İngiliz kökenli A.B.D’li film yönetmeni (Londra, 1899-Hollyvvood, 1980).
Sinemaya İngiltere’de sessiz filmlerde ara başlıkların çizicisi olarak başlayan Alfred Hitchcock, kısa sürede yönetmen yardımcılığına yükseldi (1922), 1925’te de, yapımcılığa başladı. Birbirini tutmayan birkaç başlangıç denemesinden sonra, görsel ve işitsel öğelerdeki titizlik bakımından ilgi çekici olan ilk sesli İngiliz filmi Blackmail’i (Şantaj, 1929) yaptı. İngiltere’deki çalışma döneminde (1925-1940) daha çok casusluk filmleri (The Thirty-Nine Steps [Otuz Dokuz Basamak], 1935) gerçekleştiren Hitchcock, bu filmlerde kişisel bir mizah duygusuyla birlikte, kendine özgü gerilim yaratma sanatını da geliştirdi. Ama en önemli filmlerini 1940’ta çağrıldığı Hollywood’da yaptı. Psikolojik bir anlam belirsizliğinden yararlanarak Shadow of a Doubt (Bir Kuşkunun Gölgesi, 1943) adlı yapıtında unutulmaz bir hava yaratmayı başardı.
Tek ve kapalı bir uzamda çalışma, elden geldiğince uzun çekimler yapma gibi olanakları denemek isteyen Hitchcock, Ölüm Karan (The Rope, 1948) adlı filmini bu amaçla gerçekleştirdi. Sinema alanındaki olanaklara koşut olarak gelişen ustalığına dayanarak iki başyapıt verdi: Trendeki Yabancı (Strangers on a Train, 1951) ve Arka Pencere (Rear Window, 1954). Dehşet filmlerine 1960’ta Sapık’la (Psycho), fantastik filmlerine Kuşlar’la (The Birds, 1962) başladı. Psikanalizle ilgili filmlere bir yenilik getirmeyi Hırsız Kız (Marnie, 1964) ve Cinnet (Frenzy, 1971) ile denedi.
Londra’da çevirdiği bu filmler, aynı zamanda, ilk filmlerindeki İngiliz gülmece anlayışına bir geri dönüş denemesini de vurgular. Hitchcock, bir yandan Yeni Dalga sinemacıları tarafından önde gelen bir usta sayılırken, öte yandan da yapıtlarının değeri tartışılmaktadır. Bazı sinema eleştirmenleri tarafından yüzeysel olmakla, etki araçlarındaki aşırılıklarla, senaryolarının gerçekten uzak olmasıyla suçlanmıştır. Oysa başarısız olanlarıyla birlikte bütün filmleri, sinema tarihi boyunca neredeyse benzeri bulunmayan bir biçim araştırmasının örneğidir.Gerçekten de, Hitchcock, yalnızca taşıdıkları ağırlıkları dolayısıyla seçilmiş konularına, oyunlarını elden geldiğince üsluplaşt ırmak istediği oyuncularından daha fazla önem vermez; gerçekçiliği ve psikolojiyi her zaman görüntünün gücüne feda eder. Çekimden önce senaryoya çizilen plan düzeni çekimler, kamera hareketleri (Ölüm Kararıj, dekor (Ölüm Korkusu [Vertigo, 1958], Gizli Teşkilat [North by Nothwest,1959]), montaj (Trendeki YabancıJ. gerilimin de ötesinde, derin bir estetik etki yaratmak için birbirleriyle yarışırlar. Filmlerinden bazıları, sözgelimi Kapri Yıldızı (Under Capricorn, 1949), Aşktan da Üstün (Notorious, 1946), Ölüm Korkusu seyirciyi garip bir güzelliği olan yapay bir dünyanın içine iter. Tedirginlik, derin kuşkudan, belirsizlikten doğar: Bu,iyi ile kötünün, suçluluğun ve masumluğun, saldırganla kurbanının iç içeliğidir.
BAŞLICA FİLMLERİ
İngiltere’de: The Ring; The Lodger (1926); Blackmail (Şantaj, 1929); Rich and Strange (Zengin ve Yabancı, 1932);The Man VVho Knevv too Much (Çok Bilen Adam, 1934); The Thirty- Nine Steps (Otuz Dokuz Basamak, 1935); The Lady Vanishes (Bir Kadın Kayboldu, 1938). A.B.D’nde: Rebecca (1940); Foreign Correspondent (Yabancı Muhabir, 1940); Suspicion (Kuşku, 1942); Shadovv of a Doubt (Bir Kuşkunun Gölgesi, 1943); Yaşamak İstiyorum (Lifeboat, 1943); Aşktan da Üstün (Notorious, 1946): Ölüm Kararı (The Rope, 1948); Kapri Yıldızı (Under Capricorn, 1949); Trendeki Yabancı (Strangers on a Train, 1951);Arka Pencere (Rear Win- dow, 1954): Lekeli Adam (The VVrong Man, 1957); Ölüm Korkusu (Vertigo, 1958); Gizli Teşkilat (Northby North- west, 1959); Sapık (Psycho, 1960); Kuşlar (The Birds, 1962); Hırsız Kız (Marnie, 1964): Esrar Perdesi (Torn Curtain, 1966); Cinnet (Frenzy, 1971).
Son Yorumlar