İtikadi Mezheb İmamı Maturidi Kimdir? Kader İnancı nedir? İmam Maturidi Kelam ilminde Ekol, Kader inancının şekillendiren ve orta yolu bulan bir itikad imamdır. Kelam ilminde Maturidilik okulunun kurucusu. M.S. 944 yılında ölen Eba Mansur Maturidi H.3’üncü yüzyılın ortalarına doğru Semerkand’ın Türklerin oturduğu Maturidi mahallesinde doğdu. Kelam ilminde hocası M.Ö. 881’de ölen Nasr b.Yahya el-Belhi’dir. Kurduğu kelam ekolünün en çok Türkler arasında yaygınlık kazanması, biraz da kendisinin Türk olmasıyla alakalıdır. Değerli ilim adamı Şerafeddin Yaltakaya, Maturidi’yi bir Türk kelamcısı olarak ilim dünyasına tanıtmıştır.
Maturidi bir aralık Basra’ya gitti. Maturidi’nin yaşadığı çağda ilim çevreleri kelam ilmi üzerinde yapılan münazara ve tartışmalar bakımından fazlasıyla hareketliydi. Bu tartışmalardan, bilgisinin derinleşmesi bakımından yararlanmasını bildi. Zaten, yine büyük ilim adamı Ebu Hanife’nin el-Fıkh ül-Ekber ve el-Fıkh ül-Evsat gibi eserlerini de araştırmalar yaparak, dikkatle okumuş, bunlardan da fazlasıyla yararlanmıştı. Tartışmalarda Mutezile taraftarları, insanın fiillerinde aşırı özgürlüğü ve akılcılığı savunuyorlardı. Eşari bunlara karşı çıkıyordu. Maturidi orta bir yol izlemenin ilmin tabiatına daha uygun olduğu kanaatini taşıdığından bu kanaatine bağlı kalmayı tercih etti. Böylece, sünnet ehlinin görüşlerinden ayrılmamıştır. Bu görüşünde Eşari ile de birleşmektedir.
Mutezile, insanların bağımsız bir davranışla kendi fiillerini yaptıklarını ileri sürerlerken, imam Maturidi, Allah’ın insanda, fiil ile birlikte her an güç yarattığını ve kulun bu güçle fiili etki altında tuttuğunu savunarak onlara karşı çıkmıştır. Her şeyi Allah yaratmıştır. Fakat, insanlara cüz’i iradeyi boşuna vermemiştir. Allah, kullarının kaderini Levhi Mahfuz’a yazmıştır. Fakat Allah bu yazıyı, kulunu bir fiili işlemeye zorlamak için değil, gelecekte olacak işleri bildiğinin bir delili olarak yazmıştır. Maturidi’ye göre, iyi ve kötü fiiller akıl ile bilinir. Allah iyi şeyleri emretmiş, kötüleri ise menetmiştir. Kuran’da Allah, yer ve gök hakkında insanları düşünmeye çağırmıştır. Allah insanları, hikmeti hakkında düşündürmek istemiştir.
“Maturidi bir taraftan akla önem verirken, diğer yandan aynen Ebu Hanife’de olduğu gibi, Kuran ve hadislerdeki bazı ayetlerin tevilinden kaçınmış ve muhafazakar davranmıştır. Bu gibi ayetlerle ilgili olarak, “Biz ancak bu ayette Allah’ın murad ettiğine iman ederiz. Zahiri bakımından teşbihi ifade eden ayetler karşısında teşbihi, yani Allah’ın başka bir varlığa benzetilmesini reddederiz. Fakat hiç bir yorum yapmadan ilahi murad her ne ise ona iman ederiz” der. Daha sonraki Matüridiyye alimlerinin bu türlü ayetleri yorumlamaya başladığını görüyoruz. Bunun sebebi halkın bu türden âyetleri yanlış yorumlamak suretiyle yanlışlıklara düşme tehlikesidir. Çünkü diğer sapık mezheplerin yorumları çok yaygınlaşmıştı. Bu sebeple Arap dilinin izin verdiği ölçüde doğru yorumların yapılmasında zaruret gördüler.
Fıkıhda Hanefi mezhebine bağlı olanların çok büyük çoğunluğunun itikadda imamı Matüridi’dir. Başta Türkler olmak üzere pek çok millet itikadda Matüridi’nin açıklamalarına göre tesbit edilmiş esasları kabul etmektedirler. Yukarda da söylediğimiz gibi, İmam Matüridi pek değerli talebeleri tarafından takip edilmiş, fikirleri yayılmıştı. O’nun tefsirini açıklayan Hâkim esSemerkandi (öl. 951), Matüridi mezhebinin metoduna göre yazdığı kitabıyla meşhur el-Pezdevi (öl. 999) Matüridi’yi en iyi ,anlayan ve anlatan alimlerin ilk sıralarında yer alan Ebu’l-Main en-Nesefı (Öl. 1114), onu takip eden büyük âlimlerdendir. Ömer en-Nesefi (Öl. 1142) ise meşhur Akaid isimli eseriyle tanınmıştır. Matüridiyye mezhebinin akaidi hakkında yazılmış en önemli eserlerden birisi de Nureddin es-Saburi’nin (Öl. 1184) Matüridiyye Akaidi adlı kitabıdır. Memnuniyetle söyleyebiliriz ki, son zamanlarda gerek imam Matüridi’nin, gerek ondan sonra gelen âlimlerin eserlerine ilgi artmış, bu eserler üzerinde çalışmalar yapılmış, tercüme edilenlerin sayısı çoğalmıştır.
Matüridiyye mezhebinin özelliğini ortaya koyan temel görüşlerinden bir kaçı şunlardır: Maturidi’ye göre iman dil ile ikrar, kalp ile tasdiktir. Dili ile ikrar eden ve fakat kalbi ile tasdikde bulunmayan kimse mümin değildir. Özürsüz olduğu ve herhangi bir engel bulunmadığı halde dil ile ikrar etmemek kalp ile tasdikin bulunmadığını gösterir. Yine Matüridilere göre, amel imana dahil edilemez. İman bir bütündür, artmaz, eksilmez, tereddüd götürmez. Kulun Allah’a verdiği kesin sözdür. İstisna caiz değildir. Allah dilerse iman ederim gibi tereddüd ifade eden sözler kesin imandan sayılmaz. Kesin imanlı bir kimse günahından dolayı tekfir edilemez, yani kafirliği ile hükmedilemez. Ayrıca yanlış görüşlerine rağmen kıbleye yönelen Müslümanlara hatalarından dolayı küfür ittihamda bulunulamaz.
İnsanın fiilleri konusunda da o aklı en çok tatmin eden çözümü bulmuştur. Ona göre insan kendi seçmesine bağlı fiillerinde gerçek manada bir irade hürriyetine sahiptir. Yaptıklarından mesul oluşu da buradan gelir. Büyük günah işleyen kimse imandan çıkmaz, üstelik affa da uğrayabilir.
Matüridi anlayışına göre kendilerine din tebliğ edilmemiş kimseler de Allah’a inanmak mecburiyetindedir, çünkü akıl Allah’ın varlığını kendi başına da bulabilme durumundadır”.
Kelam ilminde bir ekol kuran Maturidi’nin en dikkate değer eserleri şunlardır:: Kitab üt-Tevhîd, Kitâb ül-Makalat, Kitab Te’vilat ül-Kur’an, Kitab Beyan Vehm ül-Mu’tezile, Kitab redd Evâil ül-Edille li’l-Ka’bî ve Kitâb Redd Tehzîb ül Cedel li’l-ka’bi.
Son Yorumlar