Fotosferin hemen altında, madde, görünür, radyoelektrik ve parçacık ışınımını kesin bir biçimde geçirmemektedir. Güneş’in iç yapısıyla ilgili bilgimiz de özellikle bir önceki konuda (Güneşin atmosferi) anlatılan tabakalarla ilgili bilgilerden ve yıldız fiziğinden yararlanılarak hazırlanan kuramlara dayanır. Her yaştaki yıldızları gözlemek olasılığımız vardır ve bunların evrimlerini inceledikten sonra, Güneş’in günümüzdeki iç yapısını içeren kuramları bir dereceye kadar denetleyebiliriz. Güneş’in merkezindeki, 15 milyon Celsius derecesi sıcaklıkta olan, gaz halindeki madde, yoğunluğu suyunkinin 200 katı olacak biçimde, basınç altındadır. Gerçekte artık sözcüğün alışılmış anlamıyla bir gaz söz konusu değildir ve böyle bir ortamın özellikleri kendine özgü nitelikler taşır. Ayrıca, maddenin, Güneş atmosferinin farklı tabakalarında aynı olan kimyasal bileşimi, gökcisminin merkezinde büyük bir olasılıkla farklı görünmektedir, çünkü Güneş’in temel maddesi olan hidrojeni helyuma dönüştüren nükleer tepkimeler burada oluşur. Toplu olarak, söz konusu olayların gelişmesi, 4 hidrojen çekirdeğinin 1 helyum çekirdeği halinde birleşmesine yol açmakta, bu olay sırasında da son derece büyük bir enerji miktarı açığa çıkmaktadır: 4.1023 kilowatt Hidrojenden helyuma geçiş çeşitli biçimlerde olabilir; başlıca iki tepkime çevrimi, Güneş söz konusu olduğunda “proton-proton” çevrimi ve Bethe çevrimidir. Çekirdek tepkimeleri, çok kısa dalga boylu fotonları serbest bırakır (X ışınları). Böylece serbest kalan enerji, ya ışınım yoluyla, ya iletimle ya da ısının taşınmasıyla Güneş’in merkezinden çevreye doğru ilerler. Işınım yoluyla enerji aktarılması yıldız atmosferlerinde genellikle daha sıktır ve bunun Güneş’in içinde de böyle olması gerektiğini düşündürecek kuvvetli nedenler vardır.
Güneş‘in Ömrü
Yeryüzünde yaşam Güneş ışınımına bağlı olduğuna göre, Güneş’in canlılar için hayatii olan enerjiyi vermeyi daha ne kadar zaman sürdüreceğini bilmek önemlidir. Güneş’in ışımasındaki devirli ve en küçük değişikliğin bile insanlık için büyük bir tehlike oluşturacağı gerçektir; oysa, pek çok yıldız böyle değişiklikler gösterir. Güneş’in yaşının büyüklük düzeyi saptanabilmiştir: 5 milyar (Yer’in yaşı) ile 10 milyar yıl arasında. Gelecekteki evrim de belli bir ölçüde kestirilebilmektedir. Sönüp yok olması çok uzak olan Güneş’in, önümüzdeki milyonlarca yıl süresince, ışımasının yavaş yavaş artması gerekmektedir; son azalma dönemi, ancak bu ısınma evresinden sonra başlayacaktır. Şunu da belirtelim ki, Yer’i yakacak olan söz konusu evrim, Yer’in sonsuza dek karanlığa gömülmesinden önce, milyarlarca yıla yayılacaktır; bu da, insanın varoluş ölçeğine göre, Güneş’in daha çok uzun süre kendine eşdeğer olarak kalması demektir.
Son Yorumlar