Devlet Nedir? Tanımı ve Devlet ile Anayasa İlişkisi Nasıldır? Devlet Kavramı: Devlet ve Anayasa, birbiri ile sıkı ilişki içinde olan iki kavramdır. Anayasanın olabilmesi için, devletin olması gerekir. Devletsiz anayasa olmaz.
Devlet örgütlenmiş bir toplumdur. Her örgütlenmiş toplum gibi, devletin de bir düzeni vardır. Buna anayasal düzen denir. Anayasal düzen, devlet organlarının görev ve yetkilerini, bireylere tanınan hak ve özgürlükleri belirler. Anayasa, devlet yaşamının hukuksal çerçevesini gösterir. Bu nedenle, anayasa hukukunu incelerken, devletle ilgili ilkeleri kısaca anımsamakta yarar vardır.
Devlet, arapça kökenli bir deyimdir; «devi» kökünden gelen, elden ele geçen iktidar, saltanat anlamına gelir. Başlangıçta, bir hükümdar, ya da hükümdar ailesine ait egemenlik ve saltanat anlamında kullanılırken, sonraları kapsamı genişleyerek, tüm ülkeyi içine alan soyut anlamda egemenlik ve saltanat anlamında kullanılmaya başlamıştır.
Batıda, 16. Yüzyıla gelene kadar, «Devlet» deyimi kullanılmazdı. Eski Yunanda, devlet yerine «polis», Romada «civitas» veya «republica» deyimleri kullanılırdı. Devletin karşılığı olan «stato», 15. Yüzyılda ortaya çıkmıştır. Batıda soyut anlamda devlet deyimini ilk kullanan 16. Yüzyılda Machiavelli olmuştur.
Devletin Tanımı
Devleti soyut olarak tanımlamakta güçlük vardır. Şimdiye kadar yapılan tanımlamalar doyurucu olmamıştır. Yazarlar, devleti tanımlarken, devletin öğelerinden birine ağırlık verme yolunu yeğlemişlerdir. Bir kısmına göre devlet, hükümdardır. Nitekim XIV. Louis, «devlet benim» demiştir. Faşist anlayışına göre, devlet her şeydir. Marksizmde ise devlet, burjuvanın çıkarlarını koruyan bir örgüttür.
Çeşitli devlet tanımlamalarından bazıları aşağıda sıralanmıştır:
— Devlet, egemen kamu gücüne sahip, hukuksal bir kişiliktir.
— Devlet, bir ulusun belli bir ülke üzerinde, siyasal açıdan örgütlenmesi sonucu ortaya çıkan bir tüzel kişiliktir.
— Devlet, örgütlenmiş bir ulustur.
— Devlet İktidardır; bunu kısıtlayan başka bir iktidar yoktur.
Genel olarak soruna bakıldığında, devlet tanımlamalarında iki eğilim görülür. Bunlardan biri, devleti bir «toplum» olarak, diğeri de, bir «iktidar» olarak gören yaklaşımlardır. Bunlar, birbirinin karşısında olan görüşler değil, birbirini tamamlayan görüşlerdir. Devlet, yerleşik bir topluluk dışında düşünülemediği gibi, topluluğu olmayan bir siyasal iktidar da düşünülemez.
Bu iki görüş birlikte ele alındığında, devletin varlık koşulları üç noktada toplanabilir: Bunlar, topluluk, ülke ve egemenliktir. Egemenlik devletin varlık koşullarından olmakla birlikte, devlet çarkını işletecek ve devletin amacını gerçekleştirecek olan da, siyasal iktidardır.
Yukarıdaki açıklamaların ışığı altında devlet, yerleşik bir topluluğun hukuksal ve siyasal açıdan örgütlenmesi sonucu oluşan, tüzelkişiliğe ve egemenliğe sahip bir varlık olarak tanımlanabilir. Her tanımlama gibi, bu da devlet olgusunu tümü ile yansıtan bir tanımlama değildir.
Son Yorumlar