Fransız biyoloji bilgini (Bazentin, 1744-Paris, 1829).
Din adamı olarak yetiştirilen, ama babasının ölümü üstüne askerlik mesleğini seçen Lamarck şövalyesi jean Baptiste de Monet, daha sonra askerlik mesleğinden de ayrılarak kendini tümüyle doğa bilimlerine verdi. 1793’te Doğa Bilimleri Müzesi’nde Omurgasız Hayvanlar kürsüsüne çağrıldı ve bu tarihten ölümüne kadar aynı görevde kaldı. Dönüşümcülüğün, oriama uyarlanma ve türlerin değişimlerinin temelini attı.
Lamarck, meteorolojiyle, özellikle de bulutlarla ügüendi; 1802 yüı için 3 numaralı meteoroloji yıllığında, bir yıl sonra Howard’m gerçekleştireceğine oldukça yakın bir bulut sınıflaması yaptı. Başlıca yapıtları arasında La Flöre française (Fransa’daki Bitki T opluluğu, 17 78), Philosophie zoologique (Hayvanbilim Felsefesi, 1809), Histoire Naturelle Des Animaux Sans Vertebres (Omurgasız Hayvanların Doğa Bilimi, 1815-1822) sayılabilir.
Lamarckçılık
Lamarckçılık, canlı türlerinin evrimi üstüne Lamarck’ın yürüttüğü düşünceler bütünüdür. Temel iki görüş, organizmanın ortama kesin olarak uyumu ve kazanılmış niteliklerin kalıtımıdır. İklim, yer, beslenme ve yaşam biçimindeki değişiklikler, bireyde yeni hareketler, yeni alışkanlıklar doğurur ve organlarında küçük değişikliklere yol açarlar. Zamanla,incelenen türde yavaş yavaş gereksinimlere göre oluşan gerçek anlamda yeni organlar belirir.
Organlarm büyümesi, kullanım sıklıklarıyla artar; buna karşılık, kullanım azlığı, körelmelerine ve hatta ortadan kalkmalarına yol açar. Sözgelimi, karanlıkta yaşayan köstebeğin çok küçük ve çoğunlukla da belli bir işlevi olmayan gözleri vardır.
Yiyeceklerini çiğnemeden beslenen karmcayiyen ve balina gibi bazı omurgalılarda dişler körelmiş ya da dişetlerine gömülmüştür. Buna karşılık, yeşilağaçkakan, böcekleri tuzağa düşürmek için dilini sürekli üeriye doğru fırlatır, bu nedenle de söz konusu organın uzamasına neden olur.
Sonradan Edinilen Niteliklerde Katılım
Bu savlar sonradan edinilen niteliklerin kalıtımını içerirler. Gerçekten de bir tür, bir kuşağın edindiği küçük değişiklikleri kendinden sonraki kuşaklara aktardığı, yeni kuşakların da sırası geldiğinde yeni nitelikler edinerek bunları kendinden sonraküere aktardığı durumlarda dönüşüm geçirir. Bununla birlikte, Lamarck, sonradan edinilen değişikliklerin her iki cinste de ortak olması gerektiğini belirtti. Hayvanın ruhsal davranışı da benzer biçimde açıklanır; içgüdü, hayvanın davranışını ortamına uydurması için birçok kuşaktan sonra tamamlanmış, bir yığın çabanın sonucudur; içgüdü, kısaca bir “kalıtımsal alışkanlık”tır.
Yeni Lamarkçılık
Çatısı böylelikle kurulan lamarckçılık, önce pek başarılı olmadı, özellikle de saptanımcılığın savunucuları Cuvier’yle birlikte başarı kazandüar Ama giderek Darvvin’in evrim kuramlarını ortaya atmasmdan sonra, Lamarck’m görüşleri yeniden ele almdı, belli bir bölgede yaşayan hayvanların tümündeki değişiklik ve ortam değişikliği arasmdaki üişkiyle çok sayıda paleontoloji uzmanı ilgilendi. Ama aralarından bazıları, sözgelimi Edvvard Cope, öğretiye yeni bir düzen verip belli bir yenileşme getirerek, daha çok benimsenen ve daha yeni bir kuram olan yeni lamarckçüığı ortaya attılar. Hocalarının temel görüşlerinin tümünü koruyan yeni lamarkçılar (Houssay, Rabaud, vb.), XIX. yy’ın başmda biyoloji bügüerinin bulunduğu durumdan kaynaklanan sistemdeki bazı yanılgı ve yetersizlikleri gidermek istediler (sözgelimi, her zaman kusursuz bir uyuma aşırı derecede inanma). İçgüdüye gelince, lamarckçı çaba kavramı tersine, korunmuş, hatta açıklığa kavuşturulmuştur.
Son Yorumlar