Fırat Nehri Hakkında Bilgi, Türkiye’nin Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ırmak.
Karasu ve Murat suyu adlı iki büyük kolun birleşmesinden oluşan Fırat’ın Basra körfezine kadar toplam yatağının uzunluğu 2.800 km’dir (Karasu kolu, kaynaktan Suriye sınırına kadar 971 km; Murat suyu, 1263 km).
Malatya dolaylarında, Fırat ırmağı üstünde Cumhuriyet döneminin başlarında yapılmış Kömürhan köprüsü (günümüzde Karakaya baraj gölünün sulan altında kalmış, aynı yerde dalın yüksekten geçen başka bir köprü yapılmıştır).
Türkiye’nin en büyük akarsuyu olan Fırat’ın kollarından Karasu, Erzurum’un kuzeyinde Dumlu dağdan doğar; Erzurum ovasında güneybatıya doğru akar. Ilıca’dan başlayarak batıya döner ve Aşkale’yi geçtikten sonra, adını taşıyan Karasu-Aras dağları ile Doğu Karadeniz dağlarının iç sıraları arasındaki doğu-batı doğrultulu oluğu izler (Erzincan- Erzurum demiryolu da Karasu boyunca uzanır). Tercan’dan gelen Tuzla suyunu alan Karasu, Erzincan ovasının ortasını boydan boya aşıp, Kemah boğazında dik kayalar, vahşi boğazlar arasından akar (günümüzde boğazda birçok tünel açılarak, demiryolu geçirilmiştir). O noktaya kadar kuzeydeki dağlardan inen boyları kısa, ama akışları fazla birçok kol alan Karasu, en son Çaltı suyunu aldıktan sonra, güneye dönerek, Keban’a ulaşmadan önce, Fırat’ın öbür kolu olan Murat’la birleşir.
Murat, Van gölünün kuzeyinde Aladağ’dan doğar ve birçok küçük kolla beslenerek Diyadin’den geçip, kuzeybatıya döner. Karaköse ovasında, dağlardan inen akarsuları toplayan Eleşkirt suyunu alarak beslenir ve Muş ovasına doğru güneybatı yönünde akar. Muş ovasında, önemli kollarından olan ve Nemrut dağı eteklerinden doğan Karasu’yu alır. Muş ovasından başlayarak doğu-batı doğrultusunda uzanır (bu doğrultuda Elazığ-Tatvan demiryolu tarafından izlenir). Birleşen Munzur ve Peri sularını aldıktan sonra, Keban dolaylarında Karasu’yla birleşir (birleştiği yer günümüzde Keban baraj gölünün suları altında kalmıştır).
Söz konusu iki büyük kolun birleşmesiyle güçlenen Fırat, güneye doğru dönüp Tohma suyunu aldıktan sonra, Güneydoğu Toroslar’da dar ve derin boğazlara dalar. Gerger yakınlarında Doğu Anadolu Bölgesi’nden çıkarak, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne girer. Gaziantep ve Urfa yaylaları arasında güneybatıya doğru akar. Kuzeyden Kâhta ve Göksu’yu alıp, Birecik’ten geçer; Kargamış yakınlarında sınırlarımızdan çıkarak Suriye topraklarına girer. Suriye’den sonra Irak’a geçer ve Dicle’yle birleşerek Şattülarap adıyla Basra körfezine dökülür. Böylece Dicle ile birlikte çok geniş bir alanın sularını Hint Okyanusu’na gönderir.
Fırat ırmağı, Doğu Anadolu’nun bol kar ve yağmurlarıyla beslenen pek çok kolu da içine alarak Keban’a ulaştığında akımı çok güçlüdür: Keban dolaylarında yapılan ölçmelere göre, ortalama akımı 635 ml/sn. Fırat’ın suları nisan ayından başlayarak yükselir ve mayısta en yüksek düzeye ulaşır (bu ay yağışların yağmur biçiminde olduğu ve karların eridiği aydır). Yaz mevsiminde düzeyi, yağışların azlığı ve buharlaşma nedeniyle düşer; eylül ayındaysa en düşük düzeye varır. Sonbahardan kışa doğru yeniden yükselmeye başlar.
Fırat ırmağı Türkiye’nin en büyük su gücü kaynaklarından biridir. Büyük kolu Murat’la birlikte Fırat havzasının yüzölçümü 112 000 km2’yi bulur. Fırat, yıl içinde su düzeyinin en alçak olduğu zamanlarda bile akıttığı su miktarı bakımından güçlü bir ırmaktır. Çığırı boyunca arka arkaya su toplama bentleri yapmaya son derece elverişli boğazlardan geçer (Murat ırmağı üstünde Arduşin [yeni adı; Yenibaşak], Palu, Pertek boğazları; Fırat üstünde Keban, Kömürhan, Bakırhan, Sarsap boğazları). Birecik’e kadar güçlü eğim basamaklarıyla büyük bir su gücü kaynağıdır.
Elazığ’ın 45 km batısında, Keban’a 1 km uzaklıkta 1967 yılında temeli atılan Keban barajı Türkiye’nin yakın zamanlara kadar en büyük barajıydı (kurulduğu noktada Fırat’ın deniz düzeyinden yüksekliği 645 m’dir). Sıkıştırılmış kaya dolgu tipinde olan Keban barajının arkasındaki göl de 675 km2 yüzölçümüyle, Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir gölünden daha büyüktür. Göl suları, 116 köyün topraldarını bütünüyle, 81 köyün topraklarını bir ölçüde sular altında bırakmış, sular altında kalan pek çok arkeoloji yapıtı, uluslararası ortak bir çalışmayla kurtarılarak müzelere kazandırılmıştır. Keban barajının ülke enerji üretiminde çok önemli bir yeri vardır.
Fırat üstünde Keban’a eşit miktarda elektrik enerjisi üretecek olan Karakaya barajı da tamamlanmış ve arkasında oluşan yapay göl, Elazığ ve Malatya illerinden bazı toprakları sular altında bırakmıştır. Öte yandan, Fırat üstünde Karababa barajı adıyla yapılması tasarlanan, ama sonra, Atatürk barajı adıyla 1983 yılında Güney Anadolu Projesi (GAP) kapsamındaki en önemli proje olarak temeli atılan barajda, 1991 yılında su toplanmaya başlanmış ve 817 km2’lik bir göl oluşmuştur. Atatürk ve Karakaya barajları, Türkiye’nin sulanan tarım toprakları ve üretilen elektrik enerjisi oranında, büyükbir gelişme sağlayacaklardır.
Son Yorumlar