Granit Nedir? Çıplak gözle görülebilen bitişik tane-ciklerden, yani billurlardan oluşmuş kayaç. Granit, çok sert, iri, dokunulduğunda pürtüklü ama iyi parlatılabilen bir kayaçtır. Bu özellikleri, granitin yapı ve taş döşeme gereci olarak kullanılmasına neden olur. Süsleme öğesi olarak da granitin renkli ya da büyük billurlu çeşitlerinden yararlanılır. Graniti oluşturan başlıca üç çeşit billur vardır: Yağlı parlaklıkta gri renkli ve kayaça sertliğini sağlayan kuvars; beyaz, pembe, mavimsi gibi çeşitli renklerde olan ve kayaçın rengini veren feldispatlar (Perros-Guirec pembe graniti); parlak küçük pullar halinde gümüşsü beyaz (muskovit), ya da siyah (biyotit) renkteki mikalar. Bazı granitler, amfiboller, andaluzit gibi başka mineraller de içerebilir. Granitin yüksek direnci, homojenliğinden kaynaklanır; birbiriyle kaynaşmış mineraller, kayaç içinde bileşimin her yerde aynı olmasını sağlayacak biçimde dağılmışlardır.
Yüzeye çıkan granitler çok çeşitlidir: Aşırı küçük taneciklerden oluşan mikrogranitler; büyük boyutlu (5 sm’ den büyük) pembe ya da beyaz feldispatların, gri kayaç zemininden belirgin biçimde ayrıldığı porfirik granitler. Feldispatlar çoğunlukla girişik olduğundan, kırıklarının bir yarısı güneşte parlarken, öbür yarısı donuk ve gölgelidir. Çoğunlukla granitle birlikte görülen damarlı kayaç pegmatitin büyük boyutlu billurları vardır. Bazı çeşitlerde, kuvars, beyaz feldispatların içinde, çivi yazılarını anımsatan geometrik gri kümeler oluşturur.
Granit, tortul arazilere işleyen iç püskürük bir kayaçtır; yüksek sıcaklıkta ergimiş (yaklaşık 1 200°) ve tabakalarda yükseldiği sürece yavaşça soğuyan bir magmadan kaynaklanır. Granitler, hiçbir zaman yüzeye kendi olanaklarıyla erişmezler; günümüzde granitlerin yüzeyde bulunması, toprak aşınması sonucudur.
Granitler, tortul kayaçları katederken, onları ısıtır ve değişikliğe uğratır. Böylece bir değme başkalaşımı oluşur. Bu yolla ortaya çıkan kayaçlar çok serttir; aralarından bazıları işlenebilmektedir.
Eski kalkanlarda (sözgelimi Massif Central’de, Bretagne’da), granitlerin başkalaşım kütlelerinin dayanağını oluşturdukları sanılır. Bu gözlem, granitlerin kökeniyle ilgili büyük bir tartışmaya yol açmıştır.
Bazı yerbilimciler, granitlerde, lavlar gibi derinden gelen genç bir madde görürlerken, başkaları, granitin, tortul kayaçların, yüksek basınçlar ve yük-sek sıcaklıklar altında uğradıkları değişimlerin en son aşaması olduğunu ileri sürmüşlerdir. Granit ve gnaysın kimyasal bileşimi arasındaki küçük fark ve yeni laboratuvar incelemeleri ikinci varsayımla aynı doğrultudadır. 630°Cta ısıtılan bir kil karışımı granite dönüşür. Demek ki, iç püskürük granitler, kıtaların temelini oluşturan büyük granit kütlesinden kopmuş,küçük parçalardır.»
Son Yorumlar