Cüneydi Bağdadi Kimdir? Nasıl Yaşamış? Görüşleri Nelerdir? Nihavendlidir. Bağdad’da yaşayan ve 909 yılında vefat eden Cüneyd-i Bağdadi tasavvuf tarihinin en büyüklerindendir. Kumaş ticareti yaparak geçimini sağladığı sırada dayısı Seriyy-i Sakatı ile Haris-i Muhasibi’den tasavvuf öğrenimi gördü. 20 yaşından sonra da ticareti ve maddi kazanç çabalarını bir yana bırakarak kendisini tasavvufa adadı, lrşad bakımından yeteneği şaşılacak derecede etkiliydi ve bu da çok öğrenci yetiştirmesini sağladı. Zahiri ilimlerde de ilerideydi ve tasavvufun, üzerinde birleşilemeyen en karmaşık meselelerini aydınlık açıklamalara kavuşturduğundan kendisine seyyidüt Taife yani Sufıler topluluğunun efendisi, en büyüğü lakabı verilmiştir.
Cezbe ve tasavvufi anlamda sarhoşluğu tutmaz, ölçülü ve temkinli olmaktan yanadır. Bunun için de şuurun bulgularını coşku halinin duygularına tercih eder. Aynı bölge ve aynı tarihlerde yaşayan kişiler oldukları halde Hallac-ı Mansur’un coşkunluğunu anlamaktan uzak durması mizaç yapısıyla açıklanabilir. Günümüze eserleri ve mektupları kalmış olan Cüneyd’in fena fıllah, marifet ve tevhid konularındaki açıklamaları, kendisinden sonraki tasavvufi düşüncenin temellerini oluşturmuştur.
Cüneyd, tasavvuf ve Sufi üzerine dikkate değer tariflerin de sahibi olarak her zaman alaka toplayacaktır. Tasavvuf, Hakkın seni senden gidermesi ve kendisi ile diriltmesidir sözü onun olduğu gibi, bir benzetmeler zinciri içinde tasavvuf ehlini çerçevelemesi de fazlasıyla dikkate değer: Sufi yeryüzüne benzer, ona iyi, kötü her şey atılır, fakat ondan ancak iyi şeyler biter. O, bulut gibidir, her şeyi gölgelendirir, yağmur gibidir, her yeri sular.
Cüneyd-i Bağdadi derviş kıyafeti giymeyip alimlerin giysilerini yeğlemiştir. Bu konuda şunları söylüyor: Eğer yamalı giymekle işin hallolacağını bilsem demirden kaftan giyerdim. Fakat, Allah katında itibar, hırka ve yamaya değil, belki gönül derdine ve şevkinedir.
Son Yorumlar