AMERİKAN MANDASI GÖRÜŞÜ
Türkiye’nin kurtuluşu için üç ayrı görüş savunuluyordu. Birinci görüş, kadere rıza gösterip teslim olmaktı. Padişah ve çevresi bu uysal siyaseti öngörüyordu. Bunlar, kurtarabileceklerin elde tutulması için de, İngiliz himayesini zorunlu görüyorlardı. İkinci görüş, Mustafa Kemal Paşa’mn görüşüydü: Tam bağımsızlık için direnmek ve savaşmak. Üçüncü görüşse, çoğunluğu İstanbul’da bulunan milliyetçi aydınların, aralarında ünlü sivil .ve askerlerin de bulunduğu kişilerin görüşüydü: Bu kişiler, Türkiye’nin ancak Amerikan mandasına (güdümüne) girerek kurtulabileceğini düşünüyor ve bu yolda yoğun çaba harcıyorlardı. Bu görüş ulusal kurtuluş hareketinin karşısında ciddi bir tehlike oluşturmaktaydı.
Erzurum Kongresi sürerken, Amerikan mandası sorunu alevlenmiş ve kongrenin yankıları, İstanbul’daki manda yanlısı grubu Mustafa Kemal Paşa ile bağlantı kurmaya zorlamıştı. Mandacılara göre, yakında toplanacak Sivas Kongresi Amerikan mandası isterse, Anadolu’nun da İstanbul’daki manda yandaşlarıyla aynı görüşte olduğuna Amerikalılar inandırılmış olacaklardı.Amerikan mandası isteyenler, görüşlerini şu temellere dayandırıyorlardı: Emperyalist Avrupa devletleri karşısında hakları savunacak olanaklar elde yoktur; modern bir deflet ve ulus haline ancak Yeni Dünya’nın, yani A.B.D’nin olanaklarıyla gelinebilir fFilipinler buna canlı bir örnektir); A.B.D. sömürgeci bir devlet değildir; öbür belaları uzaklaştırdıktan sonra, yalnız A.B.D. ile karşı karşıya kalınır ve onunla uğraşmak daha kolay olur. Manda yanlıları ülkenin parçalanmasının bu yolla önleneceğine inandıkları gibi, bağımsızlık ve egemenlikten de fazla bir şey yitirilmeyeceği görüşündeydiler. A.B.D’nin mandacı devlet olarak Türkiye’yi yalnızca koruyacağına ve kalkındıracağına inanıyorlar, iç işlerimizde bağımsız kalabileceğimizi umuyorlardı. İstanbul’daki mandacılar arasında bulunan albay Kara Vasıf kısmen Anadolu milliyetçilerinin temsücisi gibi görev yaptığından, daha temmuz başmda manda düşüncesini Mustafa Kemal Paşa’ya bildirmiş ve ondan, bu görüşün bağımsızlık ve egemenlikle bağdaşmayacağı yanıtım almış bulunuyordu. Erzurum Kongresi de manda görüşünü kabul etmedi.
Öte yandan, Halide Edip de, Mustafa Kemal Paşa’ya Amerikan mandasını savunan ünlü mektubunu bu dönemde yazmıştı. A.B.D’nin mandacı devlet olarak yalnızca Türkiye’nin çıkarlarına uygun davranacağı görüşünün bir yanılgıdan başka bir şey olmadığını Mustafa Kemal Paşa zamanında görmüştü.
Erzurum Kongresi’nin sürdüğü günlerde, Batı Anadolu’da da ulusal kongreler yapılıyordu. Temmuz sonuna doğru Erzurum ve Balıkesir Kongreleri, ağustosta Nazilli ve Alaşehir Kongreleri, doğuda ve batıda Anadolu halkı adma ulusal kurtuluş hareketini hazırlamaya çalışıyordu. Bu gelişmeler öte yandan, İstanbul’un Anadolu’ya karşı sertleşmesine yol açmaktaydı.
Damat Ferit Paşa, devrimi büyümeden bastırmak için önlemler almaya çalışıyordu. Anadolu’daki ulusal hareketi ve kongreleri halkın gözünde geçersiz kılmak amacıyla Mebusan Meclisi’nin toplanması ve seçim hazırlığı emri vermiş, hükümete bağlı yeni komutan ve valiler atamıştı. Genelgelerle, uyarılarla toplanmasını engelleyemeyeceğini anladığı Sivas Kongresi’ni toplantı sonrasında basarak ulusal hareketi başsız bırakmayı da planlamaktaydı.
Son Yorumlar