Fars Nedir? diye incelediğimizde, fars, kaba güldürü özellikleri taşıyan oyun türü.
Daha çok Ortaçağ’da Fransızlar tarafından işlenmiş olan fars türünde, yaşam koşulları orta düzeyde ya da kısıtlı olan yargıç, hekim, satıcı gibi kişiler ile karı-kocanın, sert ana- babalar ve çocukların gündelik yaşam içinde birbirlerine davranışlarının, birbirlerine oynadıkları iyi ve kötü oyunların sahnede kaba bir güldürü biçiminde sergilenmesi amaç alınır. Ortaçağ’dan günümüze yüz elli kadar fars kalmıştır; bunlardan en eskisi, tasasız bir kör ile kendisini gezdirmesi için parayla tuttuğu dalavereci bir çocuğun didişmelerini acımasız bir dille anlatan Farce du garçon et de l’aveugle’dür (Çocuk ile Körün Farsı, 1266-1282). Daha sonra XIV. yy’da Eustache Deschamps’ın yazdığı Farce de maître Trubert et d’Antrognant (Avukat Trubert’le Antrognant’ın Farsı) gelir. Bu farsın konusu da, dalavereci bir avukat ile Aldatma, Kurnazlık, Raslantı gibi soyut kişiler arasındaki çekişmelerdir. Fars türünün altın çağını yaşadığı XV.yy’daysa, fars yazarları alegoriyi bir yana bırakarak keskin ve gerçekçi bir gözleme yönelmişlerdir: Farca ducuvier (Çamaşır Teknesinin Farsı); Farce nouvelle du pâte (Hamurun Yeni Farsı); fars türünün başyapıtı sayılan Farce de maître Pierre Pathelirı (Avukat Pierre Pathelin’in Farsı; 1464-1469, yazarı bilinmemektedir. Bu türün XVII.yy’a kadar ilgi gördüğü söylenebilir.
YERGILİ FARS: “SOTİE”
XV. yy. ile XVI. yy’ın başında Fransa da, “sotie” diye adlandırılan yergili farslar yazılmaya başlanmıştır (Sotie sözcüğü “sofların rol aldığı oyun demektir; sot ise Ortaçağ fransızca- sında “soytarı” anlamına gelir). S otie’ lerde yargıçlar, avukatlar, askerler, papazlar, soylular gibi her meslek ve sınıftan insanlar ele alınarak yerilir. Bir başka deyişle,bunlar, delilik maskesi altında herkesi eleştiren, alaya alan oyunlardır. Günümüze kalan otuz kadar sotie’nin arasında başlı- cası, Pierre Gringore’un, kral Louis XII’nin özendirmesiyle papa julius II’ ye saldırdığı Le jeu du prince des sots’ dur (Soytarılar Prensinin Oyunu, 1512).
MOLIERE VE FARS
XVII. yy’ın başlarındaki en ünlü fars yazarı Tabarin’dir. Moliere’se, mesleğinin ilk yıllarında, önce taşra kentlerinde,daha sonra da Paris’te Les Trois Docteurs rivaux (Üç Rakip Hekim), Le Docteur pedant (Ukala Hekim), Le Docteut amoureux (Âşık Hekim), Le Maître decole (Öğretmen), Gorgibus dans le sac (Çantadaki Gorgibus), Le Feirıt lourdaud (Beceriksiz Sahtekâr) gibi farsları oynayarak, bu alandaki geleneği sürdürmüş, hattâ kendi de La jalousie du barbouille ile Le Medetin volant (Uçan Hekim, 1659- 1660) adlı iki fars yazmış, daha sonraki yıllarda da fars türünü bırakmamış, Adamcılı (Misanthrope) yazdıktan sonra bile, Scapin’in Dolaplan’nı (Les Fourberies de Scapin, 1671) kaleme almıştır.
YAKIN ÇAĞLARDA FARS
XVIII. yy’da tars özellikle Dancourt ve Lesage tarafından işlenmiş ve bazı tiyatro topluluklarının repertuva- rında sürekli yer almıştır. XIX. yy’da vodvil, gülünç opera, vb. farsın modern biçimleri olarak dikkati çekerlerken, Labiche, Meilhac ve Halevy, Courteline gibi yazarlar, bu alanda büyük ün kazanmışlardır. XX. yy’daysa Roger Martin du Gard (La Gonfle), Crommelynck (Le Cocu magnifique [Harika Boynuzlu]),fules Romains (Knock] gibi yazarlar, farsa oldukça önemli yer vermişler, Charlie Chaplin (Şarlo) de, filmlerinde fars düşüncesini modern bir anlayışla yorumlamıştır.
Son Yorumlar