Fransız heykelcisi Aristide Maillol (Banyuls-sur-Mer, 1861 – Banyuls-sur-Mer, 1944). Heykel yapmaya oldukça geç başlayan Aristide Maillol, 1882’de Ecole Nationale Superieure des Beauxarts’da (Güzel Sanatlar Ulusal Yüksek Okulu) önce Gerome, ardından da Cabanel atölyesinde resim çalışmaları yaptı. 1884’ten başlayarak Bağımsız Sanatçılar Salonu’nda yapıtlarını sergiledi. 1893’te Banyuls’de bir halı atölyesi kurarak dekoratif sanatlar alanında çalışmaya koyuldu. 1894’teBrüksel’de tanıştığı Paul Gauguin’in etkisiyle seramik çalışmalarına, ağaç, pişirilmiş toprak, taş ve tunç heykelciliğine yöneldi. 1903’te, kırk iki yaşındayken, Bourdelle’in ve Rodin’in özendirmesiyle, heykellerini sergiledi. O sıralarda ününün doruğunda olan Rodin’in bunaltıcı ve trajik sanatına karşılık, Maillol’nun sanatında bir dinginlik dikkati çekiyordu. Çok kısa sürede başarıya ulaşan Maillol, 1905’ten sonra bazı sanat tarihçileri tarafından bütün zamanların en büyük heykelcilerinden biri olarak kabul edildi.
Yılın büyük bir bölümünü Marly-le- Roi’daki atölyesinde, yaz aylarını da Banyuls’deki evinde çalışarak geçiren Maillol artık bütün dünyada tanınmaya başlamıştı ve gerçekleştirdiği heykeller sanat çevreleri üstünde büyük etki yaratıyordu. Bu arada çok desen yaptı, özellikle de kadın modeller kullanarak nüler gerçekleştirdi. Ama kompozisyonları, biçimleri yoğunlaştırmaya, kütleleri aydınlatmaya yönelen bir düşünüşün ürünleriydi. Sanatçımn teknik ustalığı (doğrudan yontma kendisine taslak hazırlamaktan daha kolay gelmekteydi) ve hacimlere verdiği sentetik netlik “genç kız” heykellerinin canlılıklarım korumasını sağladı. Heykelcilikte helenizm ile klasik “denge ve yalınlık” geleneğinin yenilenmesinin temsilcisi olan Maillol, ayrıca Vergilius’un, Ovidius’un, Verlaine’in ve Ronsard’ın yapıtlarını resimlemiştir.
Son Yorumlar