Yüksek oranda karbon içeren, siyah renkli katı yakıt.
Kömür terimi, daha çok maden kömürlerine özgü olmakla birlikte, odun kömürünü de belirtir.
Maden Kömürü
Maden kömürü, havasız ortamda, mikroorganizmaların etkisi altında değişime uğrayan bitkisel maddenin birikimiyle oluşur. Karbon devrindeki büyük tufanların ardından, geniş ormanlar, ya bulundukları yerlere gömüldüler ya da akarsular aracılığıyla gömüldükleri ve yığüdıkları geniş çöküntü alanlarına doğru sürüklendiler. Birtakım bakterilerin ve mikrokokların etkisinde kalan bitki selülozunun havasız ortamda oksijen gidermeye denk düşen özel bir mayalanma ve karbon oranında sürekli bir artışın etkisi altında kaldığı varsayılır. Bunun sonucunda oluşan çeşitli evreler de şöyle sıralanır: Turba; linyit; taşkömürü; antrasit. Taşkömürü yataklarında fosilleşmiş ağaç gövdeleri ve Karbon devrinden kalma bitki yaprakları izlerinin bulunması da bu varsayımı doğrulamaktadır. Karbon oranı, yatağın eskiliğiyle birlikte artar. Buna göre şöyle bir ayrım yapılır: En son oluşanlar turbalardır (%60 kadar karhip olmak istiyorlardı. Ayrüık savaşı da bu yapısal anlaşmazlıktan çıktı ve sonunda iç savaşı kazanan Kuzey, köleliği kaldırdı. Ancak bu önlem zencilerin esirliği olgusunun yarattığı sorunları çözümlemekten uzak kaldı. Medeni hakların çoğunluğu kendilerine tanınmadığına göre biçimsel bir özbon, %30’dan çok oksijen ve % 6 hidrojen içerirler); daha eski olanlar linyitlerdir (% 65 kadar karbon, % 25’ten çok oksijen, % 5 hidrojen içerirler); taşkömürleri % 75-90 arası karbon,% 3-5 arası oksijen ve % 5 – 6 arası hidrojenden oluşurlar; en eski doğal kömürlerse antrasitlerdir (% 94’e kadar karbon içerirler). Kömürlerin yapısı bilinmemektedir. Büyük bir olasüıkla, bunlar birleşik halkalar oluşturan yüz kadar karbon atomu içeren makromoleküllerden meydana gelmişlerdir. Molekülün çevresinde, oksijenli, azotlu, kükürtlü fonksiyonlar ve alifatik dallanmalar bulunabilir. Kömürler eskidiklerinde, yapıları grafit yapraklarının yapısına benzemeye başlar. Bu kömürlerin pirolizi (ısıyla bozundurulması) yapıldığında, molekülün çevresi kraking yoluyla gaz ve katran türünde ürünler verir. Katranlardan, damıtma yoluyla, hafif,orta, ağır yağlar ya da naftalinli yağlar ve antrasenli yağlar elde edilir. Kalıntılar yolların kaplanmasında kullanılan asfaltı oluşturur. Böylece geriye, kok sağlayan karbonlu iskalet kalır. Kömür çıkarımı maden ocağına inen kuyulardan yapılır. Her kuyudan kömürün çıkarıldığı galeriler ayrılır. Maden filizi, piyasaya sürülmeden önce, ayıklanır, büyüklüğüne göre ayrıgürlük kazanan zencilerin artan ırkçılık koşullarında çalışmaktan başka hiçbir kaynakları yoktu.
Köleliğin kaldırılışından günümüze kadar, A.B.D’ndeki zenci azınlığın tarihi, gerçek bir özgürlüğün kazanılması savaşımı oldu.Kömür, hâlâ çok kullanılan bir yakıttır. Öte yandan, güçlü bir indirgen olan kömür sanayide, metalürji koku biçiminde bol miktarda kullanılır. Bu işlemden elde edilen yan ürünler, çok önemli kimya sanayilerinin kaynağıdırlar.
Odun Kömürü
Odun kömürü, odunun pirolizinin kalıntısıdır; % 82 – 86 arasında karbon. % 12-15 kadar uçucu madde ve % 2-3 oranında kül içerir. Isı gücü maden kömürününküyle karşılaştırılabilen, hafif ve siyah bir katıdır, kolayca yanar. Yakıt ve metalürjide indirgen olarak kullanılabilir.
Odunun ya havanın yalnızca küçük miktarlarda verildiği nemli toprakla örtülü yığınlarda, ya da havasız fırınlarda karbonlaştırılmasmdan elde edilir. Odunun pirolizi yaklaşık % 30 ağırlıkta odun kömürü, % 20 yakıt gazı, % 35-50 arasında piroliz sıvısı (aseton, asetik asit, metil alkol,vb. maddeler içerir) ve % 5 katran sağlar.
Etken Kömürü
Amorf bir karbon çeşididir;l 200°C’a doğru, karbonlu bir maddenin (genellikle, kemik, odun, turba, hindistancevizi kabuğu, vb.) fosforik asitle ısıtılıp sonra da hidroklorik asitle yıkanmasıyla elde edilir. Katalizör, renk giderici gibi birçok kullanım alanı vardır.
Karbon Kömürü
Kömürün koklaştırılması, yani taş kömürünün kapalı yerde damıtılmasıyla oluşan ürünlerin kimyası karbon kimyası olarak adlandırılır. Kokun demir-çelik sanayisinde kullanılması ve 1810’da İngiltere’de aydınlatma gazının kömürden hareketle üretilmesiyle başlamıştır. Taşkömürünün damıtılmasıyla kok ve aydınlatma gazı elde ediliyordu, ama aynı zamanda, katran ve amonyaklı su gibi çok sayı¬da ikinci dereceden ürünler de sağlanıyordu. Bu yan ürünlerin verimli biçimde kullanüması gerekiyordu. Katranların içinde şu maddeler bulundu: 1820’de Garden tarafından naftalin; 1825’te Faraday tarafından benzen; F.F. Runge tarafından pirol, kinolein, fenol, anilin, vb. 1856’da İngiliz Henry Perkin (1838 -1907) anilinin türevi olan ilk yapay boyarmaddeyi buldu: Anilin boyası (movein). 1859’da Fransız Emmanuel Verguin füksinin bireşimini gerçekleştirdi. Böylece, İngiltere’de, Fransa’da,sonra da Almanya’da kullanılan bitkisel boyarmaddelerin yerini, önemli bir yapay boyarmadde sanayisi aldı. Yan ürünler artık yakılmamaya başlandı ve kısa sürede çok değer kazandı. Ama karbon kimyası tam anlamıyla 1910’a doğru gelişti.
Son Yorumlar