A.B.D’li film yapımcısı ve yöneticisi (La Grange, Kentucky, 1875-Hollyvvood, 1948).
Meslek yaşamına tiyatro eleştirmeni olarak başlayan, daha sonra 1900- 1907 yılları arasında değişik tiyatro topluluklarında oynayan David Wark Griffith, Edison biograph firmasıyla oyuncu olarak anlaştı ve The Adventures of Dolly (Dolly’nin Serüvenleri) adlı ilk filmini burada gerçekleştirdi (1908).
Beş yıl içinde Griffith (1908-1913), kısa ya da orta metrajda (150-1 200 m) dört yüz elliden fazla film çevirdi ama bu filmlerden çoğu kayboldu. 1914’teki Bir Ulusun Doğuşu (The Birth of a Nation) sinema tarihinin ilk anıtsal yapıtı oldu ve büyük bir başarı kazandı.Bir yıl sonra Thomas İnce veMack Sennett ile birlikte Triangle firmasını kurdu; bu kuruluş için, başyapıtı olan Hoşgörüsüzlüğü (İntolerance, 1916) çevirdi. Bir ırmak film olan bu yapıtın ticari alanda başarısızlığa uğraması Triangle firmasının batmasına neden oldu (1917). Avrupa’da Griffith,Birinci Dünya savaşının esinlendirdiği Hearts of the World (Dünyanın Kalpleri) adlı filmi çevirdi. 1919’da Chaplin, Mary Pickford.ve Douglas Fairbanks ile birlikte United Artists’i (Birleşik Sanatçılar) kurdu.
1919’daki Broken Blosşoms’tan (Kırık Zambaklar) sonra uzun bir düşüş dönemi başladı; ama bu dönem gene de bazı büyük başarılar içeriyordu: Way Down East (Fırtına Çocukları, 1920); İki -Yetim Kız (1921) ve özellikle isn’t life wonderful (Yaşam Güzel Değil mi?, 1924). Griffith’in son filmi 1930 tarihini taşır.
Sinema tarihinin en büyük yenilikçisi olarak kabul edilen Griffith, tutucu düşünceleri nedeniyle de eleştirilmiştir. Yönetmenlik alanında “herşeyi ona borçlu” olduğunu söyleyen Ayzenştayn, Griffith için aynı zamanda “onda her şey, geride kalmış kavramlar üstüne kurulmuştur” demiştir.Bir Ulusun Doğuşundaki ırkçılık bize ne denli itici gelirse gelsin, Hoşgörüsüzlük’teki naif insancılık ne denli aşılmış olursa olsun, gene de Griffith’in,sanat gerçekliğiyle bağdaşabilen tutarlı bir sinema dilini ilk kullanan kişi olduğunu unutmamak gerekir. 1910’dan önce sinemaya özgü belli başlı olanaklar, bu sanatın öncüleri olan Melies, Collins, Edwin S. Potter ve Pastrone tarafından gün ışığına çıkarılmışlardı. Ama Griffith, tartışmasız bir kesinlikle dekupajın, montajın, kamera hareketlerinin getirdiği bu olanakları ciddi bir biçimde uygulayıp kullanan ilk sanatçı oldu. Plan yüksekliklerini, hareketli kameranın etkinliğini, anlatısal montajı, geriye dönüşü Griffith getirdi. Çekim ekibinin hizmetindeki böyle bir teknik ustalık ancak Ayzenştayn, Pudovkin gibi usta sinemacılarda görülebilir. En küçük etkilerle heyecan yaratmayı bilen ve yeni sinema diline özgü olanaklardan yararlanan Griffith’in sanatı, yapıtlarındaki melodram dokusunu aşar.
Son Yorumlar