Kurtuluş Savaşı’nın Sona Ermesi

SAVAŞIN SONA ERİŞİ

Büyük Türk Taarruzu’nun gösterdiği gelişme üstüne Yunanistan, İtüaf Dev- letleri’ne başvurarak, Anadolu’nun boşaltılması koşuluyla bir mütareke yapılması konusunda aracılık isteğin­de bulundu. Ama üç büyük devlet her­hangi bir müdahaleye girişmeden, Türk ordusu İzmir’e dayanmış ve Anadolu’nun Yunanlılar tarafından boşaltılması bir sorun olmaktan çık­mıştı. Şimdi ancak, Boğazlar’m ve Trakya’nın durumu söz konusu olabi­lirdi. Nitekim 11 Eylül 1922’de, İngil­tere, Fransa ve İtalya Çanakkale boğazının Anadolu yakasına asker göndererek, Türk ordusunun ilerleyi- şini burada durdurmak istediler. Üç­ler arasında Boğazlar’ın serbestliğiy­le ilgili bir anlaşmazlık olmadığı an­laşılıyordu. Yalnız, Trakya’nın Yuna­nistan’da mı kalacağı, yoksa Türkle- re geri mi verileceği sorunu askıday­dı.

12   Eylülden başlayarak, 23 Eylüle ka­dar üç büyükler arasında geçmiş olan görüşmeler dünyayı tehdit eden yeni bir savaş olasılığı içinde, ol­dukça heyecanlı geçti. İngiltere, Trakya sorununda kararlıydı. Boğazlar’m tarafsızlığını korumakta yeni bir savaşı göze alacak kadar ka­rarlı görünüyordu. İngiliz kabinesi, 15 Eylül günü yaptığı toplantıda, Türk or­dusunun Boğazlar bölgesine tecavüz etmemesi için üç büyük devlet tarafın­dan Mustafa Kemal Paşa’ya tebligat yapılması, Çanakkale’nin Anadolu ya­kasındaki müttefik kuvvetlerinin artı­rılması, Türklerin Rumeli’ye geç­mesinin önlenmesi ve Doğu sorununun çözülmesi için devletlerarası bir kon­feransın toplanmasına karar verdi. Boğazlar bölgesine girecek Türk as­kerlerine ateş açılması emri de veril­mişti. General Harrington, hükümeti­nin bu tebligatım cebinde saklamış ve silahlı çatışmaya neden olacak sert bir davranıştan sakınmıştı. Türk or­dusuysa, Çanakkale’de İngiliz mevzi­lerine kadar sokulduktan sonra dur­du. Durum gerçekten çok ciddiydi. Her an bir silahlı çatışma başlayabi­lirdi.

Fransa başbakam Poincare, Çanakka­le’deki Fransız askerlerini 24 saat içinde geri çekilmesi için general Pel- le’ye talimat verdi. İtalya da aynı şe­yi yaptı.Lloyd George yalnız kalmıştı. Fransa’nın Doğu siyaseti Türkiye’nin çıkarlarıyla tam uyum halindeydi. Trakya sorunu üstünde kararlı görü­nen İngiltere, Fransa ve İtalya’nın şid­detle direnmesi sonucunda yumuşa­mak zorunda kaldı. Varılan anlaşma­ya dayanılarak Franklin Bouillon İz­mir’e gönderildi. General Pelle, Poin- care’nin emriyle daha önce İstanbul’ dan İzmir’e gelmişti. Ama bu sırada İngilizler, Çanakkale’deki kuvvetleri­ni durmadan çoğaltmaktaydılar. Türk askerleri de tarafsız bölgeye kısmen girmiş ve İngiliz mevzilerinin önünde­ki tel örgülere kadar yaklaşmışlardı. İzmir’e gelen Pelle ile Mustafa Kemal Paşa arasındaki görüşmelerin olumlu bir biçimde sürdüğü sırada, Franklin Boullion’un da İzmir’e ulaşması, Mu­danya’da bir mütareke yapılması için gerekli zemini hazırlamıştı. 3 Ekim

1922     günü İsmet Paşa, general Har­rington, general Charpy (Fransa), ge­neral Mombelli (İtalya), Türk-Yunan Savaşı’na son verecek mütareke için Mudanya’da toplandılar. 11 Ekime kadar süren görüşmelerden sonra, Edirne dahil olmak üzere Doğu Trak­ya’nın T.B.M.M. hükümetine teslimine karar verildi.

İtilaf Devletleri, barış anlaşmasının 13 Kasımda Lozan’da yapılmasını ka­rarlaştırarak 27 Ekim 1922 günü, T.B.M.M. hükümetine, aşağıdaki teb­ligatı yaptılar:

“İngütere, Fransa ve İtalya hükümet­leri, Ankara Hükümeti’ne gönderdik­leri 23 Eylül tarihli notalarına ek ve bu hükümetin, 4-10-1922 tarihli notasına cevap olarak, Doğu’daki savaşa son verecek bir barış anlaşması akti mak­sadıyla, 13 Kasımda müzakereye baş­lamak üzere davet etmekle şereflenir­ler. Delegelerin tam yetkili olması, fa­kat sayıca ikiyi geçmemesi İngiltere, Fransa ve İtalya hükümetleri arasın­da kararlaştırılmıştır.”

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.