S. sistemindekiyse gauss’ tur (1 G = 0,0001 T). Bu şiddetin ölçülmesi, bir teslametre yardımıyla yapılabilir. Vektörel niteliğinden ötürü, indüklemenin çizimlerde bir B vektörüyle (indükleme vektörü) gösterildiğini belirtmek gerekir. Elde edilebilen indüklemeler konusunda bir kamya varmak için, çok büyük elektromıknatısların demirleri arasındaki indüklemenin 1 teslayı geçmediği bilinmelidir. Bir mıknatıs kutbunun yakınındaki indüklemeyse çok daha zayıftır (birkaç militesla).
Magnetik Uyarma
Bir noktadaki indükleme, yalnızca magnetik alam oluşturan cisme değil, bu noktayı çevreleyen ortama da bağlıdır. Ayrıca, ferromagnetik ya da ferrimagnetik ortamlardaki indükleme, bir başka ortam ya da boşluktakinden daha büyüktür. Bu durum, magnetik uyarma (bazen magnetik alan da denir) adı verilen, ortamdan bağımsız başka bir H vektörel büyüklüğünün tanımlanmasına neden olmuştur. Bu büyüklük, B indüklemesinin, ortamın fonksiyonu olan bir n sabitine bölümüne eşittir; bu sabit (mutlak magnetik geçirgenlik), boşlukta
4* 10 ^ /m’ye, başka bir ortamda, metrede 4. jt .10 7 ^ henry’ye eşittir; m. , ortama göre yaklaşık 1 ile 2 000 arasında bulunan bir sayıdır ve bağıl geçirgenlik adını alır. Belirli bir H uyarıcı alanı için B indüklemesi, ortamın (i, geçirgenliğiyle artar.
Yer’in Magnetik Alanı
Yer’in yakınına yerleştirilen ve birbirine dik iki eksenin çevresinde dönebilen mıknatıslı küçük bir iğne, her zaman, göz önüne alman noktadaki yerel indüklemenin doğrul tuşunda belirli bir yönelim alır. Konuma bağlı olan bu indüklemeyi tanımlamak için, iki açıdan yararlanılır: D sapma açısı ve İ eğim açısı (Bkz. JEOMAGNETİZMA). Yer’e ilişkin indüklemenin şiddeti, ortama göre değişir.
Magnetik Akı
Bir S yüzeyindeki magnetik indükleme akışı, kullanımı, indüklemeninkinden daha kolay görünen skaler (yani cebirsel bir sayıyla belirlenen) bir büyüklüktür. B magnetik indükleme vektörü, göz önüne alınan S yüzeyine dik ve bu yüzeyin her noktasında aynı B modülüne sahip olduğu zaman, $ akışı BS çarpımına eşittir (B.S yüzeyine dik olmayıp, bu yüzeyin N normaliyle bir o açısı yapıyorsa [Çiz. 2], <j> akışı BS cos o ’ya eşit olur). Bu durumda B tesla, S metrekare ve <ı> weber (simge: Wb) olarak gösterilir. Maxwell (Mx) ise C.G.S. sistemindeki magnetik akı birimidir: 1 Mx = 10~8 Wb.
İndüklenmiş Mıknatıs Ve Mıknatıslanmamış Cisimlerin Sınıflandırılması
Hemen herkes, bir iğneyi, daha genel olarak da, demir ya da çelikten yapılmış küçük cisimleri çekmek için bir mıknatıs kullanmıştır. Mıknatısın oluşturduğu çekim, mıknatısın magnetik alanı içine konan her cismin belirli bir mıknatıslanma kazandığını ortaya koyar. Sivri bir uç söz konusu olduğunda, mıknatısın kuzey kutbu karşısındaki bölüm bir güney kutup olur ve karşıt kutuplar arasında çekim meydana gelir. Mıknatısın alanına, indükleyici alan adı verilir. Sivri ucun mıknatıslanmasınaysa indüklenmiş mıknatıslanma denir. Demir ve çelik söz konusu olduğunda çok yüksek olan bu mıknatıslanma, maddeden maddeye değişir. Bu yüzden cisimler magnetik özellikleriyle ilgili olarak beş kategoriye ayrılırlar: FERROMAGNETİK CİSİMLER (ana maddesi demir, kobalt, nikel ya da bunların oksitleri [sözgelimi Fe304 magnetik oksit] olan cisimler) bir magnetik alan içinde kuvvetle mıknatıslanarak, kendilerini mıknatıslayan cisimler tarafından çekilirler. PARAMAGNETİK CİSİMLER (sözgelimi, alüminyum, krom, oksijen, platin) çok zayıf olarak mıknatıslanırlar ve indükleyici alanı oluşturan cisimler tarafından çekilirler.
DİAMAGNETİK CİSİMLER (gümüş, bakır, kurşun, altın ve oksijen dışındaki ametaller), öncekiler gibi az mıknatıslanırlar, ancak kendilerini mıknatıslayan cisimler tarafından itilirler.
Antiferromagnetik Cisimler
(krom, MnF2 magnezyum flüorür, CoF2 kobalt flüorür, FeO demir II oksit, MnS manganez sülfür) çok zayıf bir mıknatıslanma gösterirler, ama kendilerini mıknatıslayan cisimler tarafından çekilirler. FERRİMAGNETİK CİSİMLER (özellikle ferritler: Bunlar demir oksitlerle bakır, manganez, çinko, nikel ya da kobalt gibi iki değerlikli bir başka metal karışımıdır; genel kimyasal formülleri, Me iki değerlikli metali göstermek üzere, Me Fe2 0« biçimindedir), ferromagnetik cisimlere benzer davranışlar gösterirler. Bununla birlikte, atomik çapta, daha çok antiferromagnetik cisimlere benzerler. Yalnızca ferromagnetik cisimlerle ferrimagnetik cisimler magnetik özellikleri yönünden kullanılırlar, çünkü bunlar kuvvetle mıknatıslaştırılabildikleri gibi (yalnız bunlar büyük bir geçirgenlik gösterirler), aralarından birçoğu da bu durumda kalabilirler; bu olay magnetik histerezis diye adlandırılır.
Kullanım Alanları
Yukarda sözünü ettiğimiz bu cisimler değişik alanlarda kullanılırlar: Pusulalar; gemi pusulaları (kompas); kapı kapama düzenekleri; kaldırma aygıtları; magnetik ayırıcılar; maden yataklarının araştırılması; magnetometreler (magnetik bir alanın ya da bir momentin ölçülmesini sağlayan aygıtlar); elektrik motorları ve elektromagnetik üreteçler; ivmeölçerler (hareketlerin ivmesinin ölçülmesine yarayan aygıtlar); teypler ve videolar; magnetroniar (çok yüksek frekanslı elektrik titreşimlerinin oluşturulmasında kullanılan, içinde elektronların çok güçlü bir magnetik alan yardımıyla yollarını değiştirdikleri vakumlu elektronik tüpler); betatron ya da siklotron gibi tanecik hızlandırıcıları.
Son Yorumlar