Türkiye Cumhuriyeti’nin 4. Cumhurbaşkanı (Erzurum, 1895- Ankara, 1966).
Babasının görevi nedeniyle, ilkokulu Ordu’da, ortaokuluysa Erzincan Askeri İdadisi’nde bitiren Cemal Gürsel, İstanbul Kuleli Askeri Lisesi’nden sonra girdiği Harbokulu’nda öğrenciyken, 1915’te Çanakkale savaşının çıkması üzerine topçu asteğmeni rütbesiyle cepheye gönderildi; Seddülbahir ve Anafartalar cephelerinde savaştı. 1917’de Filistin’e atandı; Gazze savaşlarına katıldı; Filistin cephesinin düşmesinden sonra tutsak olarak Mısır’a gönderildi, bir yıl kadar burada kaldıktan sonra, 1919’da serbest bırakılınca, Anadolu’ya dönerek Mustafa Kemal’in başlattığı Kurtuluş Savaşı’na katıldı. II. İnönü, Eskişehir ve Sakarya muharebelerinde, Büyük Taarruz’da büyük yararlıklar gösterdi (1920-1922), İstiklal madalyasıyla ödüllendirildi. Cemal Gürsel, Kurtuluş Savaşının kazanılmasından sonra, askeri eğitimini Harp Akademisi’nde tamamlayarak 1929’da kurmay subay oldu. Çeşitli yerlerde görev yaparak 1946’da tuğgeneralliğe, 1951′ de tümgeneralliğe, 1953’te korgeneralliğe, 1957’de orgeneralliğe yükseldi ve 3. Ordu komutanlığı görevine getirildi, 1958’deyse Kara Kuvvetleri komutanlığına atandı.
Cemal Gürsel’in siyasal yaşamı, Demokrat Partinin genel bir huzursuzluğa ve özellikle ordu içinde tedirginliğe yol açan siyasetini eleştirdiği, alınacak önlemleri önerdiği 12 maddelik mektubuyla başladı. Zamanın Milli Savunma Bakanlığı’na yazdığı bu mektup nedeniyle, Bakanlıkça zorunlu izinle 3 Mayıs 1960’ta görevinden uzaklaştırıldı ve İzmir’e gitti. 27 Mayıs 1960 harekâtını gerçekleştiren subaylar tarafından önderliğe çağrılan Cemal Gürsel, Milli Birlik Komitesi başkanlığı görevine seçildi; devlet’ başkanlığı ve Silahlı Kuvvetler başkomutanlığı yetkilerini de kendinde topladı. Demokratik düzene geçilmek üzere Kurucu Meclis’i açan (6 Ocak 1960) ve yeni bir anayasa hazırlamak üzere bir Anayasa Hazırlama Komisyonu kuran Cemal Gürsel, askeri yönetimin sürmesini isteyen 14 Milli Birlik Komitesi üyesinin Komite’den uzaklaştırılması kararını onayladı (bu 14 üye çeşitli dış görevlerle Türkiye’den uzaklaştırıldı; 13 Kasım 1960). Gerek demokrasiye geçiş için yaptığı yoğun çalışmalar, gerekse 14’ler olayıyla ortaya çıkan düşünce ayrılığının verdiği üzüntü, Cemal Gürsel’in hafif bir felç geçirmesine yol açtı.
Yeni anayasanın 9 Temmuz 1961’de halkoylamasıyla kabul edilmesinden ve yapılan genel seçimden sonra toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 26 Ekim 1961’de cumhurbaşkanlığına seçilen Cemal Gürsel, hükümeti kurmak üzere İsmet İnönü’yü görevlendirdi.
Koalisyon hükümetlerinin birbirini izlediği, 22 Şubat ve 21 Mayıs silahlı ayaklanmalarının yol açtığı siyasal ve toplumsal huzursuzluk ortamında Cemal Gürsel’in hastalığı da iyice ilerledi. Türkiye’de iyileşmesinin olanaksız olduğu anlaşılınca, A.B.D’ne gönderilerek Washington’daki Walter Reed askeri hastanesinde tedavi altına alındı. Burada komaya giren Cemal Gürsel’in 220 gün sürecek bitkisel yaşamı başlayınca, iyileşmesi olanaksız görülerek Türkiye’ye getirildi ve yatırıldığı Gülhane Askeri Hastanesi’nden otuz yedi hekimin imzaladığı bir raporla, cumhurbaşkanlığı görevini yapamayacağı bildirildi; bu rapor üzerine cumhurbaşkanlığı son bulan (28 Mart 1966) Cemal Gürsel birkaç ay sonra da öldü (14 Eylül 1966).
Son Yorumlar