Kulakları, burnu ve boğazı konu alan, bu organların hastalıklarını inceleyen hekimlik dalı.
Kulak-Burun-Boğaz Hekimliğini Tedavi Alanı
Kulak-burun-boğazdaki en küçük hastalık belirtisi önemsenmelidir. Her türlü ses bozukluğu (disfoni), her çeşit yutma güçlüğü (disfaji), tıbbi muayeneyi gerektirir. Burun boşluklarının sürekli hastalıkları, solunum işlevini etkiler, enfeksiyonlarsa alt solunum yollan ve akciğerlere kadar yayılabilir. Burun-yutak iltihaplan, anjinler, ivegen bademcik iltihaplarıdır ve kulak-burun-boğaz hastalıkları arasında en sık görülenlerdir. Farklı mikroplara bağlı olan bu hastalıklar, çoğunlukla virüs kökenlidir; yalnız kızıl anjini, difteri (kuşpalazı) anjini, kangrenli anjin, yutak ve bademcik çevresi bağdokusu iltihapları gibi bazı özel biçimler de vardır. Gırtlak hastalıkları arasında, gırtlak iltihabı (larenjit) ile iyicil ya da kötücül urlar sayılabilir.
Kulak-burun-boğaz hekimliğinde oldukça sık raslanan bir durum da burun kanamasıdır; kanama, bazen kendiliğinden durabileceği gibi, bazen de hekimin girişimini gerektirir. Gerçekten de, aşırı bir kanama, hastayı ölümle yüz yüze bırakacak kadar ciddi boyutlara ulaşabilir. Bazı genel hastalıklar sırasında yinelenen kanamalar, uzun dönemde kan yitimine ve önemli bir kansızlığa neden olur.Fitil ve tampon kullanımı ya da bazı durumlarda atardamarın bağlanması kanamayı durdurucu yöntemlerdir. Kulaklar düzeyinde, ivegen ya da süreğen kulak iltihapları, şakak kemiği mememsi çıkıntısı, “kaya parçası”, tümbeyinle beyin zarları gibi komşu bölgelere enfeksiyon yayılmasına yol açarak tehlike yaratabilirler. Kulak iltihaplarında sağırlık tehlikesi de söz konusudur. Baş dönmeleri, bedene oranla cisimlerin ya da daha seyrek olarak cisimlere göre bedenin yer değiştirdiğinin kişisel olarak duyulması halidir ve kulak-burun-boğaz hastalıkları kapsamına girer; iç kulaktaki (dolambaç, dalız, salyangoz ya da işitme sinirlerinde) bir hastalığın belirtilerini oluşturabilir. Tedavisi büyük titizlik gerektirir ve oldukla güçtür.
Özel Gereçler
Kulak-burun-boğaz hastalıklarına yakalanmış olan kişilerin muayeneleri özel gereçlerle yapılır; aslında gırtak, burun boşlukları, dış kulak yolu, giriş delikleri dar olan karanlık boşluklardır. Bazı durumlarda muayenede hafif bir uyuşturma (anestezi), refleksleri durdurmak için gerekli olmaktadır. Mutlak gerekli olan aygıtlar arasında burun ve kulak (değişik boylarda küçük huniler) başta gelir.
Burun spekulumları, biri, bir vida aracılığıyla hareketlenen iki supaptan oluşur. Dilbasan ise, dirsekli madeni bir aygıttır.
Yutağın burun parçasının ve gırtlağın dolaylı muayenesi, gırtlak aynaları olarak adlandırüan ince madeni bir sapa 45°’lik bir açıyla tutturulmuş küçük aynalar yardımıyla yapılır. Aynalar değişik boyutlardadır; yutağın burun parçasını incelemede kullamlan aynalar birkaç milimetre çapındadır. Bir başka önemli gereç de alm aynasıdır. Bu, içbükey ve bir ışık kaynağıyla donatılmış olan, hekimin bir yay yardımıyla alnına taktığı için ellerinin serbest kalmasını sağlayan, muayenede aydınlatıcı, yol gösterici görevi olan bir aygıtür. Işık demetinin şiddeti, incelenecek bölgenin üstüne yansıması ve ışık lekesinin boyutu rahatlıkla ayarlanabilmektedir. Kulak-burun-boğaz hekimi, muayenesi sırasında birçok inceleme yapabilir, ama bazı bulgular daha büyük uzmanlık gerektirir: Sözgelimi, soluk borusunun ve bronşların doğrudan incelendiği bronkoskopide, iç kulak muayenelerinde ve duyma niteliğinin ortaya çıkarıldığı işitme ölçümü denemelerinde. Röntgen incelemeleri çoğunlukla, sinüs iltihabının (sinüzit) tanısını doğrular; mukoza ve ütihap örneği alınması, var olan mikropların tanınmasını sağlar. Mukoza ya da düğüm biyopsisi, patolojik bir anlamı olan doku değişikliklerinin araştırılmasına olanak verir.
Son Yorumlar