Fransız ressamı Matisse, (Le Cateau, 1869-Nice, 1954).
Bir süre hukuk okuduktan sonra, resme ilgi duyan Henri Matisse, Paris’e giderek önce Julian Akademisi’ne, ardından Ecole Normale Superieure des Beaux-Arts’a girdi ve Gustave Moreau’nun atölyesinde çalıştı; bu arada Rouault, Camoin, Evenepoel, Maııguin, Marquet’yle (Dekoratif Sanatlar Okulu), daha sonra da Derain’le (Carriere Akademisi) bağlantı kurdu. Gustave Moreau, Matisse’e “resmi yalınlaştıracaksınız” demişti; gerçekten de sanatçı 1897’den başlayarak Monet’ nin yapıtlarını ve izlenimciliği yakından tanıması sayesinde, donuk renk tonlarından canlı renk tonlarına yöneldi ve biçimleri yalınlaştırarak daha belirgin kıldı. Cezanne’ın Matisse üstündeki etkisi özellikle Atölyede Modeller (1900) ve Carmelina’da (1903) açıkça görülür.
Fov Üslüp
1904’te Saint-Tropez’e giden Matisse’in kullandığı renkler çeşitlenmeye başladı. Yöntemli ve bilinçli olarak, resim sanatını renge ve birkaç temel çizgiye indirgemek isteyen sanatçı böylece fovizmin öncüsü haline gelerek, her renge en yoğun şiddetini vermeye çalıştı. Benimsediği fov üslubunun eşsiz kaynaklan (1905-1911 dolaylan) sanatçının çok sayıda başyapıt oluşturmasında önemli bir esin kaynağı oldu: Açık Pencere (1905); Kırmızı Halılı Natürmort (1906); La Dame (1909); Kırmızı Atölye (1911). Bununla birlikte, Matisse, resmi yalınlaştırmaya, “renkli duyumlar”a düzen vermeye çalışarak, akıl, saflık anlayışına önem verdi.
Fas’a yaptığı bir yolculuk, sanatındaki evrimi hızlandırdı. Bu dönemde gerçekleştirdiği önemli tuvallerden olan Üç Kız Kardeş (1916), Faslı Kadınlar (1916), Piyano Dersi (1915-1917) ve Saint-MichelRıhtımı Atölyeleri dizisi gibi çalışmalarında ağırbaşlı bir yalınlıktaki kromatizme ve sert, kesin biçimlere kapddığı görülür. Matisse’in sanatı bir iç gerilimi ve sürekli olarak her türlü biçimi yalınlaştırma çabasını yansıtır.
Odalıklar Teması
Sanatçı giderek, önce her şeyin, arabeske, renkli hacimlere ve tonlar arası ilişkilere bağımlı olduğu yapıtlara ulaştı. Değişik planlan düz renkler sürerek sağlayan sanatçının tablonun yüzeyinde kurduğu bağıntılar, tek başlarına uzamı, derinliği verebiliyordu. Süsleme özelliği elde edebilmek için Matisse tuvallerinde fayanslar, çiçekli dokumalar ve Doğu halılarım görüntüledi. En çok sevdiği ve 1919-1927 yılları arasında hiç bıkmadan işlediği tema Odalıklar oldu. Daha sonraları, Rumen İşi Bluz’da (1940) olduğu gibi tonlardaki uyumları giderek görülmemiş bir şiddette vermeye başladı. Ama çoğunlukla tuvallerinde derin bir kromatik birlik sundu: Manolyalı Natürmort (1941); Büyük Ev İçi (1948).
Yapıştırma Kağıtlar
Matisse’in deseni, Vence’da, Dominıkenler Manastırı şapelindeki süslemelerin 1951’de tamamlanan yapımı sırasında, gözüpekçe bir düzeye ulaştı; artık burada yalnız beyaz ve toprak rengi kullanıyordu. Bu yalınlık araştırması Matisse’i guvaşla boyadığı kesik kâğıtları ve ünlü yapıştırma kâğıtları (Zenci Boksör, 1947; Kralın Hüznü, 1952) yapmaya yöneltti. Bu tarihten sonra, gözün yorulmasını ya da tekdüzeliği engellemek amacıyla, komşu renklerin çevreye yayılan özellikleriyle oynayarak saf rengin sağladığı zevki en yüksek noktasına ulaştırdı. Matisse ayrıca Mallarme.Baudelaire, Ronsard ve Charles d’Orleansın kitaplarını resimledi.
Son Yorumlar