Kanbilim Nedir? Kan Hücrelerinin Oluşumu

kan hücreleri mikroskoptan görünümüNormal ve patolojik koşullarda kan hücrelerini ve hematopoyetik doku olarak adlandırılan kan yapıcı doku­ları inceleyen bilim dalı.

Kan Hücrelerinin Oluşumu

Kan hücreleri, soy adı verilen belli bir sıralamaya göre 10 ana hücreden (kö­ken hücre) başlayarak oluşurlar. İki oluşum süreci vardır: Embriyoda yu­murtanın döllenmesinden 10 ana hüc­reye kadar, başlangıç oluşumu; ardın­dan embriyonun belirlenmesi gerçek­leştiği andan başlayan ve ana hücre­lerden hareketle, çeşitli soyların ye­niden oluşması. Kan yapıcı hücreler, kemik iliği ve lenf dokusudur; hücre­ler bunlardan başlayarak olgunlaşır ve yerlerini sürekli olarak yenileri alır. Bu nedenle, söz konusu dokular­la ilgili her hastalık kamn hücre bile­şimini etkiler. Normalde, kan hücre­leri art arda bölünmelerle (mitoz) ço­ğalırlar, ama bu mitozlarm sayısı sı­nırlıdır ve hücreler olgunlaştıkça bö­lünme yeteneklerini yitirirler; kana geldiklerinde bu özellikleri kaybolur. Kanda ya da bazı dokulardan geçer­ken işlevlerini yerine getirirler, daha sonra da yıkıma uğrarlar ve yerleri sürekli olarak yenileri tarafmdan dol­durulur. Yaşam süreleri, hücrelere göre, birkaç günden birkaç aya kadar değişir.

Patoloji

Patolojik durumlarda kan hücreleri, nicelik ve nitelik açısmdan değişim ge­çirebilirler. Bazen alyuvar, akyuvar ve lenfositlere dayanan oluşum kusur­ları kalıtımla ve yapıyla ilgilidir. Ba­zıları çok tehlikelidir ve uzun bir ya­şama izin vermezler; bazılarıysa an­cak kansızlık ve kanamayla ilgili ha­fif bozukluklarla ortaya çıkar. Ama kana ilişkin oluşum bozukluğu çoğunlukla, geçirilen bir hastalıktan kay­naklanır. Sözgelimi, akyuvarların ço­ğalması (lökositoz) bir enfeksiyonun belirtisi olabilir; bu artış yalnızca bir tek soyda olabilir. Sözgelimi, alerjik durumlarda ya da asalakların yol aç­tığı hastalıklarda eyozinofillerde, çok şiddetli bir enfeksiyon sırasında da nötrofillerde artış görülür. Akyuvarların azalması lökopeni ola­rak adlandırılır. Lökopeni, bazen ak­yuvarların mutlak sayısını hiç değiş­tirmeden,yalnızca bir soya bağlı ola­bilir. Çokçekirdekli akyuvarlar ya da granülositlerin tümüyle yok olması ag- ranülositoz adı verilen bir hastalığı ortaya çıkarır. Ağır bir zehirlenme­den ya da uzun bir radyoaktif tedavi­den sonra gözlenebilir. Aynı zaman­da lenfositlerde, kan pulcuklarmda [trombosit] ya da bütün kan hücrele­rinde de bir azalma (trombositopeni ya da trombopeni) görülebilir.

Kan öğelerinin tümünün anormal ar­tışına gerçek polisitemi denir; bu, al­yuvarların 1 mm3 kanda 9 milyona ulaşabildiği bir hastalıktır.

Bazı enfeksiyonlarda, zehirlenmeler­de ya da kanserlerde kanda belirgin genç hücre biçimleri gözlenir. Aym bi­çimde hücre sitoplazması ya da çekir­değini ilgilendiren bozukluklar veya anormal granülasyon oluşumları sap­tanabilir.

KANI İNCELEME YÖNTEMLERİ

Elektron mikroskobuyla yapılan ince­lemeler dışında birçok muayene ve boyama yöntemi vardır. En çok baş­vurulan incelemeler, kan grubunun belirlenmesi, kan yuvarlarının çökel­me (sedimantasyon) hızlarının saptan­ması, hemoglobin miktarının bulun­ması, alyuvar ve akyuvar sayımının yapılması, akyuvar formülü ve kan pulcuklarımn sayımının gerçekleştiril­mesidir. Üre, glikoz ve serum demiri­ne ilişkin bazı kimyasal ölçümler de çok sık yapılan incelemelerdir. Kan çoğunlukla sabahları aç karnına alı­nır. Bazen, kan incelemelerini bir lenf düğümünün, bir dalak parçasının ya da kemik iliğinin doku incelemesiyle tamamlamak gerekir. Kemik iliği, gö­ğüs kemiği ya da kalça kemiği ibiğin­den iğneyle alınır. Alman kan ya da dokunun küçücük bir parçası, bir lam üstüne yayılır, daha sonra bir lamel­le kapatılarak mikroskopta incelenir.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.