Ensor, Belçikalı ressam ve heykelci (üstende, 1860 – Ostende, 1949).
İngiliz bir baba ile Flaman bir annenin oğlu olan James Sydney Ensor, 1877’de girdiği Brüksel Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğrenim gördükten sonra Ostende’ye dönerek 1879’da çalışmaya başladı. İlk desenlerinde ve 1880’de yaptığı birkaç tablosunda Van Gogh’un etkisinde kaldıysa da, 1881-1885 yılları arasında yaptığı resimlerde, Flaman geleneğine özgü koyu renklere yer veren, içtenci ve gerçekçi çalışmalar ortaya koydu. Canlı renkler kullanmasının başlangıcını belirleyen İstiridye Yiyen Kadın (1882) adlı tablosu,klasik anlayışa göre yapılmış olduğu halde, 1883 yılında Anvers Salonu’na kabul edilmedi. “Yirmiler grubu”nun üyesi olan Ensor, her yıl Brüksel’de, bu hareketin düzenlediği gösteriler çerçevesi içinde yapıtlarını sergiledi. Ama tabloları hem eleştirmenler hem de halk tarafından pek hoş karşılanmadı. Üstelik 1888’de İsa’nın Brüksel’e Girişi adlı tablosundan sonra, bu olumsuz tutum düşmanlığa dönüştü (oysa daha sonra sanatçının başyapıtı sayılan, 2,60 X 4 m boyutlarındaki, çiğ renkli bu tablo, Flaman anlatım dehasının niteliklerini taşımakta ve karikatür havasının yanı sıra, çok derin bir acı alayı yansıtmaktadır). İlk ofortlarını 1886’da yapmış olan Ensor, bu tabloyu, gerçekleştirdikten 10 yıl sonra gravür haline getirdi ve aynı dönemde en başarılı ürünlerini verdi: Ölüm Önünde Maskeler, 1888; Wouse Maskesinin Şaşkınlığı, 1889; Garip Maskeler, 1892. Ensor’un aşırıya kaçan anlatımcılığının bir ölçüde, halk tarafından kabul edilmemesinden kaynaklandığı düşünülebilir. Gerçekten, 1898- 1900 yıllarında, halk Ensor’un yapıtlarını ilgiyle karşılamaya başladıktan sonra sanatçı, iğneleyici tutumundan uzaklaşmış, sergilerle (1899’da Brüksel Güzel Sanatlar Sarayı’ndaki anma sergisi) ve Eımle Verhaeren’in (1855-1916) onun üstüne yazdığı kitapla (1908) resmen kabul edilip, 1930’da kral Albert I tarafından baron unvanı verilince hiçbir özelliği olmayan tablolar yapmaya başlamıştır. Yaşamının son yıllarında yaptığı tablolarsa, son derece önemsizdir.
Son Yorumlar