Isırgangiller (Urticaceae) ailesinden otsu bitki. Yetişmesi belli ölçüde toprağın azot bakımından zengin olmasına bağlı olduğundan, ısırgan (Urtica) insanların yerleşmiş olduğu alanlarda bol bulunur.
Yakıcı Tüyler
Isırganın çok yoğun olarak gelişmiş kökleri ve köksapları vardır; bu nedenle bitkiyi topraktan söküp atmak oldukça güçtür. En azından büyük ısırgan ya da iki evcikli ısırgan (Urtica dioica) türü söz konusu olduğunda, ısırganlar, uzun gövdeleriyle geçit vermeyen bitki toplulukları oluştururlar; özellikle de yakıcı, dalayıcı tüyleriyle tanınırlar. Yakıcı tüyler gövde ve yaprak damarları üstünde çok sayıdadır. Her tüy, salgı salan, şişkin bir tabanla tek hücreden oluşan bir uç bölümünden yapılmıştır; uç kesimdeki bu hücre, kalkerli yan çeperleri silis yapısında bir iğne ve asit bakımından zengin, tahriş edici sıvıyla dolu bir tepe bölümünden oluşur. Tüyler bitkinin uç kesimine doğru yönelmiş biçimdedir; bu nedenle ısırgana aşağıdan yukarıya doğru hafifçe dokunulabilir ama ters yönde el sürülemez.
XVIII. YY’A KADAR KULLANILAN LİFLER
Isırgan yaprakları kurumaya başladıkları zaman kazları beslemede kullanılır; ayrıca kimi yörelerde insanlar tarafından sebze olarak da yenebilir. Gövdesinden oldukça iyi nitelikli bir lif elde edilir (bu nitelikteki lifler, aynı ailede yer alan ama yakıcı olmayan ramide de bulunur). Ayrıca, ısırganın anatomisi oldukça gariptir, selülozlu liflerle odunlaşmış liflerin almaşık olarak bulunması, bazı sarılıcı bitkilerin yapısını anımsatır. Bu lifler Ortaçağ’ın sonundan XVIII. yy’a kadar yaygın bir biçimde kullanılmıştır. Isırganın çiçekleri ve meyveleri genellikle çok küçüktür; bununla birlikte, türlerden birinin, dutun ki kadar, büyük bir çiçek durumu bulunur.Çiçek açıldığında, erkekorganlar dışarı doğru kıvrılarak çıkarlar, böylece çiçektozları oldukça uzaklara fırlatılabilir; aynı olay ısırgana çok uzak olan gruplardaki bazı bitkilerde de bulunur.
Isırganın Otuz Türü
Isırganın otuz kadar türü bulunur. Ama bu bitkileri gövdelerinin dört köşeli olması ve yapraklarının biçimi nedeniyle aynı adla bilinen ballıbaba (Lamium ya da Galeopsis) cinsindeki bitkilerden ayırt etmek gerekir; ballıbabagiller ailesindeki bu bitkiler, yakıcı değildirler ve parlak renkli büyük çiçekleriyle kolaylıkla tanınırlar; çiçeklerinin renkleri nedeniyle beyaz, sarı ya da lâl renkli ısırgan diye de adlandırılırlar.
İki evcikli (erkek ve dişi çiçekleri farklı bitkilerde bulunan) ya da büyük ısırgan (Urtica dioica) dayanıklı ve uzun ömürlüdür; ısırgan dendiğinde de genellikle ilk olarak akla bu tür gelir. Çok rastlanan, küçük ve son derece yakıcı olan bir başka türde, erkek ve dişi organlar aynı bitkide bulunur; bu türün bitkileri bir yıllıktır.
Isırganlar, tropikal bölgelerde yetişmez; söz konusu bölgelerde, bunların yerini yakın bir cins olan Laportea almıştır; Laportea cinsindeki bitkiler daha çok ağaçsı görünümlü ve daha yakıcıdırlar.
Son Yorumlar