Fas Nüfus ve Ekonomisi birlikte ele alalım.
NÜFUS
Çoğunlukta olan arapça konuşan halk ile berberice konuşan halk (dağlarda) arasındaki dil farklılığı, günümüzde hâlâ nüfusun ikiye ayrılmış (Araplar; Berberiler) olduğunun başlıca kanıtıdır. Kırsal kesim halkının (% 65) büyük bölümü yerleşiktir; köyler, evlerden ya da kulübelerden, bazen de yalnızca çadırlardan oluşur. Orta Atlaslar’da yan-göçebe öbekler, Büyük Sahra’mn kıyısında da az sayıda göçebe yaşar. Yarı-işsiz durumda bulunan kırsal kesim halkından heryıl 100 000 kadarı, köylerden göç ederek özellikle kıyıdaki bazı kentlere yerleşir; zaten çok yüksek olan doğal nüfus artışına bu katkının da eklenmesiyle, Rabat-Sale, Kenit- ra, özellikle de Casablanca (Darül Beyza) gibi kentler hızla büyümüştür: Nüfusu banliyöleriyle birlikte 2,5 milyona yaklaşmış olan (1992) Ca- sablanca’da, Fas halkının % 10’u toplanmıştır. Gerçek bir aile planlaması, siyasal ve dinsel nedenlerden dolayı uygulanamadığından, nüfus artışı. kırsal kesimde olduğu kadar kentlerde de yüksektir (binde 30).
Ülkede okuma-yazma oranı biraz yükselmiştir ama, nüfusun yaklaşık % 61’i hâlâ okuma-yazma bilmemekte, okul sayısında da artış görülmemektedir: Kentli çocukların % 69’u okula gider ama, bu oran kırsal kesimde % 27’ye düşer; ayrıca, dokuz erkek çocuğa karşılık, yalnızca bir kız çocuğu okula gidebilmektedir. Etkin nüfusun % 10’u işsizdir (zaten çalışabilir nüfus da toplam nüfusuri % 26’sını ancak biraz aşar). Azgelişmiş ülkelerin bütün bu ortak özelliklerine, halkın çok genç olması (nüfusun % 47’si 14 yaşın altındadır) ve birinci kesimin taşıdığı önem (% 57) de eklenirse, Fas’ın iktisadi ve toplumsal sorunlarını çözmede ne büyük güçlüklerle karşı karşıya bulunduğu anlaşılır.
TARIM
Sömürgeleşme, ticarete yönelik, modern tekniklerden yararlanan bir tarımın, geleneksel diye nitelenen tarıma oranla ağır basmasına neden olmuştur. Ülkenin gereksinimini karşılamaya yönelik geleneksel tarım, modern tarımın yabancı bir üretim biçimi olarak doğmasından dolayı düzeninden çıkmış, kıyıda köşede, verimsiz topraklarla sınırlanmıştır. Buna karşılık, sulama ve modernleşme uygulamaları, üretimi artırmakla birlikte, tarım dünyasının önemli sorunlarını (toprak kıtlığı [kırsal kesim halkının % 33’ü topraksızdır; % 54’ünün toprakları 4 ha’m altındadır] , aşın kalabalık, vb.) çözmeye yetmemiştir.
Hükümet, kooperatifler kurulmasını hızlandırmış, sömürgecilerden geri alınan topraklar ve kolektif topraklar “pilot çiftliklere” verilmiş, yavaş yavaş köylülere dağıtılmış ya da kolektif işletmeye bırakılmıştır. Bütün bunların gerçek bir toprak reformuna sakmımlı bir başlangıç oluşturmasına karşın, “toprak açhğı”mn bütün gücüyle sürmesi, halk arasındaki hoşnutsuzluk ve tedirginliğin temel kaynaklarından biridir.
Bütün çabalar, ülke gereksinimini karşılamayan ve dışardan satın alınması zorunlu olan ürünlere yöneliktir: Tahıl; yağ çıkarılan tohumlar; hayvansal ürünler; vb. Verimi artırılmaya çalışılan | tahıl j çeşitleri ekili alanların % 80’ini kaplar. Sanayi ürünleri (şekerpancarı; pamuk) tarı- mınaysa yeni başlanmıştır ve yavaş yavaş gelişmektedir. Sebze yetiştiriciliği ülkede günden güne yaygınlaşmakta, ürünün tümü dışarı satılmaktadır. Turunçgillerden elde edilen bir milyon ton ürünün de 3/4 ’ü yurt dışına satılmaktadır. Kullanım alanının darlığından dolayı bağlar gelişme- mekte, zeytinyağı üretimi yerel gereksinimi karşılayamamakta, ayçiçeği ekimi de güçlükle gelişmektedir. Ülkede bol yemlik bitki yetiştirilmekle birlikte, hayvancılığın geliştiği söylenemez, (önemli ama. bakımsız kalmış bir kesimdir).İOrmanlardan, değerli ürünler elde edilmektedir.
SANAYİ
Sömürgecilik döneminde Casablan- ca tam bir sanayi merkezine dönüşmüştür (özellikle süperfosfatlar); ama ülkeye genel olarak bakıldığında sanayileşmenin yeni doğmakta olduğu söylenebilir; katışıklı iç üretimde sanayinin payı 1960’tan bu yana değişmemiştir (% 13): Himaye döneminin yaratmış olduğu bu sıkıntıya, nitelikli işgücü, hammadde ve enerji kaynağı eksikliği de eklenmektedir. Fas’ta çeşitli maden yatakları (kurşun, çinko, manganez, kobalt, antimon) vardır ama, bulundukları yerler çıkarılmalarını güçleştirmektedir. Nador bölgesinde demir üretimi düşmekte, çıkarım koşulları günden güne zorlaşmaktadır. En çok işletilen kaynak fosfatlardır (Huribga, Yusu- fiyya ya da Yusufiye). Üretimin (1992’de 21,5 milyon ton) yakın bir gelecekte 25 milyon tona ulaşması beklenmektedir (Batı Sahra’nın üretimi bunun dışındadır); fosfatın çok büyük bölümü Casablanca ve Sa- fi’den yurt dışına satılmaktadır. Yalnızca Cerada’da, işletilmesi güç antrasit kömürü yatakları bulunan Fas, elektrik üretimini geliştirme yolunu seçmiştir. (2,5 milyar kWs’e yakın; 1992). Üretimin 2/3’si, hidroelektrik santrallardan (Bin el-Uidan) sağlanmaktadır.
Doğal gaz üretimi 86 milyon m3’e yaklaşmış (1992), güneybatıda (Aga- dir, Tarfaya) petrol üretimi de yeniden başlayarak, 1991’de 182 400 varili bulmuştur. Ülkede tarım ve besin sanayileri önemlidir: Meyve ve sebze konserveciliği; meyve suyu, şeker fabrikaları; balık konserve (sardalye) tesisleri. Bunlara, yakın dönemde Fas kentindeki dev dokuma tesisi (COTEF: 500 000 iğlik) ile deri ve kâğıt sanayileri de eklenmiştir. Maden ve makine tesisleri henüz önemli değildir. Çok eski bir geçmişe dayanan çimento üretiminin (Casablanca, Meknes) yanı sıra, kimya (Safi), ilaç, oto lastiği ve plastik sanayileri gelişmektedir.
Ticaret trafiğinin 3/4’ünden çoğu, sanayi tesislerinin çoğunun toplan mış olduğu Casablanca limanından yapılır. Agadir çok önemli bir balıkçılık limanıdır. Turizmin önemi iktisatta günden güne artmaktadır ama, bu kesime bağlanan umutların tümü henüz gerçekleşmemiştir. Otelcilik kesiminin büyük bölümü devlet iş- letmeciliğindedir; konaklama tesisleri yakın zamanlarda Fas, Marakeş, en çok da kuzeyde Tetuan ve Tanca kıyılarında, güneybatıda Agadir kıyılarında gelişmiştir.
Son Yorumlar