Yunan yazarı (Samosata [günümüzde Suriye], 125’e doğru-İskenderiye, 192’ye doğru).
Orta halli bir ailenin çocuğu olan Samosatalı Lukianos, yeni-eflatuncu ve kinik sofistler kuşağmdandır; yapıtları, akılcı düşüncenin çöküşüne ve yeni dinsel gizemciliğin (Hıristiyanlığın) doğuşuna tanıklık eden karışıklıklarla dolu bir çağın yansımasıdır. Çok küçükken girdiği sofistlerin retorik okulunu bitirdiği zaman, Asya he- lenizminin en önemli merkezlerinden biri olan Antakya’da avukatlık yaptı. 164’te Atina’ya yerleşti ve yapıtlarının çoğunu burada yazdı. 185’te memur olarak İskenderiye’de sakin bir yaşam sürdü. Seksenden fazla kitap yazmış olan Lukianos’un bu verimi, yaşamını ve düşüncesini üç temel etki belirlemiş olduğu için üç ana sınıfa ayrılabilir.
Bunların birincisi, retorik okulunun etkisidir: İki Phalaris, Myias Egkomion (Sineğe Övgü), Dike Phoneenton (Ünlü Seslerin Yargısı) ve öteki denemeler, sofistlerin, genç Lukianos üstündeki etkisine tanıklık eder. İkincisi, Antakya’da kaldığı sırada yazdığı yazılarda, ileri sürdüğü düşüncelerde görülür ve özyaşamına ilişkindir (Oneiros’e Alektryon [Düş ya da Horoz]) ya da kuramsal ve bilimsel nitelik taşır (Pos dei ten Historian Syggraphein [Tarih Nasıl Yazılmalı] gibi).
Üçüncü ve en önemli etkiyse, Atina’ da kaldığı sırada kendini göstermiştir. Lukianos’un kötümserliğini ve boğuntusunu çok iyi düe getiren bu dönemin yazılan, yaşama olduğu gibi tanrıbilime ve o çağın inançlarına ilişkin kinik bir tutumun en belirgin örnekleridir. Lukianos, geçmişe karışmış Eski çağ’ın tanrıları ile Hıristiyanlık arasında bir seçim yapmaktan kaçınır. Oysa bu sırada metafizik boğuntu, bir dünyanın ahlak ve kültür açısından yıkılmasını yansıtmakta ve belirginleştirmektedir. Lukianos ise inançsızlığa benzer bir geri çekilme ve kayıtsızlıktutumu içindedir. Perites Peregrinu Teleutes (Peregrinos’un Ölümü Üstüne) adlı yazısıyla başyapıtları olan Nekrikoi Dialogoi (Ölülerin Diyalogları) ve Lukios e Onos ‘un (Lukios ya da Eşek) taşıdığı anlam budur.
Lukianos özellikle Teon Dialogoi (Tanrıların Diyalogları), Nekrikoi Dialogoi (Ölülerin Diyalogları) ve Etairikoi Dialogoi (Kibar Fahişelerin Diyalogları) adlı yergili diyaloglarında üslubunun arılığı ve dilinin inceliğiyle Attike dilini yeniden canlandırır.
Son Yorumlar