II. Abdülhamit’in bu şekilde davranması onun hangi özelliğini gösterir? 1891 yılında İstanbul’daki Rum Patriği Dionisios (Diyonisyos) Efendi vefat etmiştir. Cenazesi, Perşembe günü kaldırılacaktır. Fakat aynı gün Moda’da, kayık yarışları yapılacaktır. Bu yarışlar, Sultan II. Abdülhamid’in himayesinde gerçekleşmektedir. Bu demektir ki yarış günü, İstanbul’daki devlet daireleri ve sefarethaneler, Moda’ya gidilmek üzere boşalacak, halk da akın akın kayık yarışlarında yerini alacak, kısaca İstanbul’un kalbi o gün Moda’da atacaktır. İşte bu durum, Rumları hayli endişeye sevk etmiştir. Çünkü, herkes kayık yarışlarında olacağından, cenaze merasimi çok sönük geçecektir.
Bu endişe sebebiyle Yunan Büyükelçiliği, Hariciye Nezaretine bir yazı ile başvurmuştur. Yazıda özetle şöyle denilmektedir:
“Rum patriğinin cenaze alayı, perşembe günü yapılacaktır. Aynı gün Moda’da kayık yarışları da yapılacaktır. Söz konusu yarış aynı zamanda padişahın himayesinde gerçekleşmektedir. Bu hususu, padişah hazretlerinin dikkatine sunup kayık yarışlarının birkaç gün tehiri için zat-ı şahanelerinin iradesi
sağlanabilirse Ortodoks tebaa minnettar kalacaktır.”
Bütün Ortodoksların hislerini yansıtan Yunan sefirinin bu isteği, Sultan II. Abdülhamid’e sunulmuş, padişah konu ile ilgili olarak lazım gelenlerin yapılmasını emretmiştir. Bu çerçevede cenaze, başta padişah yaverlerinden biri olmak üzere, üst seviye devlet görevlileri ve sefirlerin katıldığı resmî bir törenle kaldırılmıştır.
Ertesi günü yayımlanan gazetelerdeki haberlere göre, Perşembe günü, İstanbul’da âdeta resmî bir tatil günü yaşanmıştır. Devlet daireleri, sefarethaneler, kançılaryalar, bankalar ve ticarethaneler hemen hemen boşalmıştır. Kayık yarışlarına gitmeye hazırlanan zevat, yarışların tehir edildiğini öğrenince, cenazeye katılmışlardır. Böylece, Rum Patriği, pek çok muteber kişinin katıldığı merasimle defnedilmiştir.
II. Abdülhamit’in bu şekilde davranması onun bütün milletlere ve dinlere karşı hoşgörü içinde olduğunu göstermektedir.
Son Yorumlar