Bir canlının morfoloji, eğilim, yetenek gibi özelliklerinin döllenme sırasında dişi ve erkek kromozomlarıyla kuşaktan kuşağa aktarılması. Kromozomlara kayıtlı ya da kayıtsız olan aktarılabilir özelliklerin tümü, kalıtımsal bütünü oluşturur. Gen, kalıtımsal öğe denen, belli bir özellikten sorumlu kalıtımsal birimdir.
Kökenler: Soyaçekim
Eski doğacı, hekim ve felsefecilerin karışık bir kalıtım anlayışları vardı. Kalıtımı, soyaçekim olarak adlandırılan ve pek aydınlatılmamış olan benzerlik, benzemezlik olgularını keyfi biçimde düzenleyen gizli bir güç olarak kabul ediyorlardı. Ama yaklaşık altmış yıldır bu konudaki görüşler büyük ölçüde değişerek gelişti ve kalıtım,genetik adı verilen bir bilim dalmm konusu haline geldi.
Bu bilimin öncüleri iki bitkibilimcidir. İlk olarak, Fransız Naudin 1863’te, tatula ya da tatura, çuhaçiçeği, nicotiana gibi değişik türlerden bitkileri çaprazlayarak, yeni oluşan bitkilerin ara bir durum gösterdiklerini, yani melez (hibrid) durumda olduklarım ve bu melezlerin yavrula rında da ister anadan gelsin, ister babadan, ilk kuşağın özelliklerinin bulunduğunu gözledi. Bu gözlem, birinci melezde ana ve baba özelliklerinin ayrıldığı biçiminde yorumlandı. Bununla birlikte, aynı konunun daha fazla aydınlatılabilmesi için Mendel’in çalışmalarım beklemek gerekti. Mendel, aynı türden, ama değişik özellikli bitkileri çaprazlayarak, çok sayıda olguya dayanan istatistikler yapabilmiş ve Mendel yasaları olarak adlandırılan yasaların yerleşmesine yol açan bir sistem kurabilmiştir.
Başat ve Çekinik Genler
Böylelikle kalıtım, genetik tarafından incelenen karmaşık mekanizmaların fenotip (yani morfolojik ve işlevsel) olarak ortaya çıkan görünümüdür. Bu gözlemler, bir özelliğin fenotip olarak belirmesini yönlendiren başatlık kavramının ortaya çıkmasına yol açmıştır. Bir kromozomda bir özelliğin varlığı, bunun zorunlu olarak belireceği anlamına gelmez. Bu özellik ancak kromozom, aynı özelliği taşıyan bir başka kromozomla birleşirse (çift oluşturursa) ortaya çıkar (homozigot). Buna karşılık bir allel (aynı genin bir başka biçimi) söz konusuysa, yalnızca iki özellikten biri ortaya çıkacaktır. Böylelikle özelliği ortaya çıkan gene başat, öbürüne çekinik gen denir. Çekinik bir gen, ancak çekinik olan benzeriyle eşleşirse özelliğini ortaya çıkarabilir. Bazı patolojik özellilderin kalıtımsal olarak aktarılması, birçok hastalığın başat ya da çekinik olarak aktarılması konusunda bilgi vermiştir.
Patolojik Kalıtım
İki çeşit patolojik kalıtım vardır:
Birincisi kendi içinde ikiye ayrılır:
1. Başat genlere bağlı olanlar: Bunlar özellikle kol ve bacakları tutan iskelet oluşum bozuklukları, bazı göz bozuklukları, bazı sağırlık biçimleri, hemolitik (kan yıkıcı) hastalık, kora hastalığı, kalıtımsal cücelik (akondroplazi, yani kıkırdakların kemikleşme bozukluğu), vb’dir;
2. çekinik genlere bağlı olanlar: Bunlar daha seyrek ama daha ağır hastalıklardır; aralarmda sara, şeker hastalığı, sağırlık dilsizlik, pig- mentsel retinit (pigmentsel ağtabaka iltihabı), albino hastalığı (albinizm), vb. sayılabilir.
KROMOZOMLA İLGİLİ OLMAYAN KALITIM
En önemli kalıtımsal öğeler, kromozomlar bütünü üstünde yerleşmiş olmakla birlikte, “kromozom dışı kalıtım” olarak adlandırdabilecek başka hücresel yapılar tarafından taşman bir genetik bilginin varlığı da yadsınamaz.
Sitoplazmada bulunan bu genetik kendilikler, yani bilgiler, belirli ve sınırlı özellikler üstünde etkilidirler ve belli ölçüde ya da tümüyle bir hücre organitine bağlıdırlar. En iyi bilinenleri de plastlar ve mitokondrilerdir.
Son Yorumlar