Khmerler Kamboçya’nın (ya da Kampuçya) ilk halkına verilen ad.İ.S. ilk yy’larda Mekong deltasında kurulmuş olan Fu Nan Krallığı’nın varlığı bazı Çin belgeleri ve az sayıdaki sanskritçe yazıtlarla kanıtlanmıştır. Bu krallık 550’ye.doğru kuzeydoğudaki Tşen La Krallığı tarafından ele geçirildi. Karışık bir dönemin sonunda yaklaşık VIII.-IX. yy’larda büyük bir olasılıkla Fu Nan Krallığı’yla Tşen La Krallığı’nın birleşmesi sonucu Khmer İmparatorluğu kuruldu. Khmer halkının ve sanatının tarihi, genel olarak iki döneme ayrılır: Angkor öncesi dönem (VII. yy. başından VIII. yy.sonuna kadar sürer) ve Angkor dönemi (X. yy. dışında krallığın başkenti olan Angkor’da iktidarın kurulmasına denk düşer ve IX. yy’dan XV. yy’a kadar uzanır).
Angkor Öncesi Dönem
VII. yy’da Kamboçya’nın başkentinde bulunan İsanapura anıtları, Angkor öncesi Khmer mimarisinin en ilgi çekici yapılarıdır. Bunlar VII. yy’ın ilk yarısındaki Khmer üslubunu belirten ve Sambor Prei Kuk adıyla anılan siti oluştururlar. Söz konusu üslup, öncelikle kule-tapmaklar ya da “prasat” olarak adlandırılan bir sur içindeki merkezi bir tapınağın çevresinde toplanmış, tuğladan yapılarda kendini gösterir. Alçak kabartmalarla süslü olan yapıların görünümü, Angkor dönemine özgü görkemli bütünlerdeki kesin planların habercisi sayılır. Gupta üslubundaki Hint modelleri, Sambor üslubundaki Khmer heykel sanatını önemli oranda etkilemiştir. Khmer heykel sanatı Sambor üslubundaki Vişnu ve Siva’nın tek bir tanrıda cisimleştiği Harihara tanrısı heykellerinde ortaya konmuştur.
VII. yy’ın ikinci yansında, özellikle de VIII. yy’da ülke “ToprakTşen La’sı”ve “Su Tşen La’sı” olmak üzere ikiye ayrıldığı zaman, sanatlar da birbirinden çok farklı gelişmeler gösterdiler. Mimari süslemelerde (kirişler ve küçük sütunlar) ortaya çıkan farklılıklar, öbür iki üslubu belirlediler: Prei Khmeng ve KompongPrah üslupları. Sambor Prei Kuk sitiyse, büyük ölçüde, kral İsanavarman I’in yapıtıdır.
Angkor Dönemi
VII. yy’ın büyük bir bölümünü kapsayan bu çok karışık dönem, Khmer împaratorluğu’nun parçalanmasına yol açtı. Büyük bir olasüıkla Cava’dan gelen kral jayavarman II (802-850) imparatorluğa barış getirdi ve birliği sağladı, Devaraja (yani dünyanın efendisi ve Tanrı kral) dinini kurdu. Hintlilerden esinlenen bu yeni din, kralın kişiliğini Tanrı Siva’nın (linga) phallus simgesiyle birleştirerek hükümdara mutlak bir iktidar veriyordu. Tanrısal güçlerle krallık yetkisinin birliğini sağlamak amacıyla hükümdar, krallığın merkezi veEvren’in büyülü benzeri olan bir dağ-tapmak yaptırmayı kararlaştırdı.Bu büyük yapı, Phnom Kulen tepesinde, daha sonra kurulacak olan Angkor kentinin kuzeydoğusunda, tuğladan inşa edildi, jayavarman Il’den sonra gelen ve Devaraja dinini sürdüren kralların her biri bir ya da birçok dağ-tapmak yaptırdılar. Angkor öncesi üsluplardan başlayarak gelişen Khmer sanatı, en özgün anlatımına XII. yy. Angkor-Vat anıtlarında kavuşan dinsel bir mimariyle ulaştı.
Bu gelişmenin beUibaşlı aşamaları Roluos sitinde kurulmuş olan Preah Ko üslubundaki yapılarda görülür. Söz konusu yapılar, önce İndravarman I’ in krallığı döneminde (877-889) ve daha sonra Angkor kentini ve bu kentin ortasında Phnom Bakheng büyük tapınağını yaptıran Yasovarman yönetimi döneminde (889-900 dolayları) kurulan yapılardır. Khmer kralları, giriştikleri çok sayıda fetihler sonucu daha büyük kaynaklar ele geçirerek
yalnız görkemli yapılar kurmakla kalmayıp ülkenin gelişmesine büyük katkısı olan sulama sistemini de gerçekleştirdiler.
921 ya da 928’de Angkor’u bırakarak kısa bir dönem içinde Koh-Ker’i siyasal ve dinsel merkez yapan krallar, 944’e doğru yeniden eski başkente döndüler.
Kral Rajendravarman (944-968) Angkor’a dönüşünde, kentin doğu bölgesinde çok güzel iki dağ-tapmak yaptırdı: Doğu Mebon (952) ve Pre Rup (961).
Gösterişsiz boyutlarda olan ve dağ- tapınak sayılmayan, ama ölçüleri ve süslemesiyle hayranlık uyandıran Banteai Srei Tapınağı’nı da gene Rajendravarman yaptırdı. Yerine geçen Djayavarman (968-1001) ve Buddhacı kral Suryavarman I de anıt dikmeyi sürdürdü: Angkor’un doğu bölgesindeki Takeo’da mimarisiyle Angkor- Vat’ın büyük tapmağının habercisi sayılabilecek beş katlı bir tapmak yükseldi.
Udayadityavarman II döneminde (1049-1065’e doğru) çok önemli yeni bir dağ-tapmak olan Bafuon yapıldı. Khmer mimarisinin başyapıtı olan Angkor-Vat’sa yalnızca bir Devaraja tapınağı değil ama aynı zamanda bir amt mezardı. Ayrıca her şey, alçak kabartmalar üstünde temsil edilen kral Suryavarman’ın bu yapıtın baş yaratıcısı olduğu kanısını uyandırır.
Yükselme Ve Çöküş
Khmerler, güçlerinin doruk noktasına ulaştıkları sırada Çamlara karşı savaşa giriştiler ve 1177’de Angkor kenti Çamların eline geçti. Kent beş yıl sonra yeniden, Khmer İmparatorluğu’nun en büyük kralı jayavarman VII (1181-1201’e doğru) sayesinde
Khmerlerin eline geçti. Bu kral, Büyük T aşıt (Mahayana) Buddha cılığını destekledi. Ta Prohm, Banteai Kdei, vb. anıtlarının yapımını tamamladı ve Angkor-Thom anıtını yaptırdı. Bunun ortasında da Khmer sanatının en üstün örneklerinden biri olan Bayon dağ-tapınağım yükseltti. Elli dört kulesinin her birinde dev büyüklükte yarı gülümseyen dört yüz bulunan bu olağanüstü yapı, Khmer sanatının çökmesinden önce yapılan son büyük tapmaktır. Daha sonra Çamlara karşı yürütülen savaşın güçsüz bıraktığı krallık, yeni düşmanlarla karşı karşıya gelmiştir.
XV. yy’da Siyamlılar Kamboçya’yı egemenlikleri altma aldılar. Angkor kenti 1431’de Siyamlılarm eline geçti ve kent, yavaş yavaş eski önemini yitirdi. Ancak XIX. yy’ın sonunda Uzakdoğu’daki Fransız okuluna bağlı arkeologların çabalarıyla yeniden ilgi çekmeye başladı.
Son Yorumlar