Akdeniz’de, Malta takımadasında ülke.
Cebelitarık’tan Süveyş kanalma giden denizyolunun tam ortasında, Sicilya adasıyla Tunus arasında yer alan Malta’ya Gozo, Comino, Füfola adaları da bağlıdır.
Coğrafya
Yayla görünümündeki (yükseklik 90-120 m arasında değişir) adaların kireçtaşlı bir jeoloji yapısı vardır; aşınma olgusuyla yaylalar kendine özgü bir biçim kazanmış, kıyı kesiminde sarp kayalıklar, iç kesimlerdeyse yuvarlak sırtlar oluşmuş, derin vadiler ortaya çıkmıştır.
İnce bir bitki örtüsüyle kaplı kayalık bir ada olan Malta’da kışın yumuşak (ocakta 11,8°C) ve yazın sıcak (temmuzda 24,7°C) bir iklim egemendir; bununla birlikte denizin her yerden duyulan varlığı, yüksek bir bağıl nem (% 79) yaratır ve oldukça bol yağış sağlar (yılda 767 mm); suların depolanması sayesinde adada kuraklık tehlikesi kalmamıştır.
Tarih
Malta’da çok eski bir Tarihöncesi uygarlığına ait kalıntılar bulundu. Adaya Kartaca ile aynı zamanda yerleşen Fenikeliler, İ.Ö. VII. yy’dan V. yy’a kadarki üstünlükleriyle adayı derin biçimde etkileyen Yunanlıların tersine burada pek iz bırakmadılar. Kartaca’ nın egemenliğiyle (V.-III. yy) Malta, Akdeniz’deki ticari önemini duyurmayı sürdürdü. İ.Ö. 218’de, ada Roma dünyasına katıldı ve 870’e kadar öyle kaldı. Bu tarihte Araplar Malta adasını ele geçirdiler. Maltalılarm çoğunluğu İslamlığı benimserken pek çok Hıristiyan da adadan ayrıldı.Daha sonra Müslüman Maltalılar 1240’tan sonra Friedrich II döneminde buradan ayrılmak zorunda kaldılar. 1090’da ilk kez Tancredi komutasındaki Normanlar tarafından ele geçirilen Malta, XIII. yy’dan sonra Napoli kralı Anjoulu Carlo’nun eline geçti; daha sonra Fransızlar, Aragonlar tarafından kovuldu; bunlardan sonra da ada Castillah hükümdarların egemenliği altına girdi.
1530’da Kari V (Şarlken) adayı, 1308’den 1522’ye kadar Rodos’ta üslenmiş olan Saint-Jean tarikatı şövalyelerine verdi.
Osmanlılar Malta’yla ilk olarak XVI. yy’da bağlantı kurdular. Barbaros Hayrettin Paşa zamanında düşünülen Malta seferi için gerekli hazırlıklar yapıldı. Turgut Reis önce Gozo adasına (1540), ardından da Malta adasına saldırdı (1541); bunu 1544, 1546 ve 1547 seferleri izledi. 1551’de Gozo Türkler tarafından alındı. Ama Osmanlılar asıl Malta seferine 1565’te girişti. Her iki taraf da önemli kayıplar verdi; Turgut Reis de bu seferde öldü. Sonunda Haziran 1565’te St. Elmo alındı. Bu arada Sicilya kral naibinin yardımı üstüne Türkler kuşatmayı kaldırdılar. Mustafa III döneminde, başkaldıran kürek mahkûmları kaptanpaşa gemisini ele geçirip Malta’ya götürdüler; bunun üstüne yeni bir sefer hazırlığı başladı (1760). Ama Malta gemiyi geri vererek olası bir kuşatmayı önlemiş oldu. XVII. ve XVIII. yy’larda Malta Akdeniz ticaretinde çok büyük bir rol oynadı ve Fransız etkisi büyük önem kazandı. Napolyon Mısır’a doğru ilerlerken (1798) adayı şövalyelerden aldı ama İngilizler 1800’de burayı ele geçirdiler ve İngiliz işgali Paris Anlaşması’ndan (1814) sonra kesinleşti. İkinci Dünya savaşı sırasında Malta, Haziran 1940 ile Kasım 1942 arasında Almanların son derece şiddetli saldırılarına uğradı. 1943’te Akdeniz’deki Eksen Devletleri birliklerine karşı saldırının merkezlerinden biri oldu. 1947’ye kadar İngiltere’nin sömürgesi olan Malta, o tarihte anayasa değişikliğiyle özerklik kazandı. Şubat 1956’da yapılan halkoylamasında, halk İngiltere’ye siyasal ve iktisadi bağlılıktan yana olduğunu gösterdi, ama daha sonra ortaya çeşitli sorunlar çıktı ve ada 1964’te bağımsızlığını elde etti. Bu tarihte İngiltere’yle imzalanan anlaşmalar 15 Haziran 1971 seçimlerinde iktidara gelen İşçi Partisi’nden başbakan Dominic (Dom) Mintoff tarafından tartışmaya açıldı. Ülkesinin stratejik konumundan yararlanan başbakan, Londra hükümetine adadaki İngiliz birliklerine karşılık Malta’ya ödediği miktarı artırmasını, aksi durumda birliklerin adayı boşaltması gerekeceğim bildirdi. Sıkı çekişmelerden sonra Mart 1972’de, 1979’a kadar her iki tarafın çıkarlarım koruyan bir anlaşma yapıldı. Mintoff’un Moskova ve Pekin’e yaklaştığım gören NATO, ada için öngörülen yardımın 2/3’sini ödemekte, geri kalanıysa İngiltere tarafından karşılanmaktadır.
Dom Mi? tcff’un iç siyasetteki olumlu etkinlikleri arasında . 18 yaşındaki gençlere oy hakkı verilmesi, “eşit işe eşit ücret ilkesinin yasalarla olduğu kadar gerçekte de benimsenmesi sayılabilir.
1974 Aralığında cumhuriyet ilan edilen Malta’mn ilk devlet başkanı Sir Antony Mamo 1976 Aralığındaki seçimlerde yerini Anton Buttigieg’e bıraktı. Onu da 1982 Şubatında seçilen Agatha Barbara izledi.
Malta’nın 1971’den beri başbakanı olan Dom Mintoff’un 22 Aralık 1984’te istifa etmesi üstüne, yerine eğitim bakanı Carmelo Mifsud Bonnici atandı. îşçi Partisi ve Milliyetçi Parti’nin yönetimde birlikte hareket etme karan almalarının (1986) ardından, Malta’nın yansız ve bağlantısız bir ülke olması Anayasa değişikliğiyle kararlaştırıldı. 1987’de Milliyetçi Parti’nin oyların % -50,9’unu almasıyla başbakanlığa atanan Dr. Fenech Adami, iktisadı liberalleştirecek girişimlere başlayarak, AET’ye tam üyeliğin yollarını araştırmaya girişti. 1987’de Agatha Barbara’nın, 1989’da Vincent Tabone’nin cumhurbaşkanlığına seçildikleri ülkede, 1990 Haziranında AET’ye tam üyelik için başvurulup, İtalya’yla bir yardım anlaşması imzalandı. 1992 Şubatında yapılan seçimlerden sonra da Fenech Adami başbakanlığı sürdürdü.
Ekonomi
Yüzyıllar boyunca tahkimli üslerin ve çeşitli yapıların birbirine eklendiği Malta’da toprakların ancak % 50’si tarıma ayrılmıştır ve küçük işletmelerde (ortalama 2 ha’dan az) uygulanan geleneksel Akdeniz tarımından (buğday, arpa, domates, bakla ve soğan, üzüm) oluşur; öte yandan ülkede hayvancılık da fazla önem taşımaz. Büyük bir gelir kaynağı olan balıkçılıksa iç tüketimi karşılayacak güçtedir.
İngiltere’nin kurduğu ve etkin nüfusun % 20’sini geçindiren büyük tersaneler olmasa, tarım ve balıkçılık gibi etkinliklerin işgücü fazlalığını karşılamaya yetmeyeceği adada, 1945’ten başlayarak İngilizlerin aşamalı olarak çekilmesi ve Akdeniz’deki deniz kuvvetlerinin azaltılması, tersanenin bazı bölümlerinin kapatılmasıyla sonuçlandı ve adayı dış göçle belli ölçüde giderilebilen ağır bir işsizlik bunalımına sürükledi.
Bu yüzden Malta hükümeti, her yönde çaba göstererek iktisadi sorunları çözmenin yollarını araştırmaya koyuldu: Tarımda dışsatıma yönelik uzman çiçekçilik; tersanenin sivil hizmetlere açılması ve sanayileşmeye özendirme; turizmin geliştirilmesi. Öte yandan Libya ülkede çeşitli yatırımlar yaptı. Malta’ya simgesel bir cami armağan eden Kaddafi hükümeti, ülkeye dünya fiyatlarının çok altında petrol satıp, sattığı ham petrolü Malta’mn kendi hesabına yeniden satmasına da izin verdi. Bununla birlikte Malta, Çin’le ve Federal Almanya Cumhuriyeti’yle birçok teknik ve ticari anlaşma imzalayarak, Libya etkisini dengelemeye çalıştı; 1990’dan sonra da Libya’yla ilişkilerini önemli ölçüde azalttı.
Özet olarak, büyük devlet yatırımlarının ve turizmin (1992’de 1 000 000 turist) gelişmesine dayanan bir siyasetle, toplumsal ve iktisadi durumun düzeltilmesi başarıldı. Adanın başlıca limanı Valetta, aynı zamanda besin sanayisi tesisleri, bir tütün ve kibrit işletmesi ve bir dokuma fabrikasının (pamuk ve sentetik elyaf) bulunduğu bir sanayi merkezidir. Yeni bir havalimanı yapılması ve haberleşme araçlarının geliştirilmesi için önemli yatırımlara gidilmesi sayesinde, turizmin yakın bir gelecekte büyük bir patlama yapması beklenmektedir.
Son Yorumlar