Hareket etmememizi sağlayan eklem ve kasları inceleyelim. Bir masal kahramanı olan Pinokyo’yu düşünelim. Bu hayali kahraman, tahtadan yapılmış bir kukladır. Ellerini ve ayaklarını bükemez. Bu nedenle de rahatça yürüyemez. Siz de Pinokyo gibi dirseğinizi ve dizlerinizi bükmeden yürümeyi deneyiniz. Bu şekilde yürümek mümkün değildir.
Günlük yaşantınızda çeşitli işler yapıyorsunuz; hareket etmek, giyinmek, yürümek, yazı yazmak gibi. Tüm eylemlerin gerçekleştirilmesi çeşitli organların kullanılması sonucudur. Pinokyo gibi yürüdüğünüzde kollarınızı ve dizlerinizi bükemezsiniz. Hareket ederken Pinokyo’dan farklı olarak kullandığınız yapılar eklemler ve kaslardır.
Yukarıdaki resmi dikkatlice inceleyelim. Resmi incelerken dizinizde ve dirseğinizdeki kemiklerin birleştikleri kısımlarda bulunan yapılara dikkat ediniz.
Öğrendiğiniz gibi vücudunuzda pek çok kemik bulunmaktadır. Bu kemiklerin birleştiği yerlerde eklemleriniz bulunur. Bunlardan bir kısmı hareketlidir. Örneğin, el ve ayak bileklerinizdeki eklemler oynar eklemlerdir. Omur kemiklerinizde bulunan eklemlerin ise hareketleri el ve ayak bileklerimizdeki eklemlere göre sınırlıdır. Bunlara yarı oynar eklemler denir. Beyni koruyan kafatasında bulunan kemikler ise birbirine öyle bağlıdır ki hareket etmeleri
mümkün değildir. Dolayısıyla buradaki kemiklerin birleştiği yerdeki eklemler hareketsizdir. Bu nedenle bunlara oynamaz eklemler denir.
Hareket etmede, eklemin yapısı önemlidir. Omzunuzu çevirmeyi deneyiniz. Kolayca hareket ettirebiliyor musunuz? Sizce omzunuzda bulunan eklemler rahatlıkla hareket edebildiğinden oynar eklemdir. Yukarıdaki şekilde bir oynar eklemin yapısı ayrıntılı olarak gösterilmiştir. Eklemlerin kemiklere bağlanmasında yardımcı olan yapılara eklem bağları denilmektedir. Bu bağlar, kemik ve eklemin birlikte çalışmasını sağlar. Oynar ve yarı oynar eklemlerin bulunduğu yerlerde iki kemiğin sürtünmesini engelleyen eklem sıvısı bulunmaktadır. Bu sıvı, kemikleri korurken aynı zamanda kemiklerin hareket etmesini sağlar.
“Canlılarda Üreme, Büyüme ve Gelişme” bu gelişim dönemlerinde vücudunuzda değişiklikler olduğunu biliyorsunuz. Bebeklikten yetişkin olana kadar kemiklerinizin yapısı da değişmektedir.
Gelişim dönemlerine göre eldeki kemiklerin değişimlerini dikkatlice gözlemleyerek farklılıkları tartışınız.
El geliştikçe yaş ilerledikçe eklemler kemikler arasındaki boşluklar kaybolmakta, kemikler birbirlerine yaklaşmaktadır. İlk röntgen filminde avuç içinde neredeyse hiç kemik yoktur. Son röntgen filminde kemik sayısı artmış ve kemikler birbirlerine yaklaşmıştır.
İskelet sisteminizdeki kemik ve eklemlerinizin sizin için ne kadar önemli olduğunu keşfettiniz. Bu yapılara yardımcı
başka bir yapı da kas sistemidir. Tahtadan yapılmış kuklaların nasıl hareket ettirildiğine hiç dikkat ettiniz mi? Kuklalar, kollarına ve ayaklarına bağlanmış ipler çekilip bırakılarak hareket ettirilir. Bu ipler, hareketi sağlıyor
değil mi? Sizce bu ipler kemiklerin hareketine yardım eden kaslara benzetilebilir mi? Kemiklere sıkı sıkıya bağlanan kaslar hareket etmenize nasıl yardımcı olur?
Kaslar, kemikleri çepeçevre sarar. Kemiklerden oluşan iskeletin etrafında bulunarak dik durmasına yardım eder. Tıpkı bir kuklayı hareket ettiren ipler gibi kaslar da kemikleri harekete geçirir. Kasların kemiklere bağlandığı kısma tendon denir.
Egzersiz yaparken koordineli olmayan kas gerilmeleri sırasında veya ani, aşırı zorlamalarda tendon kopması olabilmektedir. Bu nedenle daha dikkatli olmalı ve kaslarınızı aşırı zorlayacak hareketlerden kaçınmalısınız.
Vücudunuzun çeşitli bölümlerinde bulunan kasların farklı yapılara göre farklı işlevleri vardır. Kemikleri saran, diğerlerine göre hızlı çalışabilen kaslara iskelet kasları, diğer bir adıyla çizgili kaslar denir. Bu
kasları kendi isteğinizle çalıştırabilirsiniz. Kendi isteğinizle hareket ettirebildiğiniz vücudunuzun bölümlerini
düşününüz. Örneğin, elinizi, kolunuzu veya bacağınızı oynatmak istediğinizde kendi isteğinizle hareket yapmış olursunuz.
Çizgili kastan farklı olarak vücudunuzda iki çeşit kas daha bulunmaktadır. Bunlardan biri, damarlarınızda ve iç organlarınızda bulunan ve sizin isteğinize bağlı olmadan çalışan düz kaslardır. İsteğimiz dışında çalışan bu kaslar, yavaş ve düzenli çalışır. Diğeri ise kalbinizi saran kalp kasıdır. Kalp kası, kasılıp gevşeme hareketiyle kanı vücuda pompalamada görev alır. Kalp kasının çalışması isteğinize bağlı değildir ve sizin hayatınız boyunca düzenli olarak çalışmaya devam eder.
Kasların lifli yapısı sayesinde kasılıp gevşeyerek kemikleri harekete geçirdiğini biliyorsunuz. Şimdi kolunuzu hafifçe kaldırıp dirseğinizden büküp tekrar serbest bırakınız ve bu hareketi yaparken üst kolunuzdaki değişiklikleri gözlemleyiniz. Hatta diğer elinizle dokunarak hissediniz. Kolunuzu büktüğünüzde üst kolunuzdaki şişmeyi hissedebildiniz mi? Peki, serbest bıraktığınızda şişlik devam etti mi?
Yukarıdaki şekle dikkatlice bakınız. Şekilde bir kasın kasılma ve gevşemesi sırasında kemiği ve eklemi nasıl
harekete geçirdiğini temsili olarak gözlemleyebilirsiniz.
Yukarıdaki şekilde ise hareket eden kolda kaslarda meydana gelen değişiklikleri görebileceksiniz. Resimlerden çıkardığınız yorumlara dayalı olarak kolun ön ve arka kısmında bulunan kasların hareket sırasında nasıl çalıştığını açıklayabilir misiniz? Vücudunuzdaki kaslarınız, ikili olarak çalışır ve zıt hareketler yapar. Yani biri kasılırken biri gevşer. Yandaki şekli inceleyerek bunu daha iyi gözlemleyebilirsiniz.
Kolumuzu dirseğimizden büktüğümüzde öndeki kaslar kasılır ve bağlı olduğu kemiği çeker. Bu olay sırasında arkadaki kaslar gevşer. Kolumuzu eski konumuna getirdiğimizde ise öndeki kaslar gevşer, arkadaki kaslar ise kasılır.
güzelll