Karolenj Sülalesi, Frankların ikinci krallık sülalesi (Karolenjler de denir).
751’de Merovenj sülalesi (Merovenler j yerine geçen Karolenj sülalesi adını, en etkin temsilcisi olan Charlemagne’a borçludur. Hıristiyan Batı’nın bir bölümünü birleştirmeyi başaran Karolenjier, 800’de Charlemagne ile birlikte Batı’da imparatorluklarının en parlak dönemini yaşadılar. Aileler arasındaki paylaşma ve rekabet sonucu Karolenj İmparatorluğu parçalandı ve Karolenj sülalesi Almanya’da 911’de, Fransa’da da 987’de ortadan kalktı.
Saray Nazırlığının Dönemi
Yaşlı Pepin de Landen, Karolenj sülalesinin bilinen en eski tepsilçişidir. Zengin ve güçlü Pepin de Landen’in Ardenne’lerde (Li&ge, Herstal) geniş toprakları vardı. Pepin de Landen döneminde (öl. 640) Frank Krallığı Merovenj sülalesinin mirasçıları arasında paylaşılmıştı; Neustria (Loire ve Meuse arası), Austrasia (Meuse’den Main’e kadar) ve Bourgogne gibi toprak parçaları belirli bir özellik kazanmıştı.
Ancak, bir ya da birçok kral olsa da, önemli olan kurum saray nazırlığıydı ve saray nazırı iktidar gerçeğini elinde tutmaktaydı. Bu tarihsel çerçeve içinde, Pepin de Landen Austrasia saray nazırıydı ve bu görevin verasetini aldı.Torunu Genç Pepin de Herstal, Neustria saray nazırı Ebroın’in neden olduğu birçok başarısızlığı aştıktan sonra, 687’de Tertry’de Neustrialıları yenmeyi ve Neustria ile Bourgogne saray nazırlıklarını ele geçirmeyi başardı; Böylece krallık hükümetinin birliğini gerçekleştirdi. Pepin de Herstal’in nazik ve tamamlanmamış yapıtı, 714’te ölümü üzerine tehlikeye düştü, çünkü ergin olmayan torunlarından başka meşru vârisi yoktu. Frank Krallığı’nda Pepin de Herstal sayesinde Austrasia’ınn kazandığı üstünlük Neustria’nın ayaklanmasıyla tehlikeye düştü. Franklara yeni boyun eğmiş olan Akitanya ve Provence gibi komşu topraklar özgürlüklerini kazanmak için bu olaydan yararlandılar. Pepin de Herstal’in gerçekleştirdikleri, gayrimeşru çocuklarından biri olan Charles Martel tarafından korundu. Gerçekten de Neustria’nın denetimini sağlayan Charles Martel, Poitiers savaşı sonunda (732) Akitanya üstünde Frankların gücünü yeniden kurdu. Askeri seferlerle Hıristiyanlığı yayma çabalarım birlikte kullanarak bağımsız kalan Germen halklarım (Saksonlar, Frizonlar, Bavyeralılar, vb.) Frank egemenliğine almaya girişti.
Siyasal Ve Dinsel Bir Yapı
Karolenjler, başarılarım sahip oldukları toprakların büyüklüğüne borçludurlar. Merovenjler, toprakları küçüldükçe iktidarlarının çöktüğünü görmüşlerdi. Karolenjlerse geçmişin deneyiminden yararlanarak, kendi mal varlıklarım azaltmadan, kendilerine bağlı çok sayıda kişiye (daha sonra bunlara vasal denecektir) toprak dağıtmayı başardılar. Fetihler, Charles Martel döneminde Kilise mallarına el konması Karolenjlerin mal varlığım artırdı. Kısa Pepin ve oğlu Charlemagne’ın daha da artırdığı bir iktisadi güce gene Kısa Pâpin’in gerçekleştirdiği Papalık’la ittifak sonucu kazanılan siyasal ve dinsel başarı eklendi. Bu gelişmeler önemli sonuçlar doğurdu: Batı’nın tek örgütlü gücü olan din adamları sınıfının Kısa Pepin ve Charlemagne’a tam bağımlı olması; Kısa Pepin’in 751’de Frank kralı olması; 25 Aralık 800’de Charlemagne’m taç giymesiyle Batı İmparatorluğu’nun yeniden kurulması.
Laik aristokrasiye egemen olan ve din adamları smıfınca desteklenen Dindar Louis I’in hükümdarlığının başlangıcındaki hükümeti neredeyse tümüyle din adamlarından kuruluydu. Charlemagne ve üçüncü oğlu Akitanya kralı Dindar Louis merkezi bir Hıristiyan devleti kurmaya çalıştılar, ancak, etnik ve toplumsal gerçekler bu girişimi sınırladı. Bu geniş imparatorluğun çevresinde bölgesel özerklik istekleri varlığım sürdürüyordu. Akitanya’da, Bavyera’da, Kuzey İtalya’ da azınlıkta kalan Franklar sık sık “ulusal” başkaldırılarla karşılaştılar; tek zenginlik olan toprağa dayalı toplumsal yapı.merkeziyetçiliği daha ileriye götürmeye olanak vermedi.
Başarısızlık Ve Çöküş
Dindar Louis babasından daha üeri giderek, tek bir imparatorluk kurmak istedi. 817 Anayasası tahtm büyük oğlana devredilmesini öngörmüş, küçük çocuklaraysa ikinci derecede rol tanımıştı. Böylece, ilk kez, eski Frank ilkesi olan, oğullar arasında eşit bölüşüm (Charlemagne bu ilkeden vazgeçmişti) ilkesi terk edilmiş oluyordu. Bu siyaset çeşitli çıkarlarla çatıştı. Dindar Louis’nin ikinci karısından olan oğlu Kel Charles’m doğumu, 817 Anayasası’nm verüerini altüst etti ve Dindar Louis’nin öbür üç oğlunun (babasının imparatorluk iktidarına bağlı Lothar I, Pepin, Germen Ludwig I) başkaldırması sonucunu doğurdu. Sonunda bir uzlaşmaya varılarak, 843’te Verdun anlaşması yapıldı. Buna göre imparatorluk, yerini üç eşit krallığa bırakıyordu. İmparatorluk makamım Lothar I’in krallığı taşımaktaydı. İmparatorluğun topraklarının parçalanması ve imparatorluk düşüncesinin yıpranması birbirine koşut olarak gerçekleşti: 855’te Lothar I’in ölümü üzerine, krallığı üç oğlu arasında paylaşıldı (böylece beş krallık ortaya çıktı) ve imparatorluk makamı İtalya Krallığı’na geçti. 876’da Kel Charles ve 884’te Şişman Kari III döneminde, Karolenj sülalesinin çeşitli dallarında görülen veraset raslantıları sonucu geçici bir birlik kuruldu. Yalnızca Kilise, Karolenj dünyasının birliğini ve imparatorlukdüşüncesinin üstünlüğünü korumaya çalışıyordu; nitekim Dindar Louis’nin üç oğlunun sık sık bir araya gelmelerini ve kardeşlik adı verilen ilkeyi kabul etmelerini istedi; böylece üç Frank krallığının belli bir görüş doğrultusunda bir araya gelmelerini amaçlıyordu.
Kısa süre için sağlanan birlik giderek sarsılmaya başladı. Karolenj kralları 850’den sonra kendi topraklarına bile egemen olamadılar. Laik aristokrasi krallık aristokrasisini ciddiye almıyordu. Büyük aüelerin önderleri, kendisine bağlı olanlar üstündeki otoritesini korumak için topraklarını yok pahasına elden çıkaran ve kontluk yükümlülüklerinin birleşmesini destekleyen bir krala karşı, prenslikler kurdular. Francia Occidentalis’te (Batı Francia) ve İtalya’da çok belirgin olan çözülme süreci Francia Orientalis’te (Doğu Francia) daha az belirgindi ve birkaç ‘‘ulusal" büyükdüklüğün (Bavyera, Saksonya, Franken, Lorraine) kurulmasıyla durdu.
91 l’de bu düklerden biri, kendisine bağlı derebeylerince Karolenj sülalesi yerine krallığa getirildi. Francia Occidentalis’te de Karolenjler tehdit altındaydılar ve 888’den 936’ya kadar üç kez yerlerini Hugues Capet’nin atalarına bıraktılar. Bununla birlikte, Karolenj sülalesinin tarih sahnesinden yok olması, Hugues Capet’nin 987’de seçilmesiyle oldu. Krallık sülalesinin son temsilcileri olan Louis IV.Lothaire, Louis V Karolenj sülalesinin adına layık bir krallık iktidarını korumaya çalıştılar ama özellikle toprak zenginliği yeterli olmayınca, feodalitenin büyüyen yükselişine karşı koyamadılar. Ancak Karolenj sülalesinin, özellikle de başlıca temsilcisi Charlemagne’ın etkisi bütün Ortaçağ boyunca sürdü.
Karolenj Sanatı
Karolenj sanatı, çeşitli katkılarıyla roman üslubunun ortaya çıkmasına yol açan roman öncesi sanatları bütününe girer ama Charlemagne’m birleşme siyaseti ve kuramlarıyla sanat dalla rma bir canlılık getirdiği de bir gerçektir. Kazıların doğruluğunu kanıtladığı çeşitli yazıtlardan Karolenj dönemi mimarisi iyi büinmektedir. Korunmuş manastır planları (Centula, Fulda, Sankt Gailen) büyük bir örgütlenme ustalığına tanıklık ederler. Saint Maurice d’Agaune, Reims ve Köln katedrallerinde görüldüğü gibi, kiliselerin karmaşık planları vardı. Karolenj kilisesinin ayırıcı özellikleri iki karşıt absid, merkezi plan uygulaması, yan binaların varlığıydı (bunların ilk katında piskoposa ya da imparatora ayrılan geniş bir kürsü bulunuyordu). Kapı revakının kütlesel ön şahını (Lorsch’da olduğu gibi) da Karolenj sanatının ürünüdür. Roman kiliselerinin çan kulesi revakları da buradan kaynaklanmıştır. En iyi korunmuş iki önemli yapı olan Aix Şapeli ve Ger- migny-des-Pres Kilisesi iç süsleme (mozaik, resim, heykel) konusunda bilgi verir. Bunlardaki çokrenklilik ve zenginlik, Bizans ve Müslüman etkisini gösterir.
Saint-Germain d’Auxerre’de, Saint- Pierre-Les-Eglises’de, Saint-Jean Mustair’de (İsviçre), San Benedetto de Malles’de (İtalya) bulunan freskler resmin yeniden doğuşuna tanıklık etmektedir.
Heykel sanatı, mimarlık öğelerinin (friz, sütun başlığı, vb.) bitki motifleriyle süslenmesiyle sınırlıdır. Bu da Karolenj atölyelerinin Eskiçağ’dan olduğu kadar İrlanda ve Vizigot sanatlarından da etkilendiğini gösterir.Bu dönemin en ilgi çekici yapıtlarından biri, Charlemagne’ın olduğu söylenen, at üstüne binmiş insan heykelidir. Bu dönemde tezhip sanatı da büyük bir gelişme göstermiştir
Son Yorumlar