En azından biri küresel olan iki yüzeyle (merceğin yüzleri) sınırlanmış saydam optik düzen.
Yüzlerinin durumuna ve biçimine göre, üçü ince kenarh, üçü de kalın kenarlı olmak üzere altı tür mercek ayırt edilir (Çiz. 1). Yüzlerin C, ve C2 eğrilik merkezlerinden geçen doğruya merceğin ana ekseni adı verilir (yüzlerden biri düzlemse, merkezlerden biri sonsuza gider). S,S2 uzunluğu merceğin kalınlığıdır. Kalınlık, yüzlerin eğrilik yarıçapı karşısında önemsiz kalıyorsa, mercek ince, karşıt bir durum söz konusu olduğunda da kalın’dır.İnce merceklerin bazı özellikleri, incelenmesi daha güç olan kaim merceklere de yaygınlaştırılabilir.
İnce Mercekler
İnce mercekler durumunda, Sı ve S2 noktalarının, ana eksen üstünde bulunan ve merceğin optik merkezi adı verilen bir O noktasında birbiriyle karıştıkları kabul edilebilir. İnce mercekler ince kenarh ya da kaim kenarlı olabilirler. İnce kenarlılar yakmsak merceklerdir: Ana eksene paralel olan her ışın demeti bir F’ noktasında yakınsayarak görünür hale geçer. Kalın kenarlılar söz konusu olduğundaysa mercek ıraksaktır (Çiz. 2 b). Bu sonuçlar kırılma yasalarından kaynaklanır.
Bir merceğin, bir cismin tam belirgin (net) bir görüntüsünü vermesi için, cismin her noktasına görüntünün bir noktası denk düşmelidir: Bu durumda sisteme stigmatik adı verilir. Bunu gerçekleştirmek çok güç, hatta büyük boyutlu cisimler söz konusu olduğunda olanaksızdır. Bununla birlikte, görüntüyü oluşturmak üzere kullanılan ışınların ana eksen ile yaptıkları eğim az olduğu ve mercekten optik merkeze yakm geçtikleri zaman (Gauss koşulları) yeterli derecede iyi bir sonuç elde edilir.
Bu durumda, ana eksene dik bir düz cisimden, eksene dik bir düz görüntü sağlanır. Görüntü, bu noktaya yerleştirilmiş olan bir ekran üstünde gözlenebiliyorsa, buna gerçek görüntü, karşıt durumdaysa zahiri görüntü adı verilir.
YAKINSAK MERCEKLER. Ana eksene paralel ışınların yakınsama noktası olan F’ noktasına ana görüntü-odak adı verilir (Çiz. 2 a). Bu odak ana eksen doğrultusunda, sonsuzdaki bir nesne-noktanm görüntüsüdür (uygulamada, nesne-noktanın görüntüsünün tam F’ üstünde olması için, bu noktanın OF’ uzunluğunun on katı kadar bir uzaklıkta bulunması çoğunlukla yeterli olur).
Öte yandan, ana eksen üstünde öyle bir F noktası da belirlenebilir ki, F’ten çıkan ışınlar mercekten geçtikten sonra ana eksene paralel bir ışm demeti oluştururlar (Çiz. 3 a). Söz konusu F noktasının görüntüsü bu durumda ana eksen üstünde sonsuzda bulunur ve F noktasına ana nesne-odak adı verilir. OF ve OF’ uzunlukları, sırasıyla, merceğin nesne-odak uzakhğı ve görüntü- odak uzakbğı olarak adlandırılır. Ana eksene eğik olarak gelen paralel bir ışın demeti, ana eksene F’ noktasında dik olan bir düzlemdeki bir H’ noktasında (ikincil görüntü-odak) yakınsar (Çiz. 3 b); bu düzlem, görüntü-odak düzlemi’dir.Aynı biçimde, ikincil nesne -odak ve nesne-odak düzlemi tanımlanabilir (Çiz. 3 c).
Bir Nesnenin Yakınsal Bir Mercek Arayıcılığıyla Verilmiş Görüntüsünün Geometrik Olarak Elde Edilmesi
Basit olarak bir AB doğru parçasıyla gösterilmiş olan düz bir nesne, mercek konumu ve boyutları çizim yoluyla saptanabilen bir A’B’ görüntüsünü verir (çizim kolaylığı için bazı noktalar ana eksenden uzaklaşmış olsalar bile, Gauss koşullarının geçerliliği kabul edilir). Merceğin ana ekseni üstünde bir A noktasıyla, bu eksene dik olan AB doğrusu seçilir. Aranan görüntü, merceğin ana eksenine dik olan ve B noktasından B’ görüntüsü bilindiğinde tam olarak saptanan bir A’ B’ doğru parçasıdır. B’ elde etmek için, B’den çıkan demetin iki özel ışını göz önüne alrnır (geometride, bir nokta, bilinen iki doğrunun kesişmesiyle tam olarak belirlenir); sözgelimi , F noktasından geçerek gelen ışınla, O optik merkezden geçerek sapmadan gelen ışm kullanılabilir. Bu iki ışının kesişme noktası,aranan B’ noktasıdır (B’den geçen ışınların tümü, mercekten geçtikten sonra B’ noktasından da geçerler). Nesnenin konumuna göre görüntü gerçek ya da zahiridir.
IRAKSAK MERCEKLER. Ana eksene paralel ışınlı bir demete F’ noktasından çıkıyormuş gibi olan ıraksak bir demet denk düşer (Çiz. 5); bu noktaya ana görüntü-odak denir. Ana nesne-odak adı verilen bir F noktasında, zahiri olarak yakınsayacak biçimde bir demetin mercek üstüne gönderilmesiyle, ana eksene paralel olarak ortaya çıkan bir demet elde edilir. Yalansak merceklerdeki gibi, ıraksak merceklerde de görüntü-odak ve nesne-odak düzlemleri ile görüntü- odak ve nesne-odak uzaklıkları’om tanımları yapılır.
BİR NESNENİN IRAKSAK BİR MERCEK ARACILIĞIYLA VERİLMİŞ GÖRÜNTÜSÜNÜN GEOMETRİK OLARAK ELDE EDİLMESİ. Burada da yakınsak mercekler için yapılan işlemin aynısı gerçekleştirilir: B noktasından çıkan iki özel ışın (sözgelimi, biri O’dan, öteki F’den geçen) kullanılır. Birincisi sapmaz; İkincisiyse ana eksene paralel olarak çıkan bir ışm gibi sapar. Bu iki ışının kesişme noktası, aranan B’ noktasıdır. Nesnenin konumuna göre, görüntü gerçek ya da zahiridir.
Mercek Sapınçları
Mercek Gauss koşullarına uygun olarak kullanılmadığı zaman, elde edilen görüntüler bozulur ve sapmç (aberasyon) diye adlandırılan olaylar görülür.
RENKSER SAPINÇ. Beyaz ışıkta aydınlanmış bir nesne, az ya da çok önemli renklenme gösteren bir görüntü verir. Buna, merceğin kırılma indisinin, ışığın dalga boyuyla birlikte değişmesi yol açar. Beyaz bir ışık, farklı renklerdeki belirli sayıda ışınımın üst üste gelmesi biçiminde ele alınırsa (tekbileşenli [tekrenkli] ışınım) bu ışığın kırmızı ışınımları, morunkilerle aynı noktaya yakınsamazlar. Böylelikle farklı renklerde birçok görüntü elde edilir ve bunlar ancak kısmen üst üste gelirler.
GEOMETRİK SAPINÇ. Büyük açılım- lı bir demet kullanıldığında, bir P nesne-noktası, bir P’ görüntü-noktası verir; çünkü merceğin kenar bölgelerinden geçen ışınlar eksene yakın bölgeden geçenlere oranla daha çok saparlar; yakınsak bir merceğin merkez bölgesine göre kenarları daha yakınsak, ıraksak bir merceğin kenarları da daha ıraksaktır (küresel sapmç). Yukardaki bozulma düzeltilse bile, bir mercek, ana eksenin yakınında bulunan bir noktanın görüntüsünü, bu noktadan çıkan demet çok genişse, nokta biçiminde vermez. Biçimi kuyrukluyıldızı (kornet) anımsatan bir leke elde edilir; bu sapmca koma adı verilir.
Dar demetlerin kullanılması, kusurlardan arınmış görüntülerin elde edilmesi için yeterli olmaz. Gerçekten, merceğin ana eksenine çok eğimli olarak gelen ince bir ışık demetiyle, bir nesne-noktanın iki ayrı görüntüsü meydana gelir. Astigmatizm adı verilen bu sapınç, bir daireyle yarıçaplarının aynı anda net bir görüntüsünün elde edilmesinin olanaksızlaşmasından kaynaklanır: Yatay çap belirgin olunca dikey çap belirsizdir; bu durumun tersi de söz konusudur.
Ayrıca, bu kusurlar düzeltilse bile, ana eksene dik olan geniş bir düzlemsel yüzeyin görüntüsü eğri bir yüzeydir. Bu kusura, alan eğriliği adı verilir.
Yukarda sözü edilen kusurlar giderildikten sonra başkaları ortaya çıkabilir; bunların sonucu olarak, görüntülerin doğrusal büyümesi, merceğin ekseninden uzaklaşıldıkça artar. Böylece, eksenden geçmeyen bir doğru çizgi, içbükeyliği görüntünün merkezine doğru (fıçı biçiminde bükülme) ya da ters yönde (hilal biçiminde bükülme) dönmüş olan eğri bir çizgi verir.
Bu sapınçların azaltılması sorunu çok güçtür, çünkü düzeltilmeleri için gerekli koşullar çoğu kez birbirine karşıttır. Gözlükçüler, isteğe göre, çeşitli merceklerin biçimlerinden, maddelerinden ve karşılıklı yerlerinden yararlanmak amacıyla birçok merceği bir arada kullanırlar.
Özel Mercekler
Silindirik mercekler, silindir bir yüzey ve bir düzlemle,küresel-silindirik mercekler bir küre ve bir silindirle sınırlandırılmıştır. Bazı merceklerse yüzlerinden biri bir düzlem ya da bir küreyle değiştirilebilen, iki tor yüzeyiyle sınırlanmıştır; bu tor mercekler özellikle gözlerdeki astigmat durumunun düzeltilmesine yararlar. Fresnel’ in deniz fenerlerinde kullanılan kademeli mercekler’i, eksenin küresel sapıncının kısmen, ama yeterli olarak giderilmesini sağlar. Merkez bölgesinin kalınlığının azaltılması, büyük çapta uygulamaların gerçekleştirilmesine olanak verir. Böylelikle ısınma ve büyük enerji yitimi tehlikesi de azalmış olur.
Merceğin Kullanımı
Mercekler büyüteç, mikroskop, dürbün, tayfölçer, tayfçeker, kutupölçer, telemetre, fotoğraf makinesi, kamera, projeksiyon makinesi gibi birçok optik aygıtın yapımında kullandır. Gözün billur cismi, eğriliği değişken olan özel bir yakınsak mercektir ve ağtabakanın bir noktasında göze giren tüm ışınları toplama işlevini üstlenir.
Son Yorumlar