Fransız yazarı (Paris, 1634 – Paris, 1693).
Richelieu’ye bağlılığı nedeniyle yüksek görevlere getirilmiş bir küçük soylunun kızı olan Madame de La Fayette (asıl adı Marie – Madeleine Pioche de la Vergne’dir) iyi bir öğrenim gördükten sonra 1655’te kendisinden yirmi yaş daha büyük olan La Fayette kontuyla evlendi; böylece büyük bir servet ve önemli bir unvan (La Fayette kontesi) edindi. Kocası zamanının büyük bir bölümünü Auvergne’deki arazisinde geçirirken, Madame de La Fayette de Paris edebiyat çevrelerine devam etti. Bu arada Mme de Sevigne, Menage. Segrais ve özellikle La Rochefoucau’d ile yakın dostluk kurdu. Soylu sınıf arasında sürdürdüğü yaşamını La Princesse de Montpensier (Montpensier Prensesi, 1662), Zaide (1669-1670) ve La Princesse de Clâves (Cleves Prensesi, 1678) adlı romanları yazarak daha renkli kıldı. Orleans düşesi İngiltereli Henriette’in yakın dostluğunu kazandı, onun sayesinde saraya girdi. 1683’te dul kaldıktan sonra Histoire d’Henriette d’Angleterre’i (İngiltereli Henriette’in Öyküsü; ölümünden sonra 1720’de yayımlandı) ve Mâmoires de la cour de France pour les annees 1688 et 1689’u. (1688 ve 1689 Yılları Fransız Sarayı’ndan Anılar; ölümünden sonra 1731’de yayımlandı) yazdı.
Modern Psikolojik Romanın İlk Örneği
Anlatım açısından yalın ve özlü yapısıyla dikkati çeken La Princesse de Cleves, içerik açısından modern psikolojik romanın ilk örneği sayılır. Ciddiliği, çağrışımlarının özentisizliği(olay Henri II döneminde geçer), özellikle de tutkuların incelenmesine verdiği önemle kibar çevrelerin yapmacıklı roman türünden ayrılan bu yapıttaki kahraman Cleves prensesi, tutku derecesindeki aşkıyla Racine’in kişilerine, davranışlarını yönlendiren güçlü iradesiyle de Corneille’in kişilerine benzer. Romanda, tutkuların incelenmesi, gönül işleriyle ilgili kötümserliğiyle klasik aşk kavramına son verir. Gerçekten de buradaki gönül işleri, bitip tükenmez acının kaynağıdır. Aşk, ruhu yiyip bitirici bir tutku olarak görülür.
Son Yorumlar