Simya, başka maddeleri kullanarak altın yapma uğraşına eski zamanlarda verilen addır. Simyacılar, maddelerin etrafını tuhaf karışımlarla çevirerek altın elde etmek için zamanlarının çoğunu laboratuvarlarda geçirmişlerdir. Bugünkü bilgilerimiz altını, bu şekilde elde edemeyeceğimizi gösteriyor. Fakat simyacıların bu uğraşlarının tamamıyla faydasız olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü simyacılar, bu arayışları sayesinde, element, bileşik, karışım, saf madde gibi kavramların doğmasına neden […]
Ansiklopedi
Güvenirliliği kabul görmüş, ansiklopedilerden derlenmiş ansiklopedik bilgiler.
Eski Mısırlıların, konuşma dilindeki sözcükleri yazıya aktardıkları zaman kullandıkları işaretlerden her biri. Hiyeroglif yazısı 1822’de Fransız Champollion (1790-1832) tarafından ünlü Reşid taşındaki üç dilli yazıttan yararlanılarak çözüldü. Söz konusu yazıyla oluşturulmuş en son metin 24 Ağustos 394 tarihini taşır. Nil kıyılarında İ.Ö. 3100 yılına doğru, I. firavun sülalesi döneminde ortaya çıkan Mısır yazısı, bilinen ilk yazılardandır. […]
Embriyo gelişmesinin gastrula evresinde, iç ve dış deriden çeşitli dokuların türemesi. Histogenez terimi, aynı zamanda eski dokuların onarımı, bitkisel dokuların oluşumu ve onanırımı da belirtir. Organlaşmış Hücreler Her doku, tümü de çok geniş potansiyelde ana hücrelerden çıkan ve bağımsız organlar (sözgelimi,karaciğer, mide) halinde ya da yaygın bir sistem (sözgelimi, kan) biçiminde organlaşmış hücrelerden oluşur. Gerçekten […]
Fiziksel ya da kimyasal bir olayın gelişmesindeki gecikme. Magnetik histerezis ve dielektrik histerezis olarak ikiye ayrılır. Magnetik histerezis, magnetik bir alana yerleştirildiğinde, hem içinde bulundukları alandan, hem de daha önceki magnetik hallerinden kaynaklanan bir mıknatıslanma gösteren, ferromagnetik cisimleri ilgilendirir. Dielektrik histerezisse, bir elektrik alanına yerleştirilen bir dielektriğin polarma değişimine bağlıdır.
Histidinden türeyen amin. Hücrelerin normal bir oluşturucusu olan histaminin, memelilerde doğal bir aminoasit olan histidinle (proteinlerin çoğunda varolan heterosiklik aminoasit) bireşimi yapılır. Histamine dönüşümü, bütün dokularda yaygın olarak bulunan bir enzimin (histidin dekarboksilaz) etkisiyle olur (Çiz. 1). Zehirli Bir Madde Histamin Değişik dokuların histamin oranı, yapılarına ve aynı doku söz konusu olduğunda, hayvan cinsine göre […]
Japonya’da kent. Honşu’nun (Hondo) güneybatısında kurulu olan ve adı her şeyden önce 6 Ağustos 1945’te A.B.D. tarafından patlatılarak kenti yerle bir eden atom bombasını anımsatan tahkimli Hiroşima kenti, Ota ırmağının altı kolu tarafından kuşatılan beş adanın köprülerle birbirine bağlandığı XVI. yy’da kuruldu. “Geniş ada” olarak da adlandırılan Hiroşima, XIX. yy. sonunda önem kazandı: Çin-Japon (1894-1895) […]
Ülkesindeki toplumdan ve yaşam biçiminden kopuk, uyumsuz genç kişi. Timothy Leary Hippi olgusunun ortaya çıkışı, 1962 yılına rastlar ama hippiliğin gerçek anlamda yayılması, 1966 yılında, hippilerin yaşam biçimi, ahlak anlayışları ve düşünceleri, San Francisco ve Kaliforniya’dan bütün A.B.D gençliğini etkilemeye başladığı sıralarda olmuştur. Hippi öğretisinin doğuşunda, Batı kültürünü eleştiren Aldous Huxley, Allan Watts gibi yazarların […]
Klasik radyoelektrik frekanslarının çok üstünde, ama ışığın frekansının altında olan, 1 gigahertz (109 hertz) ile 300 gigahertz arasında yer alan frekans. Hiperfrekansların devirleri (periyotları) 1 nanosaniye (10-9 saniye) ile 3 pikosaniye (3,10‘12 saniye) arasında, dalga boylarıysa 30 cm ile 1 mm arasındadır. Hiperfrekansların ilk kullanım alanı radar olmuş, daha sonra Hertz dalga demetleri aracılığıyla telekomünikasyonda […]
Yüzölçümü bakımından (74.900.000 km2) Büyük Okyanus ve Atlas Okyanusu’ndan sonra dünyanın üçüncü okyanusu. Hem Güney yarımküre, hem de Kuzey yarımküre üstünde yayılan öbür iki okyanustan farklı olarak Hint Okyanusu, Doğu Afrika kıyılarıyla Güney Asya kıyılan arasında sıkışmıştır; doğuda ve güneydoğuda Malezya’yı Avustralya üstünden Antartika’ya bağlayan saymaca bir çizgiyle Büyük Okyanus’tan ayrılır. Hint Okyanusu’nun dibi, Sri […]
Brahmacılıktan sonra ortaya çıkan ve ondan daha katı kuralları olan din (Hinduizm de denir). Hindular, dinlerini bir bütün olarak ya da yalnızca kendi katılımları açısından adlandırmak için sanskritçe sanatana dharma deyimini kullanırlar; bu deyim yaklaşık olarak “sürekli yasa” anlamına gelir; sanatana sıfatı, süre kavramından başka, “eskilik” ve “değişmezlik” düşüncelerini de içerir. Dhri (“tutmak”, “sürdürmek”) kökünün […]
Son Yorumlar