İspanyol yazarı (Madrid, 1562- Madrid, 1635).
Cizvitlerin yanında başladığı öğrenimini Alcala Üniversitesinde sürdüren Felix Lope de Vega, 1578’e doğru Madrid’e döndü. Serüvenlerle dolu yaşamı konusunda birbiriyle çelişen bilgiler vardır: Las Navas markisinin sekreterliğini yaptığı, Asor adalarına düzenlenen bir sefere katıldığı, 1588’de Yenilmez Armada’nin bir gemisine binip filonun yok oluşuna tanık olduğu. 1590’da Madrid’e döndüğünde Alba dükünün hizmetine girdiği bilinir.
Verimli Bir Yazar
Lope de Vega bu tarihlerde, La Hermosura de Angelica (Angelica’nm Güzelliği: 1602’de yayımlandı) adlı bir destanın 11 000 dizesini yazmış bulunuyordu. İlk karısı 1595’te ölen yazar, 1598’de pastoral bir roman olan La Arcadia’yı, bir yıl sonra da El İsidro adlı destansı şiiri yayımladı. 1600’de Sevilla kentinde engizisyoncu olan amcasının yanma yerleşti. Şiirleriyle adım bütün İspanya ‘da duyurmuştu. Ama düzensiz bir yaşamı vardı. 1604’te ikinci kez evlenerek 1610’a kadar yaşayacağı Toledo’ya yerleşti; ancak bu ikinci evlilik de yaşamına pek bir düzen getirmedi.
Aynı dönemde, Lope de Vega, kendisini yaşamının sonuna kadar himayesi altmda tutacak olan Sessa düküyle tanıştı. Gün geçtikçe daha fazla dine yöneldi ve 1613’te, karısıyla kızının ölümlerinden sonra, rahip oldu. Bununla birlikte, zamanım dinsel uğraşların yanı sıra edebiyatla da ilgilenerek geçirdi. Hem düzyazı hem de şiirlerle yazılmış, karşılıklı konuşmalardan oluşan La Dorothea adlı romanını 1632’de yayımladı. Yaşamının son yirmi yılında da komedilerinin çoğunu yazdı.
Lope de Vega son derece verimli bir yazardı. Tiyatro oyunlarından 470 komedi ile 40 dolayında auto sacramental (kutsal dramlar) kalmıştır. Düzyazı alanmda, öğretici yapıtları, öyküleri, romanları (El Peregrino en sa patrie [Yurdunda Hacı]; 1603’te yayımlanan bu romanın bölümleri arasına dört auto yerleştirilmiştir) vardır. Şiirdeyse bütün türleri denediği görülür: Hafif şiirler; La Filomena (1621), La Circe (1624) gibi mitolojik şiirler; kahramanlık ya da Hıristiyanlıkla ilgili şiirler (Jerusalen Conqu- istada [Fethedilen Kudüs, 1609]); tarihsel şiirler (El İsidro, 1599); dinsel şiirler.
Tiyatro Oyunları
Lope de Vega özellikle tiyatro yapıtlarıyla t a nmdı. İsidoro ’n un Çocukluğu ve Gençliği gibi auto sacramentale’ lerini dinsel törenler için yazdı. Komedi diye nitelendirilen oyunlarına gelince, bunlar Fransız klasisizmi tarafından geliştirilen modelden çok farklıdır. Gerçekten de, Lope de Vega’run kesin biçimini verdiği İspanyol komedisi (Arte nuevo de hacer comedias [Yeni Komedi Yazma Sanatı] adlı şiirinde alaylı bir biçimde bu komedinin kurallarını açıkladı) komedi ve trajedi karışımıdır; komediden entrikaları ve canlılığı, trajediden de ünlü kişilerini ve ağırbaşlılığını alır. Olayda birlik kuralına uyulurken, zamanda birlik, konunun üç perdeye bölünmesine (en fazla üç gün) kadar götiirülebilir.
Olay örgüsünün çözümü son perdenin ortalarına kadar geciktirilir. Lope de Vega, şiirdeki değişik ritimlerin tiyatroda her durumla ilgili olarak nasıl kullanılacağını da belirlemiştir. Yazarın komedileri arasında, gerçek anlamda töre komedileri ile tarihsel komedileri ya da dramları birbirinden ayırt etmek gerekir. Töre komedileri arasında El Acero de Madrid (Madrid Çeliği, 1603), Amor sin saber a quien (Kim Olduğunu Bilmeden Sevmek, 163’0), El Perro del hortelano (Bahçıvanın Köpeği, 1618) sayüabilir. En tanınmış dramlarıysa şunlardır: La Estrella de Sevilla (Sevilla Yıldızı,1617); El mejor alcalde el Rey (En Büyük Yargıç Kraldır, 1635).
Lope de Vega’nın çeşitli türlerde, çok sayıda yapıt vermesi, bunların bazı açılardan kusurlu olmasına neden olmuştur. Gerçekten de yapıtlarındaki bazı aksaklıklar, gerçeklikten tümüyle uzaklaşmalar, bölümler arasındaki eşitsizlikler hep hızlı bir biçimde yazılmalarından kaynaklanır. Ama, halk gelenek ve törelerinden esinlenen Lope de Vega, Shakespeare’in tiyatrosuyla karşılaştırılabilecek, gerçekten ulusal bir tiyatro yaratmıştır. Bir olay örgüsünü geliştirmede, izleyicinin merakım uyandırmada son derece usta olduğu kesindir. Kişilerin ve törelerin işlenmesinde de ustalığı açıkça görülür. Diyalogları canlı ve doğaldır. Kullandığı dil ise açık seçik ve yalındır. Lope de Vega’nın döneminin ve daha sonraki kuşağın tiyatro yazarları üstünde önemli bir etkisi olmuştur. Yapıtları Hardy, Rotrou, Corneille, Moliere gibi XVII. yy. Fransız yazarlarının da ilgisini çekmiştir.
Son Yorumlar