Portekizli denizci Macellan (Sabrosa, Portekiz, 1480-Cebu. Filipinler. 1521).
Portekiz donanmasına yazüan Fernao de Macellan uzun yolculuklar gerçekleştirme ve zengin olma tutkusuyla 1505’te Albuquerque’in emrinde Hindistan’a doğru denize açıldı. Derin bir düş kırıklığı içinde 1514’te Portekiz’e geri döndüğünde, kendini Casa da İn- dia’da (Lizbon) özenle korunan haritaları ve gezi notlarını incelemeye adadı. Bir süre sonra da Kristof Kolomb tarafından bulunan Amerika’yı güneyden dolaşarak Asya’ya ulaşabileceğine kesin olarak inandı. Ama Portekiz kralı Büyük Manuel I bu tasarısını önemsemeyince, bu kez Ispanya’ya giderek Kari V’e (Şarlken) başvurdu. İspanya kralı Macellan’a hiç de iyi durumda olmayan 5 gemi ve 265 tayfa verdi. Kari V böylece Doğu yolunu ellerinde tutan Portekizlilerle, kendi denetimlerindeki Batı yönünü seçerek rekabet etmeyi umuyordu. Macellan, gemisine bazı bilginleri de aldı (bunlardan biri olan Antonio Pi- gafetta, yolculuğun güncesini tuttu).
20 Eylül 1519’da San Lucar limanından denize açılan filo, iki ay sonra Brezilya kıyılarına ulaştı. Gemiler daha sonra, güneye yöneldiler; bu arada batıya yönelebilecekleri bir geçit de aradılar. Patagonya kıyıları boyunca sert fırtınalar yiyen gemiler büyük hasarlar görünce, onarım amacıyla yolculuğa bir süre ara vermeleri gerekti. Bunun üstüne, üç geminin İspanyol kaptanları ayaklanma başlattılar. Kendisine bağlı kalan tayfaların yardımıyla ayaklanmayı bastıran Macellan, önlemler alarak düzeni yeniden sağladı.
Sert güney kışı boyunca üç aylık bir bekleyişten sonra gemiler, yeniden yola çıktılar. Fırtınada biri batan, bir başkası da kaybolan gemilerden geri kalan üçü, rüzgârın ve dalgaların önünde derin bir körfeze sürüklendi. 38 gün sıkıntı, bekleyiş ve cesaretle geçen yolculukta 600 km yol katettiler. 28 Kasım 1520’de “On Bir Bin Bakire” geçidini aşan gemiler Macellan’ın “Pasifik” adını verdiği sakin bir denize ulaştılar.
Bu daha önce tanınmayan deniz üstünde üç ay süren bir yolculuktan sonra filo, gücü tükenmiş ve iskorbüt hastalığından kırılmış bir durumda Filipinler’e vardı. Cebu adası prensine Katolikliği kabul ettiren Macellan, ona yenilmez askerlerinin desteğini vaat etti, ama yerliler arasındaki bir savaşta çok sayıda adamıyla birlikte öldü. Macellan’m adamlarından 108’i iki gemiyle yerlilerden kaçarak denize açıldılar ve yolculuklarının hedefi olan Molük adalarında karaya çıktılar. Ambarlarını baharat ve öbür zenginliklerle dolduran iki gemi, yeniden yola koyuldu ve Ümit Burnu’nu dolaşarak İspanya’ya yöneldi. Sekiz ay süren güç bir yolculuktan sonra, yalnızca Juan Sebastian de El Cano komutasındaki Victoria adlı gemi 6 Eylül 1522’de, 18 tayfasıyla Sevilla limanına geri döndü. Böylece, batıdan Hindistan yolu açılmış oldu.
Macellan’m gerçekleştirdiği yolculuk, dünyanın tanınmasıyla ilgili olarak tarihte önemli bir aşama oluşturdu ve XVI. yy. insanına üç kesin doğruyu öğretti: Dünyanın okyanuslardan dolaşılabilirliği, Yer’in yuvarlak olduğunun tartışmasız kesinliği ve Amerika’nın yeni bir kıta olduğunun doğrulanması.
Macellan’ın 1520’de bularak “On Bir Bin Bakire” adını verdiği geçide Macellan boğazı dendi. 600 km uzunluğunda ve 4-33 km genişliğindeki bu boğaz. Güney Amerika’nın en uç noktasında Atlas okyanusu ile Büyük Ok- yanus’u birbirine bağlayan bir kanaldır. Ayrıca Marian adalarına çok uzak olmayan bir takımadalar grubuna da Macellan adı verilmiştir. 1945’ten beri A.B.D’nin himayesindeki bu takımadalar birçok volkanik adadan (Bonin. Volcano, vb.) oluşur ve yönetim merkezi Omura’dır.
Son Yorumlar