Acem Nedir? Ne Anlama Gelir? İsim (Arapça, acem, Arapların arap olmayanlara verdikleri ad). Iranlı: Peçuylu Haşan Paşa Acemlere karşı bir müddet mukavemet gösterdi (Münir Aktepe). Fars ırkından olmayan, İran yerlisi. Azerbaycan’daki şii Türkler. İran ülkesi: Mesihi gökten insen sana yer yok Yürü var gel Araptan ya Acemden (Mesihi).
Çeşitli deyimler; Acem arslanı, sahte kahraman (acem bayrağının üzerindeki arslan resmine telmihen). Acem bahçesi, İran’da, yüksek duvarlarla çevrili, ortası havuzlu, renk renk güllerle bezenmiş bahçe: Bir acem bahçesi bir seccadei Dolduran havzı ateşten bâde (Ahmed Hâşim). Acem çapkını, Eski Şehrin etrafını dolaşmak için kira ile tutulan at. U Acem halısı. Acem işi işleme, rengarenk ipekten yapılma, maden, altın veya gümüş boncuklarla bezenmiş döşeme işlemesi. (Yatay yönde çok ince ipekle işlenir, sonra üzeri çök ince sırmayla örülür; aynı veya başka renk sırma ile motifler birbirine bağlanır, sonra işleme altın veya gümüş boncuklarla zenginleştirilir.)
Acem kaması, ince, keskin kama. Acem kılıcı, iki tarafı da keskin kılıç. Mecaz, iki yüzlü hareket eden: Harbi Umumi’nin son günlerine kadar Yunanistan’ın siyaseti bir acem kılıcıydı, ki iki tarafı da birbirinden keskindi (Yahya Kemal). Acem kösteği, ciltcilikte, sayfaları bağlamak için kitabın arkasına yapıştırılan ince deri bant. Acem külahı, siyah kuzu derisinden yapılmış serpuş. Acem mübalâğası, acem palavrası, mübalâğa ve palavranın daha da fazlası, aşırısı, ipe sapa gelmezi. Acem pilavı.
Acemane, zarf, Acemlerc yakışır şekilde, Acem tarzında. Mecaz, Ölçüsüz derecede mübalâğalı: Fahr-ı acemaneden masundur / ibrâz-ı hakîkat etmek ister. (Muallim Naci).
Acemce, isim, Farsça: Bir vakit Acemce adeta resmi lisan olmuş (Ömer Seyfeddin).
Acemi, isim, Eski iranlı. Araplara göre arap olmayan; araptan başka kavim, kimse. Araplara göre Arapça’daki yabancı kelimeler. Cahilliği veya tutukluğu sebebiyle doğru ve düzgün konuşamayan. Dilsiz, ahraz.
Acemistan, isim, İran ülkesi.
Acemiyan, çoğul sıfat ve isim, Acemiler, tecrübesizler, toylar. Iranlılar.
Yeniçeri ocağına yeni girenler, acemi oğlanları.
Acemleşmek, İran kültürü ve medeniyeti içinde eriyip benliğini kaybetmek. İranlıya benzemek, iranlı gibi davranmak.
Acemperest, bileşik sıfat, Klasik Türk edebiyatında üslûp, tarz ve eda bakımından İran taklitçisi. Sanat ve edebiyatta İran hayranı, İran kültürüne düşkün.
Acemperestlik veya acemperesti, isim, Eski Osmanlı devrinde, sanat ve edebiyatta, İran hayranlığı ve taklitçiliği: Lisanı şive-i Şîrâz- dan numûne idi / Acemperestî-i Rûmun i- mâle devrinde (Yahya Kemal).
ACEM, Türk musikisinde Bir mürekkep makam. Acemaşiran’la bayatî’den yapılmıştır. Dtigâh (la) perdesinde kalır. Bu makamdan 122 parça günümüze kalmıştır.
Acem, isim, Eski temaşa sanatında, Azerbaycanlı zengin bir halı tüccarı tipi.
Acem ağzı, Folklor, Doğu Anadolu’da Azeri Türklerinin söyleyişi taklit edilerek söylenen ezgiler.
ACEMAŞİRAN Bileşik isim, Musikide Bir şed makam. Cârgâh makamının acemaşiran (fa) perdesindeki şeddidir. Bu makamdan 398 parça günümüze kalmıştır.
Acemaşiran perdesi, Türk musikisinde orta sekizlideki fa notasının adı. ACEMBUSELİK Bileşik isim, Musikide Bir mürekkep makam. Acem makamının sonuna bir buselik beşlisi eklenerek yapılmıştır. Dügâh (la) perdeside kalır. Bu makamdan 42 parça eser günümüze kalmıştır.
Acem güzellemesi, Folklor, Doğu Anadolu’da şen, neşeli, sevda duygularını dile getiren türkü ezgisi.
Acem halayı, Folklor, Güney Anadolu’da, özellikle Adana dolaylarında davulzurnanm çaldığı havalarla yürütülen bir halay,
Son Yorumlar