Harzemşahların son hükümdarı (? – ?, 1231). Alaeddin Muhammed’in oğlu olan Celaleddin babasının bütün seferlerine katılarak, kazanılan zaferlerde önemli bir rol oynadı ama büyükannesi Terken Hatun’un etkisiyle veliaht ilan edilmedi. Terken Hatun onun yerine Muhammed’in, kendi kabilesinden bir kadından doğan öteki oğlu Uzlag’ı, “Ebu’l Muzaffer Kutbeddin” unvanıyla veliaht ilan ettirdi. Celaleddin, ancak babasının ölümünden az önce sığındığı, Hazar Denizi’ndeki küçük adada, veliaht ilan edildi (1220).
Celaleddin Harzemşah, devletin başına geçtikten sonra Moğollara karşı direnmeyi yeniden düzenlemek istediyse de, özellikle büyükannesinin boyundan olan bazı komutanlar kendisini dinlemediler, hatta Celaleddin’e karşı bir suikast düzenlediler. Bu durumda, Celaleddin Harzemşah, önce Horasan’a, daha sonra da Gazne’ye kaçmak zorunda kaldı; bu arada kendisini izleyen Moğol kuvvetlerini de yenilgiye uğratmaktan geri kalmadı. Ancak Moğol baskısı karşısında Gazne’de uzun süre kalamayarak, Hindistan’a sığınmak gereğini duydu. Hindistan’da üç yıl kaldıktan ve Hint prensleriyle mücadeleye girdikten sonra 1224’te İran’ın Kirman ve Fars illerine gitti, oradan da Huzistan ve Lûr illerine geçti. 1224 kışını bu bölgelerde geçiren Celaleddin Harzemşah, Irak’a geçmesi halife tarafından engellenince, bu isteğini ancak halifenin kuvvetlerini yenerek gerçekleştirdi. Irak’ta uzun süre kalmayarak 1225’te Tebriz’e yerleşen Celaleddin Harzemşah, bir yandan Anadolu Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat’a, Mısır ve Suriye’de hüküm süren Eyyubi hükümdarlarına mektuplar yazarak onları Moğollara karşı birliğe çağırdı, öte yandan da Hıristiyan Gürcülere karşı giriştiği seferlerde başarı kazanarak başkentleri Tiflis’i aldı (1226). Celaleddin Harzemşah, Moğollara karşı Eyyubileri birliğe çağırırken, öte yandan da onlara ait olan Ahlat kentini kuşatmıştı. Bu davranışları, kendisi hakkında kuşku ve kaygıların uyanmasına yol açtı. 1228’de Moğolların Ceyhun’u geçtiğini haber alınca, Ahlat kuşatmasını kaldırarak, Moğollara karşı harekete geçti, onları Isfahan önlerinde 26 Ağustos 1228’de yenilgiye uğrattı. Ardından, Azerbaycan’a dönerek Gürcüleri bir kez daha yendi. 1229’da Ahlat’ı yeniden kuşattı, bu arada bölgedeki küçük emirlikleri Anadolu Selçukluları aleyhine kışkırttı. Sonunda Alaeddin Keykubat ile arası açıldı ve Alaeddin Keykubat, bir yandan kendi birlikleriyle Celaleddin Har zemşah’a karşı harekete geçerken, öte yandan da Mısır Eyyubi hükümdarı Melikülkâmil’i Celaleddin’e karşı birleşmeye çağırdı ve iki hükümdar, aralarında Celaleddin Harzemşah’a karşı bir birlik oluşturdular. Bu arada, Doğu Anadolu’nun büyük kültür ve ticaret merkezi Ahlat, 14 Mayıs 1230’da Celaleddin Harzemşah’ın eline geçti ve tarihinin en büyük yıkımına uğrayarak bir daha eski büyüklüğüne ve zenginliğine kavuşamadı. Celaleddin’in bu tutumu bölge devletlerini ve halkını kendinden iyice uzaklaştırdı, Moğollara karşı bir birliği de olanaksız duruma getirdi. Sonunda Anadolu Selçuklu ordularıyla Celaleddin Harzemşah’ın ordusu Erzincan yakınlarında Yassı-çimen’de karşı karşıya geldiler. Ordusu ağır bir yenilgiye uğrayan Celaleddin Harzemşah Anadolu Selçuklularına ve Eyyubilere barış yapma girişiminde bulunarak Moğollara karşı bir birlik oluşturmak istediyse de, hiçbir sonuç alamadı. Barış görüşmeleri sürerken, Anadolu sınırlarına dayanmış olan Moğolların baskınına uğradı, yanındaki kuvvetler dağıldı. 1231’de Amid (günümüzdeki Diyarbakır) önlerine gelen ve burada Moğolların ikinci bir baskınına uğrayan Celaleddin Harzemşah, Moğolların elinden kurtulabilmek için sığındığı dağlarda öldürüldü (1231).
Son Yorumlar