Kapitalizm Nedir? Ortaya Çıkışı ve Uygulanışı

Kapitalizm, üretim araçlarının, bu araçları elle­rinde bulunduranlara gelir sağladığı, onlara iktisadi etkinliği yönlendirme yetkisi verdiği, gelirlerinin bir bölü­münün yeni üretim araçlarının alımına ayrıldığı iktisadi ve toplumsal re­jim.

Kapitalizm sözcüğü Kari Marx’tan sonra ortaya çıkmıştır. Marx, kapita­list rejimi, kökenleri Rönesans’a, hat­ta daha geriye uzanan, büyük gelişme­sini XVIII. yy. sonunda gerçekleştiren bir tarihsel olgudan hareket ederek inceledi. Daha sonra, bundan çıkarı­lan soyut kavram, doğru ya da yanlış, öbür dönemlere de uygulandı. Bu kar­maşık tarihsel olgu Avrupa’nın en et­kin bölgelerinde ortaya çıktı, yavaş yavaş yayıldı ve en büyük gelişmesi­ni Kuzey Amerika’da gösterdi. Artan sayıda coğrafi bölgeye ve artan sayı­da üretim dalına yayıldı. Yapımevlerinin, fabrikaların çoğal­ması, işletmelerin yoğunlaşması ve uluslararasılaşması, yeni hammadde­lerin ve pazarların araştırılması, vb. kapitalizmin en açık göstergelerinden bazılarıdır.

Kapitalizm çeşitli evrelerden geçti, çeşitli, hatta bazen çelişkili görünüm­ler kazandı: Rekabet kapitalizmi ile te­kel kapitalizmi; sanayi kapitalizmi ile mali kapitalizm; ulusal kapitalizm ile uluslararası kapitalizm; özel kapita­lizm ile devlet kapitalizmi. İşletmeci­nin (sanayici, bankacı, tüccar) işlet­menin sahibi ve yöneticisi olduğu pat­ron kapitalizminden yönetimin ücret­lilerce yürütüldüğü anonim ortaklık­lara geçiş daha çok sayıda bireyin ka­pitalist kazanca katılmasını sağ­ladı.

Kapitalizm, dönem dönem büyük bu­nalımlar yaşadı ama günümüze dek bu bunalımlardan, doğasına özgü bir gereklilik gibi görünen yayılmaya ye­niden girişebilmek için, gençleşmiş ve güç almış olarak çıktı.

KAPİTALİZM KONUSUNDAKİ DEĞİŞİK GÖRÜŞLER

Kapitalizm bitmeyen tartışmalara ko­nu olmuştur. Batı dünyasında bu re­jime karşı çıkanların görüşlerine gö­re, kapitalizm iktisadi açıdan en iyi, en uygun durumu sağlamaz; hem sa­vurgan, hem iktisadi gelişmeye karşı, hem düzensiz, hem de zorbadır; yal­nızca, yersiz de olsa karşılığı ödene- bilen gereksinmeleri doyurur, hatta yapay olarak gereksinme yaratmaya uğraşır; bunu, verimli değüse ya da az verimliyse temel gereksinmelerin kar­şılanmasını ihmal ederek yapar. Kapitalizmin öğretisini yapanlarsa karşıtlarına şu görüşlerle yanıt verir­ler: Taraflar anlaşmakta ya da anlaş­mamakta serbest olmak üzere, işve­renle işçiler arasında yapılan sözleş­melere uyulmaktadır. Baskı, kapitalist öncesi ve kapitalizme karşı olan ülke­lerin olgusudur; .herkes gelirini kapi­talist olmak için kullanabilir, kapita­list kazanç raslantıya bağlıdır, başa­rısızlık ve para kaybı tehlikesi her za­man vardır. Sermayeleştirme teknik ve kültür alanındaki gelişmenin gerek­li koşuludur, bunun etkisi de kapita­list olmayan ülkelerin imrendiği genel yaşam düzeyinin yükselmesidir.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.