Arap gezgini (Tanca, 1304-?,1369). 1325 yılında hacca gitmek üzere doğduğu kentten ayrılan İbni Battuta önce Antakya’ya kadar olan yerleri gördü, ardından, İran’dan başlayarak Kuzey Irak ve Mardin’i gezdi; 1329-1330 yıllarında Mekke ve Yemen’e gitti, oradan Afrika’ya geçti; Afrika’nın doğu kıyıları ve Zengibar’ı dolaştıktan sonra da gene Arap yarımadasına döndü.Daha sonra, bir Ceneviz gemisiyle Alanya’ya (o zamanki adı Alaiye’ydi) gelen İbni Battuta, Anadolu’nun bütün önemli yerlerini (İsparta, Burdur, Eğridir, Konya, Karaman, Aksaray, Niğde, Kayseri, Sivas, Erzurum) bu gezide gördü, sonra, bütün Marmara bölgesini dolaşarak Sinop’a geçti, oradan gemiyle Kırım’a giderek Güney Rusya’da Özbek Han’ın konuğu oldu. İstanbul’a uğradıktan sonra Harizm, Maveraünnehir, Horasan ve Afganistan’ı gezen İbni Battuta Hindistan’a geçerek orada uzun süre kaldı, Delhi’de yedi yıl kadılık yaptı. Hint padişahlarından Tuğluk Şah’ m elçisi olarak Çin’e gönderildi ve Pekin, Cava, Endonezya’yı da bu gezide dolaştı.
1349’da Fas’a dönen İbni Battuta’yı, yakınındaki Ispanya’yı görmemiş olmak rahatsız ediyordu; bu nedenle İspanya’ya geçti; dönüşünde Büyük Sahra’yı ve Sudan’ı gezdi. Böylece, yolculuklarını tamamlamış oldu.
İbni Battuta gezip gördüğü yerler konusunda bilgiler toplamış, notlar almıştı. Fas Sultam Ebu İnan, İbni Battuta’ya gezi notlarını derleyerek bir kitap yazmasını boyurdu. Ama İbni Battuta kitabını kendi yazmadı; notlarının derlenip düzenlenmesi bittikten sonra, zamanının ünlü bilginlerinden İbni Cuzey el-Kelbi bu notları kitap haline getirdi. Kitabının adı Tuhfet-ün Nuzzar fi Garaib-il-Emsâl ve’l-Acaib-il Esfar’dır (Garip Seferler ve Tuhaf Örneklerle Karşılaşanların Armağanı). Rihle (Göç) adı da verilen bu yapıt bizde daha çok İbni Battuta Seyahatnamesi diye anılır. Bu yapıt yalnızca İbni Battuta’nın anlattıklarını değil, İbni Cuzey el-Kelbî’nin eklediği bilgileri ve öyküleri de içerir. Ayrıca, İbni Cuzey el-Kelbî, Şam, Bağdat, Kahire, Mekke ve Medine gibi önemli büyük kentler konusundaki bilgilere, tanınmış ozanların şiirlerinden alınmış parçalar da koymuştur.
Yapılan araştırmalar sonucu, kitaptaki birçok bilginin, daha önceki gezginlerin ve eski coğrafyacıların yapıtlarından alındığı, bu arada gerçeğe uymayan birçok bilginin de bulunduğu saptanmıştır (sözgelimi, İbni Battuta’nın Erzurum’dan Birgi’ye bir günde gelmesi gibi gerçek dışı anlatımlara rastlanır). Ama her şeye karşın İbni Battuta Seyahatnamesi önemli bir yapıttır. Araştırmacılar, Afrika konusundaki bilgilerin gerçeğe en yakın bilgiler olduğunu kabul ederler. Gezdiği ülkeleri anlatırken, İbni Battuta’nın o ülkelerin askeri ve yönetimsel örgütlenmesini işlemesi de ayrı bir önem taşır. Sözgelimi, Anadolu izlenimlerini anlatırken, Ahiler konusunda verdiği bilgiler ilgi çekicidir. Gezdiği ülkelerin toplumsal yapısı, gelenekleri, yemek, giyim, ev töresiyle ilgili bilgiler de özellikle halkbilim ve etnoloji alanlarında çalışmalar yapan araştırmacılar açısmdan önem taşır. İbni Battuta Seyahatnamesinin yazılması altı yıl sürmüş ve yapıt 1355’te bitmiştir. İbni Cuzey el-Kelbî’nin elinden çıkmış olan örnek, Paris’te Bibliotheque Nationale’dedir (Ulusal Kitaplık). Yapıt Türkçeye Mehmet Şerif Paşa tarafından, 1917-1919 tarihlerinde yapılan iki yıllık bir çalışma sonunda kazandırılmıştır.
Son Yorumlar