Fransız etnologu ve Tarih öncesi uzmanı (Paris, 1911-Paris, 1986). Rusça, Çince ve Japonca bildiği için Kuzey Uzakdoğu etnolojisi ve arkeolojisi üstünde çalışan ve Japonya’da üç yıl kaldıktan sonra İkinci Dünya savaşı başında Fransa’ya dönen Georges Leroi-Gourhan, bütün meslek yaşamı boyunca, etnolojiyi arkeolojiden ayırmamaya yöneldi ve bunu da, teknolojinin, yani düşünsel ve bedensel etkinlikler arasmdaki bağıntıların derinlemesine bir çözümüne dayandırmaya çalıştı. Uygarlıklararası ilişkiler, uygarlıkların yayılması, birleşmesi ve birbirinden aktarmalar yapması konularına ilişkin kuramsal düşüncelerini, etnografya belgelerine dayandırdı. El ile beyin arasındaki diyalektik bağıntılar üstünde ileri sürülen görüşler, insanın kökeni, dilin ortaya çıkışı ve insanlık kavramı konusunda yeni bakış açılan getirdi. Üniversitelerde okutulan felsefeden bağımsız ve özgün bir düşünce geliştiren, ama Hegel, Marx ve Levi-Strauss’un görüşlerine yaklaşan Leroi-Gourhan, akılcı olduğu kadar teknik de olan bir insan anlayışı ileri sürer.
Tarih öncesi araştırmalarında, yaşamları konusunda ancak günlük etkinliklerinde kullandıkları maddesel araçlardan bilgi edinebildiğimiz eski çağların insanlarını canlandırmaya çalışır. Leroi- Gourhan, nesnelerin sınıflandırılmasının ve betimlenmesinin ötesinde, teknik işlemlerin ayrıntılarım, kapalı iktisadı, toplumsal örgütlenişi, büyüsel-dinsel etkinlikleri, Tarihöncesi insanlarının estetik davranışlarını ortaya koymaya çalışan bir etnolojik Tarihöncesi büiminin büyük ustasıdır.
S.S.C.B’nde ortaya çıkmış olan bir yöntemi bu amaçla kullanmış ve Batı Avrupa’da yaygınlaştırmıştı. Leroi-Gourhan’ın etkinliği, Annette Laming-Emperaire ile birlikte kronolojisini ve yorumunu değişikliğe uğrattığı Yontmataş devri sanatı alanında özellikle kendini gösterir. Leroi- Gourhan bu alanda, mağara süslemelerinin, birbirine karşıt ama birbirini tamamlayıcı gerçekler olan erkek ve dişinin köklü olarak birbirinden ayırt edilmesi açısından algılanan yaşamı, ölümü ve dünyada bulunuşu dile getiren bir dinsel sistemi ortaya koyduğunu göstermiştir. Özellikle cinsel açıdan dar bir anlamda yorumlanan, pek iyi anlaşılmayan ve 20 000 yıl önce yaşayan insanlara ilişkin olan bu insan tasarımı, psikanalizin irdelediği derinliklere yaklaşmaktadır.
Son Yorumlar