Bahailik Nedir? Kurucusu Kimdir? Temelleri ve İnançları Nelerdir? Bahaullah Mirza Hüseyin Ali tarafından kurulan, bazılarınca bir din olarak da kabul edilen mezhep. Şirazlı Mirza Ali Muhammed’in kurduğu Babiliğin devamıdır. Bahailik, tüm dinlerden ayrı ve hepsinin evrensel yanlarını birleştiren yeni bir din olduğunu ileri sürmektedir. Çağımızdaki propagandasının en önemli unsurları, dünya barışının gerçekleşmesi, insanlar arasında dil, din, renk, ırk farkı gözetilmeden herkesin eşit olduğu, kimseye kötülük edilmemesi, haksızlığa sabır ve dayanıklıkla karşı konulması, ayrılığa ve kavgaya neden olan inançların din olamayacağı… gibi ilkelerdir.
Konunun uzmanlarından Profesör Doktor Ethem Ruhi Fıglalı Bahailiğin günümüzdeki uzantılarını şöyle anlatıyor:
Bahailerin reisi olan Abdulbaha, 1908 Meşrutiyetinin ilanı üzerine tamamen serbest kalan Bahailiğin kısa sürede Mısır, Avrupa ve Amerika’ya nüfuz etmesine çalışmış ve bu iş için buralara seyahatlerde bulunmuştur. 28 Kasım 1921 (1340)’da Hayfa’daki ölümünden önce yerine büyük torunu Şevki efendi’yi İlahi Emrin Velisi sıfatıyla Bahailerin ruhani reisi ve ayetlerinin açıklayıcı olarak tayin etmiştir. Şevki Efendi, 1314/1897’de Akka’da doğmuş ve tahsilini Beyrut ve İngiltere’de Oxford Üniversitesi’nde yapmıştır. Amerikalı Bahailerden Maxwell ailesinin Miss Routh adlı kızlarıyla 1937’de evlenen Şevki Efendi, 4 Kasım 1957 tarihinde Lndra’daki ölümüne kadar Babailiği dünyaya yaymak için büyük gayret sarfetmiştir. Şevki Efendi’nin çocuğu olmadığı için Bahailiğin idaresi, Hayfa’da teşkil olunan Umumi Adalet Evi tarafından yürütülmektedir.
İdari teşkilat bakımından Umumî Adalet Evi, Bahaliliğin idari nizamının merkezidir. İdari nizamın en alt kademesi, Mahalli Ruhftî Mahfilleri’dir. İdari veya belediye taksimatına göre bölge, şehir, kasaba ve köylerde 21 yaşından yukarı olan Bahailer, 9 veya daha fazla iseler, bunlar her sene Rızvan Bayramı’nın 1. gününde (21 Nisan) seçim yapılan yerde oturan Bahailerden 9 kişiyi gizli rey ve açık tasnifle, propagandasız ve aday gösterilmeksizin Ruhani Mahfil üyeliğine seçerler.
Milli Ruhani Mahfiller ise, Bahailiğin bulunduğu ülkedeki Bahailerin merkezidir. Dokuz kişiden ibaret olan üyelerinin seçimi iki dereceli olup, o ülkede bulunan Mahallî Ruhani Mahfiller’in belirli sayıda gönderdikleri delegeler tarafından, o ülkedeki bütün Bahsiler arasından seçilir.
Umumî Adalet Evi ise, en üst idare merkezidir. Seçim üç derecelidir. Millî Ruhânî Mahfil üyeleri, dünya Bahâîleri içinden Umumi Adalet Evi’nin 9 kişilik üyelerini seçerler. Bunlar Hayfa’da otururlar.
Bahâîler, 1963 yılı istatistiklerine göre, dünyada 259 devlet, bölge veya adada Bahâîliğin mensubu bulunduğunu; buralarda 25.000 Bahâî merkezi olduğunu; 56 Ruhâni Mahfil ile 6151 Mahalli Ruhânî Mahfil bulunduğunu ileri sürmektedirler.
Bugün idari merkez durumundaki İsrail’in Hayfa şehrinde bulunan Umumi Adalet Evi’nden sonra gelen en önemli merkez Amerika’da Illinois eyaletinde Chicago yakınlarındaki Wilmette’tedir.
Memleketimizde çok az sayıda Bahai olduğu söylenmekte ise de, büyük bir gayretle kendilerinin ayrı bir dine mensup oldukları, Bahailiğin evrensel bir din olduğu yolundaki hukuki karar istihsal etme gayreti içindedirler. Hatta bu yolda alınan bilirkişi raporlarını delil olarak kullanmışlarsa da, Türk Yargıtay’ı, fevkalade adilane ve ilmi bir kararla (13.10.1962 tarih ve 1252 esas, 2435 sayı), Bahâîliğin ayrı bir din olarak kabul edilemeyeceğini tescil etmiştir. Gerçekten Bahâîlik kendine mahsus bir takım dini hükümler ve esaslar benimsemiş olmakla beraber, bu esaslar eski dinlerden ve özellikle Hıristiyanlık ve Islamiyetten alınmış unsurlardır ve açıklanmaları ancak mezkûr dinlerden alman unsurların izahı ile mümkündür. Bilhassa Şiiliğin Şeyhilik tarikatını şekillendiren fikirler, Bahâîlikte yeni bir kalıba sokulmuş olup kaynağını Şiiliğin Mehdî inancından doğan bazı anlayışlara, müfrit bâtını te’villere ve hurufiliğe dayandırmıştır.
Bahailik Görüşleri ve İnançları
Bahailer, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet’ten alınan prensiplerle kendilerini ayrı bir dine mensup olarak göstermek istemektedirler.
Bahai inancına göre Allah, zatı ye sıfatları itibariyle birdir, tektir, eşsizdir, öncesizdir, sonsuzdur, bakidir ve değişmezdir. Bab Ali Muhammed ise, içinde Allah’ın cemali görünen bir aynadır ve herkes O’nu orada temaşa edebilir. Nitekim el-Beyan’da şöyle denmektedir: Kendilerinizi ve işlerinizi öyle birer ayna haline getirin ki, bunlarda yalnız ve yalnız sevdiğiniz güneşten başka bir şey görmeyeseniz.
Hurufilik, Bahai inancında önemli yer tutar. Mesela bâb’a iman eden ilk 18 kişiye “Huruf-u Hayy” denir. Ondokuzuncusu bâb’ın kendisidir. Bu yüzden 19 rakamı mukaddestir. Yıl 19 ay, aylar da 19 gündür.
Bahaullah’a göre, Allah’ın zuhuru devamlıdır. Nitekim bâb’da zuhûr ettiği gibi, bilhassa kendisinde zuhûr etmiştir. O, bu zuhûrla kendinden önce gelen peygamberlerin öğretilerinde mündemiç olan hakikatları, yaşanılan şartlara göre yeniden ifade etmektedir. Bu bakımdan ne dinlerin ne de peygamberlerin sonu gelecektir. Nitekim ne Hz. Muhammed (s.a.s.) son peygamber, ne İslam son dindir, der. Ona göre Hz.Muhammed (s.a.s.), resullerin değil, nebilerin sonuncusudur, çünkü Allah’ın “Mürsillik” (Peygamber göndericilik) sıfatı son bulmaz.
Bahai inancı, insanlık aleminin birliği, bütün dinlerin, dil ve yazının birliği kadın erkek eşitliği, din ve ilim arasındaki ahenk, genel mecburi öğretim gibi hususlardan ibarettir, denebilir. Bahâîlere göre dini, milli, ırkı, vatani, siyasi taassuplar, insanlar için en tehlikeli unsurlar olduğundan terkedilmelidir. Genel barış, ancak Bahâullah’ın öğretileri ile sağlanabilir.
Bahailikte bazı dini hükümler de vardır. Onbeş yaşını bitiren her kız ve erkek Bahâînin yetmiş yaşına kadar Bahâîliğin şeri hükümlerini yerine getirmesi varih namaz, oruç, hac, zekât, kutsal âyetlerin okunması gibi hususlardır.
Bahailere göre namaz, samimi bir kalble Allah’ı anmadır. Namaz ferdidir ve duadan ibarettir. Üç türlü namaz vardır: 1) Büyük namaz: Günde bir defa Allah’a yalvarış için istek duyulduğunda kılınır. 2) Orta namaz: Günde üç defa kılınır. 3) Küçük namaz ise, bir âyetten ibaret olarak, günde bir defa ve öğle üzeri kılınır.
Bu üç çeşit namazdan birine karar verip kılmak kâfidir. Namaz kılmak Bahâullah’ın eserlerindeki kısımları, cümleleri, duaları okumaktan ibarettir. Kıble, Akkâ’da bulunan Bahâullah’m mezarıdır.
Oruç Bahâîlerde, 19 ay olan Alâ ayında 19 gün olarak tutulur (2 Mart-21 Mart arası). Güneş’in doğuşundan batışına kadar hiçbir şey yeyip içmemektir. Onbeş yaşından küçükler, hastalar, yolcular, ihtiyarlar, hamileler ve çocuğunu emziren anneler oruçla mükellef değildir. 21 Mart günü oruç bayramı olup aynı zamanda Bahai yılının ilk günüdür.
Hac, yalnız erkeklere ve mali durumu müsait olanlara farzdır ve bâb’ın Şiraz’daki evine veya Bahâullah’ın Bağdad’da ikamet ettiği eve yapılır. Belli zaman ve merasimi yoktur.
Zekât, Bahâîlerde vergi olarak alınır. El-Beyân’a göre, sene içinde azalmaması şartı ile sermaye üzerinden, senede malların beşte biri nisbetinde alman bu yergi, Mahfillere teslim olunur. Herkes bunu vermeye mecburdur, fakat ne ruhanî, ne cismani otoriteler bu vergiyi tahsil için kullanılabilir. Ancak Bahâullah, bunu Umumi Adalet Evi’nin gelir kaynağı olarak başka bir şekle sokmuştur.
Ayrıca her sabah ve akşam yorgunluk vermeyecek kadar Bahâullah ın dualarını okumak, her Bahai içiıı vacibdir. Alkollü içkiler yasaktır. Hükümetlere sadakat esastır. Ayrıca cihad da yasaktır. Evlilik, Bahâîlik’te, önemli bir müessesedir. Bâb’a göre evlenme, 11 veya 15 yaşından itibaren mecburidir; ama dini bir farz değildir. Boşanmaya iyi gözle bakılmaz; karı kocaya anlaşmaları için bir yıl mühlet verilir; boşananlar bir aylık mühletten sonra, 19 defaya kadar barışabilirler. Dul kalanlardan erkekler 90, kadınlar 95 gün sonra tekrar evlenmeye mecburdurlar, aksi takdirde cezaya çarptırılırlar. Evlilikte özel bir merasim yapılır ve Bahâullah ile Abdulbahâ’nın bu iş için yazdıkları dualar okunur.
Bahâiler için çalışılması haram olan 9 gün vardır. Bunlar, 1) 21 Mart: Nevruz Bayramı (Oruç Bayramı ve Bahâî yıl başı) 2) 21 Nisan: Rızvan Bayramı’nm ilk günü (Bahâullah’ın emrini ilanı 21 Nisan 1863); 3) 29 Nisan: Rızvan’ın 9. günü; 4) 2 Mayıs: Rızvan’m onikinci günü; 5) 23 Mayıs: Bâb’ın emrini açıklaması (22 Mayıs 1844 Güneş’in batışından sonra); 6) 29 Mayıs: Bahâullah’m vefatı (1893); 7) 9 Temmuz: Bâb’ın öldürülmesi (1850); 8) 20 Ekim: Bâb’m doğumu (1819); 9) 13 Kasım: Bahâullah’m doğumu (1817).
Ayrıca Bahâîler, her 19 günde bir defa toplantı yapmak zorundadırlar.
Bahâîlerin mâbedlerine “Meşriku’î-Ezkâr” adı verilir. Buralar bilhassa seher vakti, Tanrı’dan bağış ve yardım istenmesi için dua edilen yerlerdir. Her şehirde bir tane bulunabilecek bu mabedlerden halen dünyanın altı .yerinde vardır. Bunlar Asya, Mâbedi Aşkâbâd’da, Amerika Mabedi Wilmette’de, Afrika Mâbedi Kampala’da, Avrupa Mâbedi Almanya’da Frankfurt’ta, Avustralya Mâbedi Sidney’de ve Orta Amerika’da Panama’da Latin Amerika ana mâbedidir. Hepsi de’ dokuz cephelidir, her cephede bir kapı vardır. Bütün bu kapılar, bir kubbe altındaki merkezi bir salona açılır. Bu mâbedlerin çevresinde okul, yetimler yurdu, hastane vs. gibi dokuz muhtelif müessese vardır.
Bahâîlik dünyada bu türlü hayır müesseseleri, konferanslar, belirttiğimiz görüşleri ve davranışlarıyla, özellikle İslam kültür ve eğitiminden nasibini almamış yan aydın tabaka arasında propaganda faaliyetinde bulunmaktadır.
Son Yorumlar