İsmet İnönü Cumhurbaşkanlığı Dönemi
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk 10 Kasım 1938’de ölünce, T.B.M.M., İsmet İnönü’yü oybirliğiyle cumhurbaşkanlığına seçti (11 Kasım 1938). Cumhurbaşkanlığı süresince Atatürk devrimlerinden hiçbir ödün vermeyen İsmet İnönü, özellikle laiklik konusunda gösterdiği titizlik yüzünden gerici çevrelerin şimşeklerini üstüne çekti (özellikle 1950’den sonraki çok partili dönemde iktidarın laiklikle bağdaşmayan uygulamalarını çok sert bir dille eleştirdi). İsmet İnönü cumhurbaşkanı olduktan kısa bir süre sonra, İkinci Dünya savaşı patlak verdi. Bu savaş Türkiye’ de de siyasal ve iktisadi ağırlığını duyurmaya başladı; Türkiye gene devletçi iktisat anlayışı içinde sanayileşme çabalarını sürdürüyordu, ancak dış kaynaklara duyulan gereksinme büyüktü. Savunma giderlerinden kısıntı yapılması da gerekiyordu. Bunların yanısıra bazı devletler de Türkiye’nin savaşa girmesi için baskılarını yoğunlaştırmaya başladılar.
Bütün bu olumsuz koşullara karşın İsmet İnönü, ilki 1934’te uygulamaya konan 5 yıllık sanayi planı uygulamasını sürdürdü, komşularıyla yakın ilişkiler kurmayı başardı. Savaştan önce, İtalya’daki faşizmin yayılma eğilimleri sezildiği için Batı demokrasileriyle anlaşma yapıldı, Hitler’in orduları Balkanlar’a gelince de Almanya’yla bir saldırmazlık anlaşması imzalandı (18 Haziran 1944). İsmet İnönü’nün başarılı dış siyaseti sonucu, Türkiye,İkinci Dünya savaşına girmemiş oluyordu. Ancak savaşın sonucu belli olunca, İnönü, Müttefik kuvvetlerin yanında yer almaktan kaçınmadı ve Türkiye, Müttefiklerle birlikte Almanya ile Japonya’ya savaş ilan etti (1945). İnönü, savaştan sonra da Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’e girmesini sağladı.
Çok Partili Döneme Geçiş
ikinci Dünya savaşı yılları Türkiye’nin iktisadi, toplumsal ve siyasal yaşamında birtakım sorunlara yol açtı, savaşın etkileri nedeniyle alman önlemlere çeşitli kesimler tepki göstermeye başladılar. Ayrıca, iç siyasette çok partili döneme geçiş konusunda da baskılar arttı. İnönü 19 Mayıs 1945’teki söyleviyle, çok partili düzene geçileceğini açıkladı. 1946 seçimlerinde CHP yeniden iktidar olmayı başardı, İsmet İnönü, Demokrat Parti milletvekillerinin de oylarıyla yeniden cumhurbaşkanı seçildi. Çok partili döneme geçişte, İsmet İnönü’nün denge siyaseti, partilerüstü bir tavır takınması büyük yapıcı rol oynadı. 12 Temmuz 1947 tarihli bildirisiyle iktidarla muhalefet arasındaki anlaşmazlıklarda partilerüstü tavrını kamuoyuna anlattı. 1950 seçimleri Demokrat Parti’yi iktidara getirince, İsmet İnönü’nün de cumhurbaşkanlığı sona ermiş oldu. Artık İnönü, ana muhalefet partisi olan CHP’nin başkanıydı. 1950-1960 yılları arasında muhalefet lideri olarak Meclis’te bulunan İsmet İnönü, bir yandan iktidarın keyfi ve Atatürk devrimlerine ters düşen uygulamalarına karşı çok sert bir siyaset izledi, öte yandan da parti içi eleştiri ve sorunlarla uğraşmak zorunda kaldı.
DP yöneticilerinin partizanca tutumlarına (Vatan cephesi gibi), cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın partilerüstü bir tavır takınması gerekirken DP’nin seçim kampanyalarında DP adına konuşmalar yapmasına büyük tepki gösterdi. 1957 seçimleri sırasında ve sonraki yıllarda çıktığı yurt gezilerinde antidemokratik uygulamalarla karşı karşıya kaldı: Çeşitli tarihlerde yaptığı yurt gezileri ve siyasal konuşmalar engellenmek istendi (Nisan-Mayıs 1959’da Uşak, İstanbul; Nisan 1960’ta Kayseri olayları). DP iktidarının muhalefet (özellikle İsmet İnönü’nün konuşmaları) ve basın hakkında soruşturma yapacak Tahkikat Komisyonu’nu kurmayı öngören tasarısına karşı. Meclis kürsüsünde büyük mücadele verdi. Dönemin iktidarının uygulamaları toplumda, özellikle de gençlik kesiminde ve ordu içinde birtakım kıpırdanmalara yol açmaya başlamıştı. İsmet İnönü, iktidarı, gelebilecek tehlikelere karşı uyarmaya çalıştı, hiçbir olumlu sonuç alamayınca da, onları kendisinin bile kurtaramayacağımnısöylemekten çekinmedi.
thank you very much